29 Mart 2024 Cuma
İstanbul 22°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Türk milleti engelleri hep aştı, yine aşacağız

Şule Perinçek

Şule Perinçek

Gazete Yazarı

Her seçimde nedense bir kez daha anımsarım. Bir kez daha anımsatmak da isterim. Neden vekil olunmak istenir. Neden vekil yapılmak istenir. Kıstaslar nedir.

Bir anlayış ve hedef önemli.

Kim daha çok oy ya da maddi katkı getirir diye mi…

Ya da al gülüm ver gülüm… ???

Soruya siyaset neden yapılırdan başlamak gerekiyor kuşkusuz…

İlk Meclis’te tanımlandığı gibi bir “vekalet” işi milletvekilliği. Ama milletin arzusunu gerçekleştirmek için vekalet.

Nabzına şerbet değil.

Geleceği doğru okumak.

Ve ileriye taşımak.

1919’da Samsun’a çıktığımda… diye başlar ya söze Mustafa Kemal.

O nasıl karanlık gece!

“Vatanın bütünlüğü, milletin bağımsızlığı tehlikededir.”

“Bu vaziyet ve şartlar karşısında kurtuluş için nasıl bir karar hatıra gelebilirdi?”

Üç seçenek sayıyor Mustafa Kemal,

İngiltere himayesi talep etmek.

Amerika mandası talep etmek.

Ya da yerel kurtuluş çarelerine yönelmek.

Türk milleti engelleri hep aştı, yine aşacağız - Resim : 1
7. yüzyıldan kalma dünyanın en eski camilerinden biri Çin'dedir. Çin camileri, bilinen kubbeli ve minareli cami mimarisinin aksine, genellikle hem Çin hem de İslam estetiğinin birleşimiyle pagoda tarzında inşa edilir. Xi'an Ulu Camii (Çince: 西安大清真寺), Çin'deki modern öncesi en büyük camilerden biridir. Cami ilk olarak MS 742 yılında inşa edilmiş olsa da, bugünkü hali büyük ölçüde MS 1384'te İmparator Hongwu'nun Ming hanedanlığı döneminde inşa edilmiştir. (@Bayt Al Fann)

MECLİS’TEN TEK OY ÇIKMADI

Oysa bir tek karar vardı:

“O da milli hâkimiyete dayalı, kayıtsız şartsız bağımsız yeni bir Türk Devleti kurmak.”

İşte bir milletin doğuşu bu kararla oldu.

Toplum ne vaziyetteydi?

“Milletin vicdanında ve geleceğinde sezdiğim büyük gelişme kabiliyetini, bir millî sır gibi vicdanımda taşıyarak, peyderpey bütün toplumuza tatbik ettirmek mecburiyetindeydim.”

Meclis ne durumdaydı?

İstanbul Meclisi’nde oylandı.

Bir gece önce kararlaştırdıkları halde bir tek el kalkmadı. Bir oy bile verilmedi.

Ama başarıya “milletin hissiyat ve fikirlerini hazırlamak” ve “ilk kararın çizdiği hattan ve yöneldiği hedeften asla sapmamış” olmak zafere ulaştırdı.

Hedefe kademe kademe ilerleniyor. (Atatürk’ün Bütün Eserleri, c.19, s.23-32)

Ankara’da Büyük Millet Meclisi açılıyor.

Engeller aşılıyor.

Adımlar atılıyor.

Adı Türkiye Büyük Millet Meclisi oluyor.

Cumhuriyet hemen üç yıl sonra. Ama ne üç yıl!

Türk milleti engelleri hep aştı, yine aşacağız - Resim : 2
TBMM Başkanı Mustafa Kemal, Kurtuluş Savaşı'nda cepheye malzeme götüren halkla beraber

BİRLİK İÇİN ELEŞTİRİ

Vekalet devam ediyor.

Engeller aşılıyor.

Yola devam.

Hem siyasi hem de ekonomik bağımsızlık fikriyle bir koçbaşı gibi emperyalist Batı’ya uzanmış Türkiye bir tehlikedir.

Türkiye bugün de aynı tayin edici ciddi görevle karşı karşıyadır.

Seçimlerin kan gölüne çevrilme tehditleri bu amaçla savrulmaktadır.

Kararlarımızı bu sorumlulukla vereceğiz.

Bu sorumlulukla imza vereceğiz.

Bu sorumlulukla oy kullanacağız.

KİM ÇIKACAK KÜRSÜYE

Türkiye’nin önünde zorlukları nasıl aşacağız?

Bu seçimde her attığımız adımı her kararı bu sorumlulukla 40 kez gözden geçireceğiz.

Kim milletvekili olacak?

Kim karar verici yerlere gelecek?

Milletin Meclisindeki o kürsüye kim çıkacak?

Evet, liyakat!

Evet, sanayicimiz, işçimiz, çiftçimiz, esnafımız, kadınımız, gencimiz, engellimiz… onların sesi yükselecek Ankara’dan.

Ama hepsi bir yana!!

Oy kaygısıyla karnından ABD konuşanlara, bölücülere, yobazlara nasıl yol verebilirsiniz!

