Yandex
17 Haziran 2025 Salı
İstanbul 28°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Sovyet askerleri ve eski Cumhurbaşkanı Fischer

Kadim Ülker

Kadim Ülker

Site Yazarı

A+ A-

Viyana kenti, İkinci Dünya Savaşı sonrasında işgal edilmişti. Bu işgalden Avusturya ve Viyana kenti 70 yıl önce kurtulmuş, ülke bağımsızlığını ilan etmiş, kentte de işgal son bulmuştu. Viyana, bu 70 yıl önceki işgal sürecinde dört ülke tarafından işgal edilmiş ve kent bu dört devlet arasında paylaşılmıştı.

Bu işgal döneminde, kentin bir mahallesinden diğerine gitmek için pasaport kontrolünden geçmek; adeta bir gümrükten geçercesine işleme tabi tutulmak zorunluluğu vardı. Kentin doğusu ve kuzeydoğusunda kalan mahalleler ile güneydeki mahallenin bir bölümü Sovyet sektörü olarak tanımlanmıştı. Batı mahalleleri Fransızlar ve İngilizlerin denetiminde bulunurken, kuzey mahalleler Amerikan güçleri arasında paylaşılmıştı. Kentin merkezi ise uluslararası güçlerin kontrolünde kalmıştı.

Sovyet askerleri ve eski Cumhurbaşkanı Fischer - Resim : 1

SOVYET ASKERLERİ ANISINA DİKİLEN MEÇHUL ASKER ANITI

Kentin etrafı Sovyetler Birliği tarafından çepeçevre sarılmıştı. Avusturya bağımsızlığını ilan ettikten sonra bu işgal sona ermiş ve işgalci ülkeler kenti terk etmişlerdi. Sovyetler Birliği, kenti terk ederken, Viyana ve çevresinde görev yapan Sovyet askerleri anısına bir meçhul asker anıtı istemişti. Bu talep yerine getirilmiş ve günümüzde Wieden Mahallesi olarak bilinen bölgede devasa bir Sovyet askeri heykeli dikilmişti. O günden bu yana bu heykel orada durmaktadır.

Zaman zaman bu heykel çeşitli şekillerde kamufle edilmeye çalışılır. Heykelin önünde bulunan havuzun fıskiyeleri çoğu zaman çok yüksek tutularak Sovyet askerlerini gösteren heykellerin görünmesi engellenmeye çalışılmaktadır. Ancak bu anıt, kente ait rehberlerde yıllardır yer aldığından, bilenler tarafından bilinmektedir. Sovyet askerlerinin ziyaretçisi hiç eksik olmaz.

Sovyet askerleri ve eski Cumhurbaşkanı Fischer - Resim : 2
Heinz Fischer

YARI ÇIPLAK İKİ ERKEĞİN POSTERİ ASILDI

Bu yılki ziyaretçilerinden biri, Rus Zafer Günü’nü kutlayan Rus kökenli bir gruptu. Diğer dikkat çeken durum ise, sanki Viyana’nın başka bir yerinde yer kalmamış gibi, tam da Zafer Günü kutlamalarına bir gün kala birbirine sarılmış yarı çıplak iki erkeğin posteri, Sovyet askerlerini temsil eden anıtın bulunduğu meydana asılmış olmasıydı.

Viyana’daki Wiener Festwochen (Viyana Festival Haftaları) kapsamında sergilenen bir sanat eseri olarak tanımlanan, yarı çıplak iki erkek figürünün yer aldığı bu afiş, heykelin bulunduğu Schwarzenberg Meydanı'na asılmıştı. Bazı kişiler bu afişi ahlaki değerlere uygun bulmamış olacak ki afiş, kişi ya da kişiler tarafından tepkiyle karşılanarak yakıldı. Festival yetkilileri ise bu olayı kınayarak sanatın ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini belirttiler. Daha sonra yakılan fotoğrafın yerine bir yenisini daha astılar. Bu sefer fotoğrafın başına bir de bekçi diktiler; bekçi gece olası saldırılara karşı nöbet tutacaktı.

FİSCHER’İN GAZZE KONUSUNDAKİ ÇIKIŞI

Diğer taraftan, Zafer Günü kutlamalarına günler kala, Avusturya’nın vicdanı olarak bilinen eski Cumhurbaşkanlarından Dr. Heinz Fischer, ülkede çeşitli çevrelerin tepkisini çeken bir açıklamada bulundu. Daha önce de “Filistinli çocukların canı diğerlerinin canından daha değersiz değildir” diyerek, Filistinli çocukların katledilmesine karşı çıkmıştı. Eski başbakanlardan Bruno Kreisky’nin yanında yetişen Dr. Heinz Fischer, Avusturya Federal Hükümeti’ne bir çağrıda bulundu. Fischer, İsrail devletinin Gazze’deki saldırılarını sert bir dille eleştirmiş ve hükümeti bu konuda açık bir tavır almaya çağırmıştı.

