Yandex
10 Temmuz 2025 Perşembe
İstanbul 26°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Siz bugün iktidarda olsanız ne yapardınız?

Hakan Topkurulu

Hakan Topkurulu

Gazete Yazarı

A+ A-

Çarşamba günü Büyüteç programını yaparken bir anda sunucumuz sevgili Dilek Doğan “Bugün siz iktidara gelseniz, yaşadığımız ekonomik sorunlar için ne yapardınız?” sorusunu sordu. Soru çok anlamlı. Anlamlı olmasının nedeni ise, Mehmet Şimşek ve Fatih Karahan’ın izlediği politikaların Türkiye’yi uçurumun kenarına doğru ittiğini sürekli söylüyoruz. Buna çözüm nedir konusuna ara sıra program içinde değinsek de burada yazılı olarak anlatmak daha kalıcı olacak.

Altını kalın çizgilerle çizmek gerekirse; Vatan Partisi’nin temel siyasetleri var ve bunlar değişmez stratejik program. Ancak iktidara ilk geldiğiniz anda, içinde bulunduğunuz koşullar o anki duruma göre kendine özgü birtakım politikaların da uygulanmasını gerektirmektedir.

Onun için ekonomide temel slogan olan “Tasarruf, Yatırım, Üretim, İstihdam” ilkelerini esas olarak almak. Şimdi daha pratiğe yönelik siyasetler yazacağım.

Her somut durumda içinde bulunduğumuz duruma uygun politikalar geliştirmek zorundayız. Yaptığımız toplantılar ve konuşmalarda da en çok sorulan sorulardandır. “Bugün iktidar olsanız ilk ne yaparsınız?”

Bugün içinde bulunduğumuz koşullar açısından cevaplayacağım.

TEKRAR BATI’YA TESLİMİYETÇİ POLİTİKALAR

Türkiye 2014 yılını takip eden yıllarda tereddütlü de olsa milli politikalar izlemeye başladı. Ancak 2023 yılı Haziran ayında kurulan yeni hükümet sonrasında Ak Parti’de ciddi bir kırılım başladı. Ak Parti tekrar Batı’ya daha teslimiyetçi bir politika izlemeye başladı.

Enflasyonla mücadele adı altında önce enflasyon yükseltildi. Bunu takiben faizler yükseltilerek, piyasa New York ve Londra fonlarına cazip, yüksek karlar üreten bir piyasa haline getirildi.

Bu politikalara karşı sert muhalefet sadece Ak Parti dışından değil, Ak Parti içindeki üretici gruplarından da geldi. Bu köşede ve Ulusal Kanal’daki programlarımda birçok kez belirttiğim gibi Yeni Şafak grubu, Mehmet Şimşek tarafından uygulanan politikalara sert bir şekilde manşetten karşı çıktı. Son olarak eski kalkınma Bakanı ve son olarak Ak Parti ekonomi siyasetlerinden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı olan Sn. Nihat Zeybekçi’de bu politikaları eleştirdi.

Ancak Ak Parti üst yönetiminin desteği ile bu politikalar halen yürürlükte.

Peki bu politikalarda temel olarak uygulanan nedir? Uygulanan bu politikalar ekonomiye nereden yüklenmektedir? Eğer yüklenilen yeri doğru tespit edersek ona karşı müdahaleyi de doğru yapabiliriz.

ÇALIŞAN KESİMİN VE EMEKLİLERİN GELİRLERİ KISILIYOR

Mehmet Şimşek ve ekibi faizleri yükselterek piyasaları sıcak para için cazip hale getiriyor demiştik. Zaten karşı çıkanlarda esas olarak reel sektörün finansmana ulaşamamasından ve ulaşılan finansmanın da maliyetinin yüksekliğinden bahsediyorlar.

Ayrıca Mehmet Şimşek enflasyonla mücadele adı altında mal ve hizmetler talebinin yüksek olduğundan, bu talebi durduramazsak enflasyonla mücadele edemeyeceğimizden bahsediyor. Bu bahisle beraber talebi düşürmek için özellikle çalışan kesimin ve emeklilerin gelirlerini kısarak piyasalarda talep baskısının kısılmasına çalışıyor.

