Yandex
06 Şubat 2025 Perşembe
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Yaman bir çelişki

Cengiz Çakır

Cengiz Çakır

Gazete Yazarı

A+ A-

Tarım Eğitiminin 179. Yılı Etkinlikleri kapsamında 9 Ocak perşembe günü İzmir’de iki panel düzenlenmiştir. İlki, Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Başkanı Dr. Hakan Çakıcı’nın kolaylaştırıcılık yaptığı Tarımsal Üretim Planlaması panelidir.

Bu etkinlikte İzmir Tarım Orman Müdürü Mustafa Şahin, Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yusuf Kurucu ve Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bülent Gülçubuk sunumlar eşliğinde görüşlerini açıklamıştır.

İlk konuşmacı olan Tarım ve Orman İl Müdürü, daha çok yeni uygulamaya konan destekleme modeli üzerinde durmuştur. İzmir’in ilçelerinde destek verilen ve planlama kapsamına giren bitkisel ürünleri sıralanmıştır. Desteklenen ürünler arasında arpa, buğday ve yem bitkilerinin Türkiye’nin bütün havzalarında desteklendiği belirtilmiştir.

Tarım İl Müdürünün sunumundaki haritada, süt hayvancılığının en fazla yoğunlaştığı yerlerden biri olarak Konya ve çevresindeki iller gösterilmiştir. Buralar Türkiye’nin en kurak yerleri olup, yer altı suları kullanılarak dane ve silajlık mısır yetiştirilmektedir.

ALANDAKİ GÖZLEMLER

Mısır aşırı miktarda su tüketen ve toprağı sömüren bir bitkidir. Yağışın olmadığı bir dönemde buğdaydan sonra ikinci ürün olarak ekilen silajlık mısır çok sık sulanmaktadır. Mısıra aşırı miktarda ve tek taraflı azotlu gübre verilmektedir.

Koçan bağladığı sırada mısır tarlalarına yaban domuzları musallat olmaktadır. Geceleri tarlalarında tüfekle nöbet tutan ve üç kat elektrikli çit çekerek ürünlerini korumaya çalışan çiftçiler vardır. Çoğu kez bir fırsatını bulan yaban domuzları ürünleri yemekte, ezmekte ve tarlaları eşeleyerek büyük zarar vermektedirler. Çiftçiler yaban domuzlarının pis koku yaydığını ve domuzların zarar verdiği tarlalardan yapılan mısır silajını süt sığırlarının yemediğini belirtmektedirler.

BİLİMSEL SAPTAMALAR

Küçük Menderes Havzasında aluviyal karakterli süzek topraklar hakimdir. Entansif süt sığırcılığı işletmeleri havzanın hemen her yerine dağılmıştır. Konuşmacılardan Prof. Dr. Yusuf Kurucu, süt hayvancılığı işletmelerinin gübre yönetimi konusundaki hataları nedeniyle yer altı sularında nitrat kirliliği oluştuğunu defaatle dile getirmiştir.

Gübrelemenin aşırı ve bilinçsiz olması nedeniyle yer altı sularındaki nitrat düzeyinin 35 mg/L olan eşik değerinin çok üzerinde olduğu vurgulanmıştır. Havzanın her yerine dağılmış hayvancılık işletmelerinin denetim altına alınması zorunlu görülmektedir.

Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Başkanı Dr. Hakan Çakıcı toprak uzmanı sıfatıyla, kullanılan azotlu gübrelerin yarısının kültür bitkileri faydalanmadan derinlere sızarak taban sularına karıştığını ve nitrat kirliliğine yol açtığını ifade etmiştir.

PRATİK DENEYİM

Aynı gün öğleden sonra yapılan hayvancılık panelinde konuşan TİTAR adlı entansif süt sığırcılığı işletmesinin sahibi Sayın Mehmet Doğan, Küçük Menderes Havzasında süt hayvancılığının sürdürülebilir olmadığını belirtmiştir. Bir sağmal ineğin günde 200 litre suya ihtiyacı olduğu, bütün işletmelerin açtığı çoğu ruhsatsız kuyulardan aşırı miktarda su çekildiğini ifade etmiştir. Elektrikli pompa ile çekilen su ile salma sulama yapıldığını, ikinci ürün olarak yetiştirilen silajlık mısırın çok fazla su ve gübre kullanılarak yetiştirildiğini söylemiştir. Çiftlik gübresinin muhafaza ve kullanımında hatalar olduğunu da belirtmiştir. Ayrıca Havzada erozyon kontrolü için ağaçlandırma yapılarak, küçükbaş hayvancılığa yönelmeyi önermiştir. Büyük baş hayvancılığın Kars, Erzurum, Muş gibi elverişli meraları olan yerlerde yoğunlaşması gerektiğini sözlerine eklemiştir.

ÇELİŞKİLİ POLİTİKA

“Politika bilimin yaşama uygulanması sanatıdır.” Özü itibarıyla Çiftçi Kayıt Sistemi’nde kayıtlı olan çiftçilerin mazot ve gübre maliyetinin bazen yarısını, bazen hepsini karşılamaktan ibaret olan bir tarım politikası son derece yetersizdir. Dışalım yoluyla tedarik edilen ve fiyatı döviz kurlarına bağlı olan bu girdileri finanse ederek kullanımını teşvik etmiş olursunuz. Yukarıda açıklanan bilimsel veriler ve alandaki durum Ödemişli bir üretici silajlık mısırın neden yer almadığını sorunca, Tarım Orman İl Müdürü silajlık mısırın ikinci grup yem bitkileri arasında yer aldığını söylemiştir. Yem bitkileri bütün havzalarda planlama kapsamında desteklenmekte olup silajlık mısır için dekara 317,2 lira ödeme yapılacaktır. Bu durumda bir İran atasözünün yeri gelmiştir.

“Men çe guyem, tamburem çe zened?”

“Ben ne söylerim, tamburum ne çalar?”

Tarım