24 Nisan 2024 Çarşamba
İstanbul 25°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Vatandaşa, EYT’liye yok! Müteahhitlere var!

Evren Devrim Zelyut

Evren Devrim Zelyut

Eski Yazar

A+ A-

Yapılan büyük karayolları, köprüler, tüneller bunlarla gurur duymamak mümkün mü? Elbette aklı başında her vatandaş bu yatırımları ülke ekonomisi ve insanların yaşam kalitesini artırması nedeniyle desteklemiştir. Ancak yatırımlar yapılırken bizlere söylenenler hala aklımızda: “Devletin kasasından, vatandaşın cebinden beş kuruş dahi çıkmayacak!”

Peki gerçekleşme nedir? Ne yazık ki 2019 yılı sonu itibari ile verilen taahhütlerin 17 milyar dolara yaklaştığı yani 115 milyar TL olduğunu biliyoruz.

Milyonlarca vatandaşın işini kaybettiği, firmaların kapandığı dönemde bile bu inşaatçılara 3,2 milyar TL’lik ödeme yapıldığı basında yer almıştı. Olağanüstü durumdan dolayı ödemelerin bir müddet ertelenmesi fikrine ise sıcak yaklaşılmamıştı.

Açlık sınırı altında yaşayan 22 milyon kişiye yani 5,5 milyon haneye yapılan bin liralık yardım maliyeti 5,5 milyar TL olmuştu. Yukarıda bir elin parmaklarını geçmeyen inşaat şirketlerine yapılan ödemelerle 22 milyon vatandaşa yapılan ödemeyi karşılaştırdığımızda Türkiye’de “Sosyal Devlet” anlayışının ne durumda olduğunu, Türk ekonomisindeki kaynakların kimlere akıtıldığını siz değerli okurlarımın takdirine bırakıyorum.Bugün emeği ile çalışıp emekliliğe hak kazanmış milyonlarca insana yani EYT’lilere verilmesi gereken para 10 milyar TL iken bundan imtina ederek müteahhit firmalara tam gaz kaynak akıtmak ne derece doğrudur?

EYT hakkının verilmesi an itibari ile Türkiye bütçesini sarsmayacaktır. Aksine EYT ile toplumun alım gücüne katkı verilerek, toplam talebin sağlıklı bir şekilde genele yayılması sağlanacaktır. Böylece durgunluk içindeki ekonomin çarkları dönecektir. Oysa an itibari ile kaynakların sadece üretim faktörlerini ellerinde tutanlara verilmesi hem toplumdaki gelir dağılımı adaletsizliğini artırmakta hem de yaşadığımız krizden çıkışın gecikmesini doğurmaktadır.

Türk ekonomisinde yaratılan hasıla oldukça büyüktür. Bu ekonomi emeklisine, memuruna, işçisine, EYT’lisine ve çiftçisine isterse daha çok pay verebilir. Başta EYT olmak üzere belirttiğimiz bu kesimlere bütçede verilecek kaynak olmadığı lafı ise safsatadan ibarettir.

Bölüşümün bugüne dek nasıl olduğunu biliyoruz, ne olacağını da yaşayarak göreceğiz…