Yandex
09 Kasım 2025 Pazar
İstanbul 21°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Trump Barışı ve Türkiye’nin tavrı

Nadir Temeloğlu

Nadir Temeloğlu

Gazete Yazarı

A+ A-

Savunma Bakanlığının adını Savaş Bakanlığına çeviren, İsrail Meclisi’ndeki konuşmasında İran’a bombalar yağdırmakla övünen, Steve Witkoff’a “şimdiki hedefin Rusya” diye talimat veren, Ukrayna’ya Tomahawklar yollamaya hazırlanan ve Netanyahu’yu aklamaya çalışan Trump, “barış elçisi” pozlarıyla öne çıkıyor.
Bugün medya özeti: Trump Barışını allayıp pullamak.
Hürriyet gazetesi, “Anlaşmayı dört lider imzaladı” derken, Erdoğan’ın Netanyahu’nun zirveye gelmesinin engellediğini belirtti ve “Emrivaki ile one minute” başlığını attı.
Sabah, “Gazze’de barış için tarihi adım” manşetiyle çıktı. Trump’ın Erdoğan övgülerine yer verdi.
Sözcü ikinci manşetini bu konuya ayırmış: “Nihayet yüzler güldü ama soykırım unutulmayacak!” Hemen hemen her konuda Erdoğan’ı eleştiren Sözcü, konu “Trump Barışı” olunca “umutların yeşerdiğini” belirtiyor.
MHP’ye yakınlığıyla bilinen Türkgün, “İnsanlık için tarihi gün” manşetini attı.
Diğer manşetler şöyle… Türkiye: “Tarihi imza.”, Yeni Şafak: “Gazze sözleşmesi”, Karar: “Soykırıma resmen son verildi.”, Yeni Akit: “Gazze kasabına rest”, Akşam: “Katile Erdoğan vetosu”, Milliyet: “Diplomatik türbülans.”

ABD-İSRAİL’İN TUTUMUNDA
DEĞİŞİKLİK YOK

Dün Mısır’da, Kalıcı Barış ve Refah için Trump Deklarasyonu imzalandı. Bildirgede (deklarasyonda), “Trump Barış Anlaşması”nın bölge için umut, güvenlik ve refah için ortak vizyon olduğu vurgulanıyor.
Peki İsrail ile HAMAS arasındaki ateşkeste ne vardı?
Daha önce kabul edilen ve uygulanmaya başlanan 20 maddelik ateşkes anlaşmasında, “Gazze, komşularına tehdit oluşturmayan, radikalleşmeden arındırılmış ve terörden özgür bir bölge olacak.” deniliyordu. Yine HAMAS’ın silahsızlandırılması, Gazze’yi teknokrat bir Filistinli komitenin yönetmesi, ‘Barış Kurulu’ adında yeni uluslararası bir geçiş kurulunun bu komiteye nezaret etmesi yer alıyordu. Ayrıca HAMAS ve diğer grupların, Gazze yönetiminde hiçbir şekilde yer almayacağı ifade ediliyordu. Bir madde de şuydu: “Askeri, terör ve saldırı altyapıları (tüneller, silah üretim tesisleri) yok edilecek ve yeniden kurulmayacak.”
Dört ülkenin imzaladığı bildirgede de, “Aşırıcılık ve radikalleşmenin her türünü ortadan kaldırma kararlılığında birleşmiş bulunuyoruz.” denilerek, HAMAS’ın silahsızlandırılmasına imza atmış oluyorlar. Yine ayrıca “İsrail ile bölgedeki komşuları arasındaki dostane ve karşılıklı faydaya dayalı ilişkiyi memnuniyetle karşılıyoruz.” sözleriyle İsrail’i meşrulaştırma, normalleşme ve Trump’ın da işaret ettiği İbrahim Anlaşmalarını genişletme siyasetinin bildirgede yer aldığını görüyoruz.
Özetle, ABD ve İsrail’in de stratejik tutumunda bir değişikliğe tanık olmuyoruz.
Trump ve İsrail planının özü, Gazze’nin silahsızlandırılmasıdır. Bu planda Filistin Devleti yok.
Bu metin Trump planına uyulacağının taahhütü. Özetle, Filistin için bir kazanım görünmüyor.
Zaten Trump’ta Mısır’da yaptığı konuşmada, “Abraham Anlaşması'na birçok kişi katılacak. Bunu erken aşamada yapan ve buna sadık kalan dört büyük ülke var.” ifadelerini kullanıyor.

PEKİ SAVAŞ BİTTİ Mİ?

