29 Mart 2024 Cuma
İstanbul 20°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Kriz, arayış, çıkış yolu

Mehmet Bedri Gültekin

Mehmet Bedri Gültekin

Eski Yazar

Kriz dönemlerinin önemli göstergelerinden biri, bütün halkın bir arayış içine girmesidir. Mevcut iktidardan nasiplenen bir avuç insan dışında hiç kimse, bu arayışın dışında değildir. 

2015’in Türkiye’si ile ilgili olarak bu anlamda saptanılması gereken en önemli gerçek, AKP’ye oy vermeyi düşünen yüzde 40 civarındaki seçmenin de durumundan memnun olmadığıdır. 

Dolaysıyla işte ancak bu durumdaki seçmenle birleşmeye yönelik politikası olan ve bu konuda adım atma yeteneğine sahip bir Parti, ülkenin geleceğinde söz sahibi olabilir. 

Kriz dönemleri, arayış içindeki yurttaşın siyaset tablosunu değiştirdiği dönemlerdir. Tarihimiz bu açıdan zengin ve öğretici örneklerle doludur.  

KURTULUŞ SAVAŞI ÖRNEĞİ 

Kurtuluş savaşında Ankara’da toplanan Meclis’te, o günün Türkiye’sinin hemen bütün siyasi akımları vardı. 

Birinci ve İkinci Grup olarak tanımlanan Meclis’teki iki ana Mebus kümelenmesi içinde, milletin hemen bütün eğilimleri bulunuyordu. 

Sosyalistlerden Padişah yanlılarına varana kadar toplumun her kesimi Birinci TBMM’nin içindeydi.  

Ama sonuç olarak her iki grup da Milli Kurtuluş için bir aradaydı.. 

Burada altı çizilmesi gereken nokta, Mustafa Kemal ve arkadaşlarının milli kurtuluş programı temelinde arayış içine giren bütün milleti kendi önderlikleri altında birleştirmiş olmalarıdır. 

İlk Müdaafai Hukuk Cemiyetinin kuruluşundan 17 ay sonra Anakara’da Milli Hükümetin kurulmasını mümkün kılan, bir yandan arayış içindeki Millet gerçeği, öte yandan Milleti birleştirme becerisini gösteren Mustafa Kemal’in önderliğidir. 

2001 YILI ARAYIŞI 

2000’li yılların başında Türkiye’de bir yandan ağır bir kriz yaşandı. Krize bağlı olarak halkın, sistemin egemen partilerinden büyük bir kopuşu da gerçekleşti. 

Türkiye’yi yöneten koalisyonu oluşturan ANAP, DSP ve MHP 2002 yılında yapılan seçimlerde baraj altında kaldılar. 

Ama sistem henüz bütün rezervlerini tüketmemişti. Onun için “yeni” etiketi ile ortaya çıkan ve sistemin baş efendisi ABD ile yerli işbirlikçilerinin desteğini alan AKP, halktaki arayışı bambaşka bir yöne, kendisine çevirebildi. 

Öte yandan gene sistem içinde bir çözümün adresi olarak piyasaya çıkarılan Genç Parti, Devrimci Partinin (İşçi Partisi) söylemlerini taklit ederek yüzde 7.5 civarında oy alabildi. 

GÜNÜMÜZDE DURUM 

2014 yılında bir kamuoyu araştırmasına göre AKP’ye oy veren seçmenin yaklaşık üçte biri, oy verebileceği bir Parti’nin çıkması durumunda Partisini değiştirebileceğini söylemiştir. 

Aynı oran CHP ve MHP seçmeni açısından ise yüzde 60’ın üzerindedir. 

Bu oranların şimdi çok daha yukarılarda olduğunu söyleyebiliriz. 

Başlı başına bu veriler, 7 Haziran’da yapılacak olan seçimlerin büyük sürprizlere gebe olduğunu göstermeye yeter. 

ABD ve işbirlikçileri halkın bu arayışını, bölünme ve çatışmanın etkenlerini derinleştirecek bir yola yöneltmeye çalışıyorlar. HDP bunun için şişiriliyor. 

ÇIKIŞ YOLU 

Vatan Partisi’nin 15 Şubat tarihinde yapılan Olağanüstü Kurultayında ve sonrasında meydana gelen gelişmelere bu gerçeğin ışığında bakmak gerekiyor. 

Türkiye’nin hemen bütün siyasi akımlarından önemli şahsiyetler Vatan Partisi’ne katıldılar.  

Kurultay’da seçilen Merkez Karar Kurulu’nda, sonrasında belirlenen Merkez Yürütme Kurulu’nda ve Başkanlık Kurulu’nda yer alan isimlerin siyasi geçmişlerine bakıldığında, normal dönemlerde rastlanmayan sıra dışı bir gelişmenin yaşandığını tespit ederiz. 

Kurultaydan bu yana geçen hemen bütün şehirlerde gerçekleşen üye katılım törenlerinde de benzer bir duruma tanık oluyoruz. 

Buradan hareketle şu sonuca varabiliriz. 

Türkiye derinleşen bir krizin içindedir. Değişik eğilimlerden yurttaşlar belli bir adreste toplanma eğilimine girmişlerdir.  

Kısacası Türkiye çıkış yoluna girmiştir.