20 Nisan 2024 Cumartesi
İstanbul 14°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Üçüncü Dünya Savaşı kapıda mı?

Ali Rıza Taşdelen

Ali Rıza Taşdelen

Gazete Yazarı

A+ A-

Batı’da Ukrayna krizinin giderek büyüyerek bir “Üçüncü Dünya Savaşına” yol açacağı çokça dillendirilmeye başlandı. Hatta kimilerine göre dünya savaşı başladı.

Fransız tarihçi ve antropolog Emmanuel Todd’un “Üçüncü Dünya Savaşı başladı” adlı kitabı ile ilgili Le Figaro gazetesinden Alexandre Devecchio’nun yaptığı röportajda “Üçüncü Dünya Savaşı başladı… Savaşın başında Rusya ordusunun çok kuvvetli olduğu ve aksine ekonomisinin zayıf olduğu fikri ile yola çıkıldı. En başta düşünülen; Ukrayna’nın askeri olarak, Rusya’nın ise ekonomik olarak ezileceğiydi. Hâlbuki bunun tersi gerçekleşti. Ukrayna topraklarının yüzde 16’sını kaybetmiş olsa bile askeri olarak ezilmedi; Rusya da ekonomik anlamda ezilmedi.” diyen Todd şöyle devam ediyor: “Bu savaş aynı zamanda ABD adına da bir varoluş meselesi haline geldi. Artık en az Rusya kadar çatışmanın bir parçası haline geldiler ve geri dönüşleri yok. Bu yüzden de artık sonu gelmeyecek bir savaşta olduğumuzu söyleyebiliriz. Bu öyle bir karşılaşma ki, sonucunda taraflardan biri çöküş yaşayacaktır.”

Rusya’nın Ukrayna operasyonunun başlamasından bir ay sonra ABD Başkanı Biden “Amerikan pilotları ve mürettebatıyla birlikte saldırı ekipmanları, uçaklar, tanklar ve trenler göndereceğimiz düşüncesi bir Üçüncü Dünya Savaşı anlamına gelecektir.” demişti. Ve bugün Biden’ın belirttiği bu ağır silah ve teçhizatlar Ukrayna’ya gönderildi ve gönderilmeye devam ediliyor.

Batı, kamuoyunu “Rus işgaline karşı masum Ukraynalıları savunmak için onlara yardımcı oluyoruz.” yalanıyla kandırırken, başta ABD olmak üzere Fransa, İngiltere ve Polonya Rusya’ya karşı kullanılmak üzere ağır silahlar göndermişti.

NATO 2014’DEN BU YANA UKRAYNA’YI SİLAHLANDIRDI

Aslında, NATO’nun Ukrayna üzerinden Rusya’yı kuşatma planı 2014 Nazi darbesiyle başlamıştı. Donetsk ve Lugansk’ta savaşı durdurmak için Ukrayna, Rusya Federasyonu, Donetsk Halk Cumhuriyeti, Lugansk Halk Cumhuriyeti ve Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) temsilcileri tarafından 5 Eylül 2014 tarihinde Belarus’un Minsk kentinde imzalanan Minsk Anlaşması’nın, ABD ve müttefiklerinin Ukrayna ordusunu Rusya'ya karşı koymaya hazırlamak için zaman kazanmak için imzalandığını Almanya eski Başbakanı Merkel ve Fransa Eski Cumhurbaşkanı Hollande açıklamıştı. Keza, ABD deniz istihbarat subayı olan Scott Ritter’in Consortium News’e yazdığı makalede, birkaç yıldır “Batı'nın Ukrayna ordusunu Minsk anlaşmaları kisvesi altında Rusya ile çatışmaya hazırladığını” ifade etmişti.

