Yeni bir OYAK yasası hazırlamanın zamanı gelmedi mi? - I
1961’de kurulan OYAK’ın, günümüzde 470.484 üyesi, yani 470.484 patronu vardır. Yüzbinlerce OYAK üyesinin maaşlarından kesilen zorunlu aidatların dönüştüğü yatırımlar; Türkiye’nin toplam ihracatının %1,81’ini gerçekleştirmiş ve 38.796 emekçinin de ekmek kapısı olmuştur.
OYAK’ın 470.484 patronu, yani üyesi; “zorunlu” ve “isteğe bağlı” olmak üzere iki ayrı gruptan oluşur. TSK’da görev yapmaya devam eden tüm subay, astsubay ve muadilleri, OYAK’ın zorunlu üyeleridir. Toplamı 158.082 olan zorunlu üyeler, tüm OYAK üyelerinin yalnızca %33,6’sı, kabaca 1/3’üdür. Uzman erbaşlar; subay, astsubay ve muadili olmayan diğer MSB, Jandarma ve Sahil Güvenlik personeli; OYAK çalışanları; yarıdan fazlası OYAK sermayeli olan şirket çalışanları ise, “isterlerse” OYAK’a üye olurlar. Çalışma hayatları devam eden bu gönüllü OYAK üyelerinin sayısı ise 244.963’tür ve tüm OYAK üyelerinin %52’sidir. Zorunlu veya istekli üyeler, emekli olduklarında isterlerse, OYAK emeklilik yardımının en az ¼’ünü, maaş karşılığında OYAK’ta tutmaya devam ederek üyeliklerini devam ettirebilirler. Emekli oldukları hâlde, OYAK’a üyeliklerini devam ettirenlerin sayısı da 67.439’dür. İşte, tüm OYAK üyelerinin %14,3’ünü oluşturan bu emekli OYAK üyeleri, her ne kadar OYAK Yönetimi tarafından –yasadaki tanımının aksine- ikinci basamak tamamlayıcı mesleki emeklilik fonu müşterisi- muamelesi yapılmaya çalışılmakta ise de, OYAK varlıklarının %43’ünün sahibidirler. Yani, OYAK’ın en fazla katkı sağlayan patronlarıdır.
1961 OYAK Yasası’na göre OYAK Yönetimi’nin taban organı “Temsilciler Meclisi”dir ve 3 yılda bir toplanır. Yasada, Temsilciler Meclisi’nin 50-100 kişiden oluşturulacağı yazılı olmakla beraber Milli Savunma Bakanlığı, 75 kişilik Temsilciler Meclisi oluşturmayı tercih etmektedir.
Temsilciler Meclisi’nin kimlerden oluşacağı “demokratik” yöntemlerle değil; birlik ve kuvvet komutanlarının tekliflerini de dikkate alan Milli Savunma Bakanı’nın (başka bir açıdan Hükûmet’in) kararıyla belirlenmektedir. Yani, OYAK üyelerinin “Temsilciler Kurulu’na şahsen aday olma veya aday gösterilme” durumları, söz konusu bile değildir; Komuta Katı, dilediğini önerir ve Milli Savunma Bakanı da dilediğini seçer.
Esasında, çalışan OYAK üyelerinin zorunlu maaş kesintileriyle yapılacak yatırımların yönetimi için temsil iradesi sunma meselesinin askerî hiyerarşiye bağlanmış olması, hem mantık dışıdır hem de anayasaya aykırıdır. OYAK için maaşlarından kesinti yapılanlar, evet askerdirler, ama OYAK yatırımları, askerî alanın değil, ekonomi alanının içindedir. Bu nedenle, OYAK Temsilciler Meclisi’nin, Milli Savunma Bakanı kararı yerine, OYAK üyelerinin “özgür oyları ile” seçilmesi gerekmez mi?
Bir diğer konu, Temsilciler Meclisi üyelerinin kim oldukları bilmecesidir. 34 yıllık OYAK üyeliğim süresince, 75 kişilik Temsilciler Meclisi’ne kimlerin seçildiğini ruhum bile duymadı. Çünkü OYAK, Temsilciler Meclisine seçilenlerin isimlerini ve iletişim bilgilerini, üyelerine asla bildirmez. OYAK, bu karartmayı yaptığı için de, Temsilciler Meclisi’ne seçilenler, OYAK üyelerinin görüşlerinden habersiz şekilde “kendilerinin, çok yakın çevrede rastlayabildikleri OYAK üyelerinin, komuta heyetinin ve Milli Savunma Bakanı’nın (yani Hükûmet’in)” temsilcisi olurlar. Oysa OYAK’ın veya MSB’nin 75 kişilik “Temsilciler Meclisi”ni ve iletişim bilgilerini, birer e-posta ile 470.484 üyesine bildirmesi, ne kadar zor olabilir ki? Böylesi karartma ortamında; 2018’de MSB’nin seçtiği 75 kişilik OYAK Temsilciler Meclisi’nin yalnızca sayısal statü dağılımına ulaşabildim. 2018’de OYAK Temsilciler Meclisi’ni oluşturan 75 kişinin 7’si general/amirallerden belirlenmiş. Sorun şu ki, Türkiye’deki amiral/general sayısı, yalnızca 327’dir. Başka bir ifade ile amiral/generaller toplam OYAK üye sayısının binde birinden bile az iken OYAK Temsilciler Meclisi’nde %9 oranında temsil edilmişler.
2018’de OYAK Temsilciler Meclisi’ne 7 general/amiralden başka, 31 subay ve 28 astsubay veya muadilinin seçilmiş olması da, diğer bir sorunun işaretidir. Buna göre, 75 kişilik OYAK Temsilciler Meclisi’nde 66 zorunlu üye bulunmaktadır. Anlayacağınız, toplam OYAK üye sayısının yalnızca %33,6’sını oluşturan zorunlu üyeler, OYAK Temsilciler Meclisi’nde %88 oranında temsil edilmişler. Anlayacağınız MSB, Temsilciler Meclisi’nin belirlenmesinde orantılılığı korumak için kafa yormuşa benzemiyor.
Peki, toplam OYAK üyelerinin %14,3’ünü oluşturan ve toplam OYAK’ın varlıklarının %43’üne sahip olan emekli OYAK üyeleri, Temsilciler Meclisi’nde hangi oranda temsil ediliyor? Cevap: “Sıfır” oranında… Emeklilerin yok sayıldığı; diğer üyeler arasında orantılılığın pas geçildiği ve “katı hiyerarşi”nin temellendirdiği Temsilciler Meclisi, OYAK’ta kimin haklarını savunabilir sizce? Çoğunluk OYAK üyelerinin değil elbette…
Sonuç olarak; 1961 OYAK Yasası, günümüz şartlarına hiç de uygun değildir. Güncel gereksinim: OYAK üyelerinin bir bölümünü yok saymayan; her statüdeki, hatta her rütbedeki OYAK üyelerinin ayrı ayrı, orantılı temsilini sağlayan; seçimine “katı hiyerarşiye karıştırmayan” OYAK Temsilciler Meclisi… Çözümü ise gayet basit: Yepyeni bir OYAK Yasası hazırlamak…
OYAK Yasası ile ilgili önerilerim haftaya devam edecek…