16 Nisan 2024 Salı
İstanbul 14°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Küresel rekabette Çin ve ABD

Soner Polat

Soner Polat

Eski Yazar

A+ A-

Avrasya ile Atlantik arasındaki örtülü savaş giderek kızışıyor. ABD’nin, “Yeni Dünya Düzeni” olarak isimlendirdiği tek kutuplu dünya fiilen çöktü. ABD, artık dünya meselelerinde tek başına belirleyici olamıyor. Çok kutuplu bir dünyaya fiilen girdik. Bunun en yakın örneği Suriye! ABD, bizatihi kendisinin kurguladığı ve yarattığı bu krizde çözüm inisiyatifini kaybetti. Avrasya güçleri Astana ve Soçi açılımları ile Suriye’de öncü rol oynuyorlar... Çin, özellikle ekonomik ve finansal atakları ile ABD’nin dünya genelindeki yayılımına önemli sınırlamalar getiriyor. Bu konudaki en çarpıcı örnek, Çin’in “Bir Yol Bir Kuşak (BYBK)” projesi!

BİR YOL BİR KUŞAK

ABD’nin eski Savunma Bakan Yardımcısı Charles Freeman, Çin’in BYBK projesini şöyle tasvir ediyor: “İnsanlık tarihinin radikal değişimler yaratma potansiyeli olan en büyük projesi! Çin dünyanın direksiyonuna otururken, aynı zamanda yerkürenin ekonomik ağırlık merkezi oluyor. BYBK’nın askeri bir yönü yok ama hem dünya jeopolitiğini hem de dünya ekonomisini altüst edecek dinamikleri bünyesinde barındırıyor. (NBC News, 12 Mayıs 2017)”
New York Times’ın 13 Mayıs 2017 tarihli makalesinde de ilginç değerlendirmeler var: “Çin’in 60 ülkeyi kapsayan 1,3 trilyon dolarlık projesinin tarihte örneği yok! Şi Jinping, Çin’in zenginliği ve endüstriyel yeteneğini yeni tip bir küreselleşme ile buluşturuyor. Bu ise Batı’nın eskiyen küreselleşme düzenini silip süpürecek... Yeni ekonomik düzen, ülkeleri ve büyük şirketleri kuvvetli bir şekilde cazibe merkezi olan Çin’in yörüngesine sokacak! Gelecekte hiçbir ülkenin lideri, çokuluslu bir yapının başkanı ya da uluslararası banker, Çin’i göz ardı ederek ticari bir düzenleme yapamaz! Amerikan etkisinin giderek azalacağı bir döneme giriyoruz!”
ABD Mühendisler Birliği’nin raporu bu ülke hakkında önemli bilgiler içeriyor. Bu rapordan, genel olarak ABD’de büyük alt yapı sorunları yaşandığını anlıyoruz. Birliğin yollar, köprüler, barajlar, okullar, su kanalları gibi altyapı tesislerine verdiği performans notlarının hiç de iç açıcı olmadığı görülüyor. Ayrıca bu alanlardaki yeni yatırım hacmi son 30 yılın en düşük seviyesinde! Başkan Trump, seçim kampanyasında “Önce Amerika (America First)” sloganı ile altyapı yatırımlarına öncelik vereceğini taahhüt etmişti. Ama evdeki hesap çarşıya uymadı! Trump savunma bütçesini artırmak zorunda kaldı.

DÜNYA MUKAYESE EDİYOR

Dünya ABD’nin dâhil olduğu savaşları büyük bir dehşet içinde izledi. Bu savaşların tamamında ilgili ülkelerin altyapısı tahrip oldu. İçme suyu kaynakları, kanalizasyon şebekesi, elektrik üreten tesisler, fabrikalar, hastaneler, okullar gibi yaşamsal altyapı tesisleri özellikle hedef alındı. Aynı zamanda ABD’nin havadan attığı misket bombaları hedef ülkenin toprağı ve suyunu kirletti. Bu ülkeler yaşamsal sorunlar ile karşı karşıya kaldı. Yugoslavya, Afganistan, Irak, Libya ve Suriye’de bu vahşete tanık olan ülkeler, artık ABD’ye kuşku ile bakıyor! ABD, en çok güvendiği ahlaki ve psikolojik üstünlüğünü kaybetti. Maalesef, gelişmekte olan ülkelerin ekonomik gelişmesini ABD kendisine bir tehdit olarak algılıyor.
Buna karşın Çin, ülkelere fabrikalar ve ekonomik tesisler ile giriyor. Böylece her açıdan büyük bir mukayese imkânı doğuyor. Aynı zamanda ahlaki olarak iki ülke terazinin kantarına konuluyor. Bir tarafta yakan yıkan ve felaket getiren bir savaş makinesi, diğer tarafta fakirliği ve sefaleti yok edecek ekonomik gelişme fırsatı! Böylece Çin’in yeni girişimi dünya için bir umut ışığı olurken, can çekişen vahşi kapitalizmin hareket alanını iyice sınırlıyor.

KAÇINILMAZ SONUÇ

ABD, Çin’in BYBK projesini baltalamak için doğrudan ya da dolaylı baskı mekanizmaları kurdu. Ama kendi geleneksel müttefikleri de dâhil olmak üzere hiçbir yerde başarılı olamadı! Rusya, İran ve Latin Amerika ülkeleri ilk anda projeye dâhil oldu. Almanya ve Güney Kore büyük sermayeler yatırarak onları izledi. Kervana İngiltere, Fransa, İtalya, İspanya ve Avusturya katıldı. Filipinler ve Suudi Arabistan bile BYBK trenine bindi.
ABD ve önderlik ettiği köhnemiş küresel sistem şu aşamada insanlığın önündeki en büyük engel olarak karşımızda duruyor...