25 Nisan 2024 Perşembe
İstanbul 22°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Halka yol gösteren özgürlük: Mustang

Kadın bedeni üzerindeki ataerkil tahakkümün ve çocuklara yönelik cinsel istismarın had safhaya ulaştığı günümüz Türkiye gerçeğinde bu filmin en azından bir şeyler anlatma derdi var

Halka yol gösteren özgürlük: Mustang
A+ A-

Veysel Boğatepe

Geçen yıl Oscar, Altın Küre ve 88. Akademi Ödülleri’nde “Yabancı dalda en iyi film” ödülleriyle dönen Mustang filmi bana Fransız resim sanatının başyapıtlarından biri olarak kabul edilen yağlı boya tabloyu anımsattı. Kral 10. Charles’ın devrilişine yol açan üç günlük halk ayaklanmasının anısına Eugene Delacroix tarafından yapılan “Halka Yol Gösteren Özgürlük” adlı tablo, aynı zamanda Fransız Devriminin simgesi olarak kabul edilir. Resimde, özgürlüğü simgeleyen kadın bir elinde Fransız bayrağı ve diğer elinde tüfek taşıyarak peşinden gelen devrimci kalabalığa öncülük etmektedir. Kadının bir yanında yoksulları temsilen tahminen 12 yaşlarında bir çocuk, diğer yanında ise başında silindir şapkasıyla burjuvayı temsil eden bir adam yer alır.

ÇOCUK BEDENİ ÜZERİNDEN KURTARILAN GENEL AHLAK

Senaryosunu Alice Winocour ile birlikte yazan Deniz Gamze Ergüven, yönetmen koltuğuna oturduğu ilk uzun metraj filmi Mustang’de kadınların öncülük ettiği bir direniş öyküsünü ele alıyor. Uluslararası önemli ödüller alan fakat Türkiye de yalnızca birkaç salonda gösterime çıkabilen filmin eksiklikleri yok değil elbet. En başta yönetmenin ilk uzun metraj filmi olması ve çocukluğundan beridir yurtdışında yaşıyor olmasının eksikliği, oryantalist bir anlatım dili olarak karşımıza çıkıyor.

Tutucu, gelenekçi ve ataerkil yapının kadın bedeni üzerindeki tahâkkümünün sorgulandığı hikâye, Karadeniz’in İnebolu ilçesinden perdeye yansıtılıyor. Henüz ortaokul ve lise öğrencileri olan kız kardeşlerden Sonay, Selma, Ece, Nur ve Lale ailesini kaybettikten sonra amcası ve babaannesiyle birlikte yaşamak zorunda kalırlar. Okul çıkışı kızlı erkekli sınıf arkadaşlarıyla denizde oyun oynamalarını gören mutaassıp bir kadının olayı kasaba halkına yaymasıyla başlayan dedikodulara mahalle baskısı da eklenince edepsizlik ve ahlaksızlık yaftası boyunlarına geçirilir. Aile, kendi ayıbın kapatmak ve ilçenin namusun kurtarmak için de önce çocukları okuldan alıp eve hapseder, daha sonra da görücü usulüyle büyükten küçüğe doğru evlendirme planları yapar.

DAYANIŞMA İLE GELEN ÖZGÜRLÜK

Ahlakı ve edebi cinselliğe indirgeyen tutucu damarın pencereleri demir parmaklıklar, bahçe duvarını ise tel örgülerle kapatacak kadar kabarması, henüz kadın olma yolunda ilerleyen çocukları dayanışmaya ve basmakalıp düşünceye karşı direnişe yönlendirecektir. Direnişi örgütleyen ise içlerinde en küçüğü ve özgürlük tutkusu en baskın olan Lale olacaktır.

Cinsel kimliklerinden ötürü cezalandırılan çocuklardan ilk ikisi evlendirilirken diğerlerinin korku ve tepkileri daha da büyür. Üçüncü çocuk, hiç tanımadığı birisiyle evlenmek yerine intiharı tercih ederken geride kalan ikisi için artık son çare hapishaneye çevrilen evden kaçmak olacaktır. Hedefleri ise İstanbul’a tayini çıkan ve filmin başında vedalaşırken gördüğümüz öğretmenlerine ulaşmaktır.

Cinsel istismarın had safhaya ulaştığı ve eğlencelik filmlerin sanat olarak yutturulmaya çalışıldığı günümüz Türkiye gerçeğinde bu ve benzer filmler sorunu yansıtması, bir şeylerin değişmesine katkı sağlamayı amaç edinmesi bakımından da önemlidir. Amatör oyuncuların iyi performans gösterdikleri filmde obje ve simgelerle Gezi Direnişi’ne selam gönderilmesi de oldukça anlamlı dahası tıpkı Eugene Delacroix’in tablosu gibi yol gösterici...

Son Dakika Haberleri