Suriye’de netleşen saflaşma
Suriye’de Esad yönetiminin devrilmesinden sonraki 4 ayın sonunda gelinen yer, bölge özelindeki güncel saflaşmanın daha berrak görülmesini sağlıyor. Bugün, Suriye’nin toprak bütünlüğünü ve siyasi birliğini savunan başta Türkiye olmak üzere bölge ülkelerinin lehine bir dünya tablosunun söz konusu olduğu görülüyor. Bugün bu konuda daha önce karşıt konumlarda olan devletlerin de içinde olduğu geniş bir uzlaşmanın olduğu söylenebilir. Dünya çapında bütçe kesintilerine giden Trump’lı ABD’nin Suriye’de kalmasının zemini de ortadan kalkıyor. Trump’ın “Obama ve Clinton kurdu” dediği IŞİD bahanesi zaten kalmamıştı. SDG ile Şam arasındaki anlaşma, Türkiye’de PKK’nın kendini feshetme sürecine paralel olarak başladı. Karşıt etkenler olsa da, yavaş da olsa, bu süreç ilerliyor. SDG’nin Halep’in bazı mahallelerinden çekilmesinden sonra diğer bölgelerde de aşama aşama Şam yönetimine kontrolü devretme işlemleri devam ediyor.
İSRAİL İNERKEN TÜRKİYE ÇIKIYOR
Esad yönetimi devrildikten sonra ABD, İsrail ve Türkiye’nin aynı safta olduğu iddia edilmişti. Ancak çok kısa bir süre içinde bunun doğru olmadığı ortaya çıktı. Bugün çok açık görülüyor ki, sadece Suriye düzleminde değil bölge genelinde İsrail ile Türkiye’nin siyasetleri arasında ters orantı vardır. Ve bugün şu görülmektedir: ABD’deki neo-conların desteğiyle Arap ülkelerine boyun eğdirmeye çalışan, Gazze’yi insansızlaştırmaya niyetlenen İsrail, bölgede kendi çıkarlarına karşı en büyük engel olarak İran’ı ya da Mısır’ı ve Suudi Arabistan’ı değil Türkiye’yi görmektedir.
İSRAİL VE ABD İÇİNDEKİ DİĞER KANAT
Öte yandan bugün Trump yönetiminin işbaşına gelmesiyle birlikte gücü zayıflayan fakat Amerikan devleti içindeki kilit kurumlarda varlığı devam eden, ABD hegemonyasını askeri müdahalelerle sürdürme yanlıları ile İsrail arasında tam bir bütünlük bulunuyor. Bu ekip, Trump’ın başlattığı Ukrayna savaşını sona erdirme inisiyatifine karşı çıkıyor, Tahran ile masaya oturmaya itiraz ediyor ve İran’ın nükleer programının askeri müdahaleyle sonlandırılmasını istiyor. Trump ile ABD devleti içindeki bu kanat arasında mücadele devam ediyor. Bu mücadelede, başkanlığı elinde bulunduran ve 2017’ye göre daha güçlü bir şekilde koltuğuna oturan Trump’ın diğer kanada göre üstünlüğü var.
SAFLAŞMANIN GEREĞİ
Bu tablonun bize anlattığı şudur: Suriye’de Esad yönetiminin devrilmesinden sonra da Türkiye, Rusya ve İran farklı cephelerde değil aynı cephededir. 8 Aralık’ta Esad’ın ülkeden ayrılmasıyla sonuçlanan yönetimin devrilmesi sırasında Türkiye ile farklı konumlarda yer alan Rusya ve İran’ın, siyasetlerini bu gerçeğe göre belirlemesi aynı zamanda kendi çıkarlarının gereğidir. Suriye konusunda olduğu kadar, Kafkasya’da ya da Orta Asya’da bu üç ülke ortak menfaatlere sahiptir. Bu üç ülkenin bölgesel rekabet yerine ortaklık kurmasının, birinin diğerine göre üstünlük sağlamasından çok daha önemli ve bütünsel bir kazanıma yol açacağı bellidir. Bu ortaklık, ABD hegemonyasının geriletilmesi, eşit, adil bir uluslararası ilişkiler sisteminin kurulması açısından tayin edici bir ağırlığın oluşmasını sağlar.