Fischer, aşırı sağcı ve Siyonist söylemlerle hareket eden İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun savaş kabinesiyle Gazze halkına karşı yürüttüğü savaşın kendisinde büyük bir öfke uyandırdığını belirtti. Ukrayna’ya gösterilen duyarlılığın Gazze’ye de gösterilmesini istedi ve Gazze’de yaşananları “şoke edici eylemler” olarak değerlendirdi. Ayrıca İsrail’in savaş suçu içeren eylemlerine karşı sessiz kalınmaması gerektiğini belirterek, Avusturya Federal Hükümeti’nden bu olayları yakından takip etmesini ve tutum sergilemesini beklediğini ifade etti. Fischer ayrıca, İsrail devletinin Gazze’de Filistinlilere karşı girişmiş olduğu katliamcı tutumun, Musevi düşmanlığını körüklediğini söyledi. Dolayısıyla Netanyahu’nun politikalarının antisemitizmi azaltmak yerine artırdığını ve bu gidişata “dur” denilmesi gerektiğini dile getirdi. Ayrıca Yahudi soykırımının, Gazze’de yaşananları haklı gösteremeyeceğini belirterek, İsrail’in sadece insan haklarını değil, aynı zamanda uluslararası hukuku da ihlal ettiğini söyledi. Avusturya Sosyal Demokratlarının yaşayan en büyük siyasetçilerinden biri olan eski cumhurbaşkanı, Avusturya devletinin Filistin’i tanımama konusunda temkinli davrandığını da ekledi.

ESKİ CUMHURBAŞKANININ AÇIKLAMALARI TARTIŞMA YARATTI

Dr. Heinz Fischer’in Gazze konusundaki açıklamaları Avusturya’da çeşitli tepkilere yol açtı. Federal hükümetin dışında iki çevre daha tepki gösterdi: Avusturya Yahudi Cemaati ve İsrail Büyükelçiliği. Özellikle bu iki kurumun tepkileri, Fischer’in açıklamalarının basında daha geniş yer bulmasına neden oldu.

Dr. Heinz Fischer’in Die Presse gazetesinde yayımlanan açıklamalarının ardından federal hükümet, yaptığı açıklamada, İsrail’in Hamas’a karşı yürüttüğü savaşla ilgili başından beri net bir tutum içinde olduklarını ve İsrail hükümetiyle mevcut iyi ilişkilerini kullanarak İsrail’i uluslararası hukuka uymaya teşvik etmeye devam edeceklerini belirtti.

AVUSTURYA YAHUDİ CEMAATİ’NİN TEPKİSİ

Fischer’in, “Sadece öldürülen Yahudilerin dostu” olduğunu ve yaşayan Yahudilerin karşılaştığı tehlikeleri göz ardı ettiğini belirten Avusturya İsrail Kültür Cemaati (IKG) Genel Sekreteri Benyamin Nägele, Fischer’in açıklamalarını sert bir şekilde eleştirdi. Nägele, ayrıca Fischer’in Netanyahu’nun eylemlerinin antisemitizmi artırdığı yönündeki ifadelerini, “En eski antisemitik formüllerden biri” olarak nitelendirdi ve bu açıklamaların Fischer gibi Avusturya`nın en donanımlı siyasetçisi için “cehalet açısından eşsiz” olduğunu söyledi.

İSRAİL BÜYÜKELÇİLİĞİ’NDEN KINAMA

İsrail Büyükelçiliği’nin tepkisi de oldukça sert oldu. Yapılan açıklamada, Fischer’in açıklamaları kınandı. Büyükelçilik, Holokost’un antisemitizme karşı mücadele için değil, İsrail’e ahlaki ders vermek için kullanıldığını belirterek, bu tür açıklamaların aşırı siyasi güçlere cesaret vermekten başka bir işe yaramayacağını ve barışa hizmet etmeyeceğini ifade etti. İsrail’in Gazze’deki eylemlerinin savaş suçu olarak görülmesinin ahlaki olmadığını ve bunun kınanmayı hak etmediğini vurguladı.

İki dönem yüksek oy oranlarıyla cumhurbaşkanı seçilen ve 12 yıl görev yapan Dr. Heinz Fischer’e ne kendi partisi olan Avusturya Sosyal Demokrat Partisi’nden (SPÖ), ne de başka bir siyasi çevreden destek gelmiştir. Avusturya Yahudi Cemaati ve İsrail Büyükelçiliği karşısında yalnız bırakılmıştır. Bu da göstermektedir ki, bir dernek konumundaki örgütlenmenin, meclis başkanlığı, Avrupa Sosyal Demokratlar Fraksiyon Başkanlığı gibi görevleri bir yana, 12 yıl cumhurbaşkanlığı yapmış bir siyasetçiye bile destek olmaya kimsenin cesareti olmamıştır.

Avusturya