Türk basını Trump’ı, Trump üzerinden de Erdoğan’ı övüyor. Barış davulları çalınıyor, savaş bitti naraları atılıyor.
Fakat gerçek böyle değil. Savaş bitti, barış geldi doğru değil.
Bu plan bir çatışmanın durdurulması durumu. Filistin Devleti’nin kabul edilmesi, iki devletli çözüm gibi kalıcı çözüm getirecek hiçbir çözüm içermiyor.
Sayın MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de bugün partisinin grup toplantısında yaptığı açıklamada buna dikkat çekti:
“Akıbetinin ne olacağı henüz tam kestirilemeyen ateşkesle oyalanmanın, üç-beş esir takası yaşandı diye davul zurna çalmanın bir alemi yoktur. Gazze’de 67 bin 173 mazlumun canı alınmıştır. Gazze’yi emlak görenlere, nevzuhur Dubai projesi hazırlayanlara, Gazze’nin masum ve hakkı yenmiş Filistin halkının vatanıdır diyorum. 1967 sınırları temelinde, başkenti doğu Kudüs olan, bağımsız, egemen ve coğrafi bütünlüğüne kavuşmuş, iç siyasi istikrar ve demokratik işlerliğe ulaşmış, bunun yanı sıra Birleşmiş Milletler’de tam üyelik statüsünü elde etmiş bir Filistin Cumhuriyeti kurulmadıktan sonra mevzi kazanımlarla avunmak boşuna bir hevestir.”

DENGE BİTİYOR
DÜMEN KIRILIYOR

Trump, İsrail Meclisi’nde konuşurken 3. Dünya Savaşı ihtimaline değindi, “3. Dünya Savaşı Orta Doğu'da başlamayacak. Umuyorum ki bu savaş hiçbir şekilde olmayacak.” dedi.
Bu ateşkes ve bildiri, savaş ihtimalini belki erteliyor ama ortadan kaldırmıyor. Trump’ın söylediği gibi Orta Doğu’da savaş ihtimalini azaltmıyor, aksine Doğu Akdeniz’e odaklanmak için zaman kazandırıyor. Barış dönemine değil büyük savaşa hazırlık dönemine geçiliyor. Doğu Akdeniz’in önemini daha da öne çıkarıyor. Çünkü Doğu Akdeniz Çin’in ve Rusya’nın askeri bakımından zayıf olduğu yer. Çin özelinde de özellikle Hürmüz Boğazı, enerji olarak muhtaç olduğu bir yer.
ABD Donanması, Batı Asya ve Pasifik için savaşmaya hazırlanmaya çalışıyor.
Bu koşullarda savaş koşullarını ortadan kaldırabilecek tek bir çözüm var: Türkiye-Rusya-Çin-İran ittifakı.
Türkiye, Rusya, İran, Çin birleşirse bölgesel savaşı da önler, dünya savaşını da.
Bu koşullarda bölgenin ve dünyanın kaderi Türkiye’de düğümleniyor.
Türkiye bir karar eşiğinde.
Fakat hükûmetin burada izlediği çizgi şöyle:
-Suriye’de ABD ile yürümek.
-Güney Kafkasya’da Trump Koridoru’nu kabul etmek.
- Filistin konusunda Trump Barışına imza atmak.
Daha önce Suriye’de Astana, Güney Kafkasya’da 3+3 platformu yolu izleniyordu. Çin, Filistin meselesinde etkin oluyor, HAMAS ve FKÖ başta Filistinli grupları birleştirmeye çalışıyordu. Yani her yerde Asya ağırlık kazanıyordu. Fakat durum şimdi tersine dönüyor.
Hükûmet çok övdüğü “denge” siyasetinden vazgeçti ve dümeni Atlantik’e kırma işaretleri vermeye başladı.
Bu üç konudaki Türkiye’nin tavrı aynı zamanda Rusya, Çin ve İran'ın etkisinin kırılmasına, Batı ve Atlantik’in inisiyatif kazanmasına neden oldu.

TÜRKİYE YALNIZLAŞIYOR

AK Parti hükûmeti, Batı’dan övgü alsa da “Erdoğan’ı yıkma stratejisi” hâlâ geçerli. Bu siyasetler Türkiye’nin yalnızlaşmasına ve kriz anlarında ittifak bulamama tehlikesine yol açıyor.
Türkiye-Rusya-Çin-İran ittifakı bu tabloda dışlanıyor. Türkiye ağırlığını Batı’dan yana koyuyor. Maalesef Türk basını da bu tutumu yağlayıp ballıyor.
CHP’nin başını çektiği muhalefet ise, Batı’ya “Ben daha Atlantikçiyim, beni seç” mesajları yolluyor.
Oysa güvenlikte de ekonomide de Türkiye’ye tehditler ABD-İsrail ekseninde başlıyor.
Türkiye’nin bu koşullarda Avrasya’dan başka seçeneği bulunmuyor.
Trump barışına aldanan Türkiye, ekonomik ve güvenlikte büyük tehlikelerle karşı karşıya kalır.
Türk basını da sahte barışlara alkış tutmak yerine, Türkiye’nin önündeki tehditlere ve zorluklara odaklanmalı.

Gazze ABD Filistin