Bugün ekonomide esas tehlike uygulanan sıkı para politikası ile ekonominin bugün can damarı durumunda olan üretici kesimlerin, yani sanayicinin, tüccarın ticaret ve üretim yapmak için ihtiyacı olan kredi fonlarını “para reel getiri sağlayarak, mal ve hizmet talebi yerine banklarda faiz geliri alması gerek” adı altında yükseltiyor.

Sanayici ve tüccar ticaretine devam etmek için ihtiyacı olan fonları artık elde ettiği kârların üzerinde bir maliyetle elde edebiliyorlar. Hatta bankaların yüksek faiz dönemlerinde risklerinin artması nedeniyle kredi kullandırmada daha muhafazakâr davranması nedeniyle bu pahalı paraya dahi ulaşmakta zorluk çekiyorlar.

Ayrıca hükümet yukarıda bahsettiğim gibi hem talebi kısmak hem de bütçeye yükün azaltılması ve sıcak paranın Türkiye’de elde edeceği faiz gelirlerinin risk altına girmemesi için asgari ücret ve emekli maaşlarını baskı altına alıyor.

Bugün iktidara gelsek ilk ne yapmamız gerekir. Hatta acil olarak ne yapmamız gerekir?

Neo liberal politikaların uygulanması ile bugün en büyük tehlike reel sektörün; hem maliyetlerinin yükselmesi nedeniyle krediye ulaşamaması hem de genel olarak enflasyonu düşürmek adı altında talebin kısılması dolayısı ile piyasalarda alış verişin azalmasıdır.

Bu politikalar sonucunda reel sektör firmaları önce işçi çıkarmaya sonra devamında konkordato ve iflasa uzanan bir süreç için evrilmeye başlamışlardır. Şimdilik, özellikle reel kesimin direnişi ile bu politika ağır ağır uygulansa da neoliberal taraf politikaların uygulanması konusunda hala hükümet cephesinde güçlü pozisyondadır ve ısrarla yüklenmektedir. Bu sürecin devamında iflaslar ve fabrika kapanmaları gelecektir. Fabrika kapanması kolay bir durum değildir. İşletmeyi bir anda durdurabilirsiniz, ancak aynı işletmeyi tekrar çalıştırmaya başlamak çok netameli ve cefalı bir süreçtir.

UCUZ FİNANSMANA ULAŞIM SAĞLANMALIDIR

Eğer bu politikalar bir süre daha böyle insafsızca uygulanırsa mukadderat şirket kapanmaları işsizlik ve sonucunda toplumsal kaos beklenmelidir.

Ancak halen oraya gelmeye zaman vardır. Onun için bugün iktidar olunursa acil yapılması gereken hemen faizlerin makul bir yere indirilerek, reel sektörün yani esnaf, sanayici ve tüccarın ucuz finansmana ulaşmasının sağlanmasıdır.

Bununla beraber talebin yükseltilerek üretimin satış kabiliyetine kavuşturulması sağlanmalıdır.

Bir başka önlem ise özellikle Avrupa ülkelerinde başlayan resesyon ile daralan ihracat imkânlarının başka bölgeler ihracatı ve yine iç piyasa geliştirmesi sonucunda desteklenmesidir.

Bugün iktidar olsak acil eylem planımız bu olacaktır. Ancak 6 ay sonra bu eylem planı başka bir şekil alabilir.

Toparlanan piyasaların ardından, aynı zamanda hemen “tasarruf, yatırım, üretim ve istihdam” için planlı karma ekonomi üretim devrimi programı çerçevesinde uygulanmaya başlayacaktır.

Bunların hepsine karşı “Ama Türkiye’nin dövize ihtiyacı var” yalanına karşı verilecek cevap bu yazının konusu dışındadır.

Mehmet Şimşek Fatih Karahan