Memleketi iyice batağa sürüklemeyi nasıl göze alırsınız!

TAHLİL VE TENKİTLERE İHTİYACIMIZ VAR

1931 seçimlerinde Gazi M. Kemal, Parti Reisi imzasıyla ikinci seçmenlere bir beyanname yayımlar.

“Parti’nin millete arz ettiği esas noktalar dahilindeki mesai ve faaliyetin fikirlerine ve görüşlerine iştirak etmeyen milletvekilleri tarafından tahlil ve tenkit edilmesini lüzumlu” gördüklerinin altını önemli çizer.

Çünkü:

“Bunda bilhassa bekledikleri fayda Fırka’nın candan, vatanperverane gayretlerinin ortaya konulmasına, genişletilmesine fırsat bulmak ve çoğunlukla tahrif edilen hakikatlerin iyice anlaşılmasını kolaylaştırmaktır.”

Kendilerini eleştiriye muhatap kılmayı lüzumlu görmektedirler.

Onun için Partili arkadaşlarından, kendi programlarına taraftar olmayan adaylara oy verme gibi ağır bir fedakârlık istemiştir.

Bu fedakârlık memleket idaresi için mebus seçmek vazifesi kadar önemlidir.

Dikkat edilmesi gereken vasıflar laik, cumhuriyetçi, milliyetçi ve samimi olmaktır.

MİLLETVEKİLİ OLMA KISTASLARI

Ayrıca Genel Sekreter Recep (Peker) imzalı Fahrettin (Altay) Bey’e gönderilen bir yazıda bir vekil tanımı vardır.

Devrim hükümetinin milletin vekiline bakış açısını ve değer yargılarını yansıtıyor. İlginçtir ki Çin Halk Cumhuriyeti’nde de benzer maddeler hâlâ uygulanmaktadır. Arada kilometrelerce uzaklık ve nesnel kültürel fark olmasına karşın aklın yolu bir.

Konya’dan bir çiftçi milletvekili yapılmak istenir. Özellikle Cumhurbaşkanı’nın ricasıdır.

Adayda bulunması istenen özellikler şunlardır:

“Aday mütegallibe olmamalı, kimsenin adamı bulunmamalı, az çok arazi ve çift çubuk sahibi olmalıdır.”

ÇİFTÇİ KALACAK

Özellikle “zahmet buyurulup” gidip çevre köylerden seçilmeli ve adı merkeze bildirilmelidir.

Sonra koşullar sıralanıyor:

1. Aday mebus seçildikten sonra da çiftçi kalacak, hayatını terk etmeyecek, mesleğine daima sadık kalacaktır. Mebusluğunda, tatil zamanında yine mesleğine ve mesleğinle meşguliyete bağlı kalacak; tatilinde köyünde aynı hayat tarzını yaşayacaktır.

2. Mutlaka milliyetperver olacak, milletlerarası her cereyana aleyhtar bulunacak, gerek Meclis'teki hal, vaziyet, söz ve faaliyetinde ve gerek meslektaşları ile temaslarında daima bu görüşü takip edecek.

3. Cumhuriyet Halk Fırkası'na ve onun prensiplerine, akidelerine, hareketlerine tam sadakat sahibi olacak ve mebusluğu müddetince bu vaziyetini muhafaza edecek, mutaassıp olmayacak.

KIYAFETİ ESAS MEMLEKETİNDEKİ GİBİ OLACAK

4. Meclis'teki hayatında hal ve vaziyeti ve kıyafeti esas memleketindeki gibi olacak, Meclis toplantılarına ve her yere kasketi, poturu ile gelecek, gündelik hayat ve yaşama tarzını değiştirmeyecek, yalnız merasim günlerinde herkes gibi frak-jaket-redingot giyecek.

5. Yeni harflerle az çok okuryazar olacak, bu hususta eksikliği varsa Meclis'teki hizmeti esnasında çalışıp tamamlayacak.

6. Konuşurken zeki ve aklıselim sahibi olacak, çok yaşlı ve mütegallibe olmayacak.

7. Milli Mücadele'de bir lekesi olmaması, muhitinde nazarı dikkati çeken bir kusur ve sevimsizliği bulunmamalı. Milli Mücadele'de hizmet etmeleri ve seçimlerde ve diğer vesilelerde Fırka'mıza hizmet etmiş olması arzu olunur. Hiç olmazsa muhalif bulunmamış olmalı, Fırka'ya kaydı yoksa derhal yaptırılmalıdır. (Atatürk’ün Bütün Eserleri, 20 Nisan 1931, c.25, s.216-117)

NEDEN VATAN PARTİSİ GENEL BAŞKANI VE CUMHURBAŞKANI ADAYI DOĞU PERİNÇEK’E İMZA VERİYORUM

Çünkü Türkiyem zorlukları aşsın istiyorum!

Çünkü Türkiyem Ankara’dan yönetilsin istiyorum

Çünkü O 55 yıldır bu yolda kararlıkla mücadele ediyor.

Sınadık.

Güveniyorum.

Ankara Seçim Meclis Doğu Perinçek Vatan Partisi