Yogi Kazım'ın ardından: Bir asırlık efsanenin hikayesi

1960’larda, Adana’dan yakışıklı bir sporcu Araklı İlkokulu'na geldi ve dedem öğretmen Halim Gençoğlu’nun sınıfındaki öğrencilere eğitim verdi. Esasında Milli Eğitim Bakanlığı tarafından tüm okullara gönderilen Yogi Kazım (Gürbüz), sporun ve sağlıklı yaşamanın önemini anlatmak için derslere girerdi. 1965’li yıllarda Trabzon tarafına gönderilmiş ve Araklı-Sürmene gibi ilçelerdeki okullarda bile sağlıklı yaşam ve sporun önemini anlatırmış. Bundan sonra Yogi Kazım, Türkiye’de yoga sporunun öncülerinden biri olarak tanındı. Adanalı olan Kazım Bey, atletik yapısı ve enerjisiyle kısa sürede bölgedeki öğrencilerin ve öğretmenlerin büyük ilgisini çekti. Özellikle Araklı İlköğretim Okulu’nda, Halim öğretmenin sınıfındaki gençlere yoga ve beden eğitimi tanıtarak hem fiziksel hem de zihinsel sağlığın önemini vurguladı.

Yogi Kazım yalnızca bir sporcu değil, aynı zamanda hayatı boyunca sağlıklı yaşam, doğal beslenme ve zihinsel dinginlik konularında da çok insana ilham kaynağı oldu. Modern yoga ve spor disiplini anlayışını Anadolu’nun en uzak köylerine kadar taşıyan bir öncüydü.

YOGİ KAZIM’IN İYİLEŞME MUCİZESİ

Gençlik yıllarında sporcu kimliğiyle tanınan Yogi Kazım, bir gün hayatını tamamen değiştiren talihsiz bir trafik kazası geçirdi. Kazada vücudunun birçok yerinde kırıklar oluşmuş, hekimler uzun süreli yatak istirahati ve sınırlı bir yaşam önermişti. Ancak Kazım, bu kaderi kabul etmedi. Tıp biliminin verdiği tedavi yöntemlerine ek olarak, yıllardır hayatının bir parçası haline getirdiği yoga pratiğine dört elle sarıldı. Bedeniyle barışık olmanın, nefes kontrolü ve kasların doğru çalıştırılması sayesinde doğal bir iyileşme sağlayabileceğini biliyordu. Günlük olarak sabırlı ve sistemli bir şekilde yaptığı yoga çalışmaları, zamanla vücudunun esnekliğini ve gücünü yeniden kazanmasına yardımcı oldu. Zihinsel odaklanma ve meditasyon sayesinde acılarını daha iyi yönetebildi, umutsuzluğa kapılmadan bu sancılı süreci olgunlukla karşıladı.

Birkaç yıl içinde Yogi Kazım, doktorların umutsuzca baktığı ağır yaralanmalarına rağmen mucizevi bir şekilde tamamen iyileşti. Bu süreçte yoga felsefesinin sadece bedensel değil, ruhsal bir şifa kaynağı olduğunu herkese kanıtladı. Kendi deneyimini hayatının ilerleyen yıllarında birçok kişiye aktaran Yogi Kazım, yoga sayesinde sadece kendi bedenini değil, etrafındakilerin umutlarını da onardı. Onun bu olağanüstü iyileşme hikayesi, yoga sporuna olan bağlılığının ve inancının yaşayan bir kanıtı olarak hafızalara kazındı.

Yogi Kazım’ın geçirdiği ağır trafik kazasından sonra, sadece bedensel değil, zihinsel direncini de kullanarak yoga pratiğiyle yeniden sağlığına kavuştu. Yoga sayesinde hem bedenini güçlendirdi hem de ruhsal dengesini korudu. Böylece, fiziksel sağlığı ile zihinsel gücü arasında kurduğu denge, Atatürk’ün meşhur sözüne yaşayan bir örnek teşkil etti. Yogi Kazım’ın hayatı, güçlü bir bedenin nasıl sağlam bir kafaya ve güçlü bir iradeye kapı araladığını açıkça gösterir. Mustafa Kemal Atatürk’ün “Sağlam kafa, sağlam vücutta bulunur!” sözü, zihinsel ve ruhsal sağlığın fiziksel sağlıkla doğrudan ilişkili olduğunu vurgular. Yani, güçlü ve sağlıklı bir bedenin, sağlıklı düşünce yapısının ve güçlü bir karakterin temelini oluşturduğunu ifade eder.

YOGA İLE YENİDEN DOĞUŞ

Hayatını doğaya adayan, sade yaşam tarzı ve pozitif enerjisiyle tanınan Yogi Kazım, geçen günlerde 100’lü yaşlarında hayata gözlerini yumdu. Onun Trabzon’a taşıdığı yoga kültürü, nesiller boyu sporun ve sağlıklı yaşamın yayılmasına öncülük etti. Yogi Kazım 1968'de Suudi Arabistan Kralı İbn-i Suud ile 1984 yılında Fildişi Sahilleri Cumhurbaşkanı Felix Houphouet’i tedavi etmişti.

Bugün Trabzon ve çevresinde hâlâ birçok kişi, Yogi Kazım’ın verdiği ilk eğitimlerden ilham alarak güreş gibi sporlar yaparak sağlıklı bir yaşam sürüyorlar. Halim hoca ile başlayan bu dostluk ve iş birliği, Trabzon halkının yaşamına yeni bir soluk kazandırmıştı. Yogi Kazım, ardında sadece bir spor mirası değil, aynı zamanda hayat dolu bir ruhun izlerini de bıraktı.

Mekânı cennet olsun...