24 Nisan 2024 Çarşamba
İstanbul 22°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Zamanın sanata yansıyan tanıkları

Seramik sanatçısı Aygün Dinçer Kırca, yeni açtığı sergisinde ailesinin göçmen köklerine tanıklık ederken, Hasan Ali Yücel ve İsmail Hakkı Tonguç gibi Kemalist yurtsever aydınlara da selam yolluyor

Zamanın sanata yansıyan tanıkları
A+ A-

Fatma Batukan Belge
batufatu@yahoo.com

Çağdaş seramik sanatçılarının sergileri hele de küresel sanatın güncel klişelerinden sıyrılarak ulusal değerlere tutunanlarınki benim için önemli... Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi, Seramik ve Cam Tasarımı Bölümü’nde Yrd. Doç. olarak görev yapan Aygün Dinçer Kırca’nın yapıtları da bu açıdan fark yaratıyor. Kırca, üçüncü kişisel sergisini 23 Ocak - 5 Şubat tarihinde Çanakkale’deki Manfred Korfmann Kütüphanesi’nde açtı. Truva kazılarını yürüten, Türkiye âşığı, “Osman Hoca” diye çağrılan ve Türk vatandaşı olan Manfred Korfmann’ın adını taşıyan kütüphanede açılmış olması sergiye bir anlam daha yüklüyor.

ARMAĞAN PAKETİNDE 4 TUĞLA

Milli Eğitim Bakanlığı’nın eğitimi geri götürecek yeni müfredatı tartışılırken, Aygün Dinçer Kırca’nın Cumhuriyet modernizminin eğitimdeki sembol kurumlarından Köy Enstitüleri’ne değinen çalışmalarından öncelikle söz edilmeli. Çünkü idealist ve yurtsever aydınların eğitimde yarattığı mucizenin günümüze ulaştırılamaması Türkiye’ye yapılan en büyük ihanetlerden... Toplumsal hafızamızı canlandıran zamanın tanıkları sayesinde bu kurumları bir kez daha anabiliriz. Sergideki “Nar Gibi Kızarmış Dört Tuğla” başlıklı çalışma, çağdaş ve sağlam bir eğitim için Cumhuriyet’in temellerine konmuş tuğlaları sembolize ediyor. Üzerlerinde Atatürk, Hasan Ali Yücel, İsmail Hakkı Tonguç ve Cavit Orhan Tütengil’in eğitimle ilgili sözleri yer alıyor. Sanatçı, bu tuğlaların öyküsünü ise yalın bir metinle anlatmayı seçmiş. 1938’de Hasan Ali Yücel Milli Eğitim Bakanı, İsmail Hakkı Tonguç İlköğretim Genel Müdürü iken, Tonguç’a armağan paketiyle 4 tuğla gönderilmiştir. Kastamonu Gölköy Eğitmen Kursu’ndaki eğitmen adaylarının ürettiği tuğlalar bu yurtsever Kemalist aydını çok duygulandırmıştır. Odasının duvarındaki Türkiye haritasına koyduğu kırmızı noktalardan biri Gölköy olacaktır. Oradaki Köy Enstitüsü 1939’da kurulur.

GÖÇÜN YÜREK YAKAN HİKÂYESİ

Aygün Dinçer Kırca’nın sergisinde yer alan çalışmalar sadece Türkiye’nin geçmişine değil, kendi ailesinin göçmen geçmişine de tanıklık ediyor. Sanatçı, 1949 yılında Bulgaristan’dan göç eden bir ailenin kızı... Ailesinden dinlediği anılar içinde aklında en fazla yer eden, Türkiye’ye gelirken yanlarına aldıkları her şeylerine olduğu gibi, babaannesinin çeyizine de el konması olmuş. Ve yıllar sonra “Ardında Kalanlar”da babaannesinin gece gündüz ördüğü danteller seramiğe dönüşmüş. 2005 yılında evlenirken çeyizine armağan edilen dantelleri porselen çamuru ile kalıcı hale dönüştürmüş ve sonra bir kutu içinde saklamış, ta ki bir sergi için gün yüzüne çıkarana kadar... “O zamana kadar nasıl sergileyeceğime karar veremediğim danteller bu vesile ile duygularımı ifade etmeme yardımcı oldu” diyor, “Onlar artık birer nesne değil, bir göçün yürek yakan hikâyesidir”. Tıpkı geride bırakılan nesneler üzerinden değerlendirdiği diğer anılar gibi...

Anlatılarını sofra seramiği ve biblo gibi süs eşyaları da kullanarak zenginleştiriyor. Her biri bizim için kırık dökük ama birileri için yaşanmış anların simgesi... Sergideki yapıtların çoğunda alt metinler verilmekle birlikte kimi zaman da ipuçlarıyla izleyiciyi kendi çıkarımlarını bulmaya teşvik ediyor.

Son Dakika Haberleri