NATO AVRUPA’YI DENETİM ARACIDIR

Fransa ve Almanya’nın özellikle de Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un Ukrayna krizini diplomatik yollarla çözmek istedikleri yönünde yaptıkları açıklamaların bugün ne kadar doğru ve samimi olduğu sorgulanıyor. Emmanuel Todd, Le Figaro röportajında “Almaya ve Fransa NATO’nun azınlık ortakları olmalarına rağmen Ukrayna’da askeri anlamda ne olup bittiğinden haberdar değillerdi. Hatta Fransız ve Alman hükümetleri saflıklarından ötürü birçok eleştiri aldılar çünkü bir Rus istilasına ihtimal vermiyorlardı. Daha doğrusu Amerikalıların, İngilizlerin ve Polonyalıların Ukrayna’ya geniş bir savaş imkânı sunabileceklerini bilmiyorlardı. NATO’nun şu anki temel ekseni Washington-Londra-Varşova-Kiev’dir.” diyor. Olur mu? Olur! NATO Charles de Gaulle’ün de dediği gibi ABD’nin Avrupalı üyelerini denetim aracı değil mi?

Bugün gerçek şu ki: Fransa da Almanya da ABD’nin peşine takılarak Rusya’ya yaptırım uygulamaya devam ediyor ve Ukrayna’yı alabildiğine silahlandırıyorlar. Macron 9 Ocak 2023’de Twitter hesabından yaptığı açıklamada, “Zafere kadar, barış Avrupa'ya dönene kadar, Ukrayna'ya desteğimiz zayıflamayacak. Bunu Cumhurbaşkanı Zelenskiy’e de söyledim: Fransa hafif muharebe tankları sağlayacak.” dedi. Fransa daha önce de, Crotale hava savunma bataryaları göndermiş ve 2022'de teslim edilen 18'e ek olarak daha fazla Sezar topçu parçası sözü vermişti.

NATO’NUN SAVAŞ TANKLARI UKRAYNA YOLUNDA

Ayrıca, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron yaptığı açıklamada ülkesinin ürettiği Leclerc tanklarını Ukrayna’ya gönderme seçeneğini dışlamadıklarını açıkladı.

Berlin de Ukrayna'ya destek olmak için 14 adet Leopard tankı gönderme kararı aldı ve Polonya’nın da elindeki Leopard tanklarını göndermesine yeşil ışık yaktı.

Yine İngiltere, Ukrayna’ya 14 adet “Challenger 2” tankı göndereceğini açıkladı.

Ve Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Joe Biden da Kiev'e bir Ukrayna taburuna denk gelen 31 adet M1 Abrams tankı temin edileceğini duyurdu.

Bunun üzerine Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov Moskova’da gazetecilere yaptığı açıklamada ABD ve Almanya ile birlikte bazı Avrupa ülkelerinin Ukrayna’ya tank sevk etme kararı ile ilgili “Avrupa başkentlerinden ve Washington'dan, Ukrayna'ya tanklar da dahil çeşitli silah sistemlerinin gönderilmesinin, bu ülkelerin veya ittifakın (NATO) Ukrayna'daki çatışmaya doğrudan müdahil olduğunu” ifade etti. Peskov, “Bu tanklar da diğerleri gibi yanacak. Ancak çok pahalılar ve bedeli de öncelikle Avrupalı vergi mükelleflerince ödenecek” dedi.

AMERİKA YORGUN, RUS EKONOMİSİ DİRENİYOR

Emmanuel Todd aynı röportajında “Amerika yorgundur. Rus ekonomisinin direnmesi Amerikan emperyal sistemini felakete sürüklemektedir. Hiç kimse Rus ekonomisinin NATO’nun ‘ekonomik gücü’ karşısında ayakta kalacağını öngörmemişti. Hatta bence Ruslar bile bunu tahmin etmemişlerdi. Rusya ekonomisi yaptırımlara süresiz olarak direnerek Çin tarafından desteklenmeye devam ederken, Avrupa ekonomisini tüketmeyi başarabilirse, dünyadaki Amerikan parasal ve mali kontrolleri çöker.” diyor. “2002 yılından beri Amerika başarısızlık üstüne başarısızlık yaşayarak geri çekilmeye devam ediyor. Amerika Birleşik Devletleri Irak’ı işgal etti fakat sonrasında ülkeyi İran’a teslim ederek onları Orta Doğunun en önemli aktörü haline getirdi. Afganistan’dan kaçtılar.” diyerek ABD’nin kaçınılmaz bir yenilgiye doğru ilerlediğini ifade ediyor.