29 Mart 2024 Cuma
İstanbul 20°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

'Kürt düşmanları hemen sevinmesin'

Mehmet Yuva

Mehmet Yuva

Gazete Yazarı

Mekân Şam Üniversitesi, Tarih bölümü. Sene 2007. Türkiye-Suriye muhabbetinin zirve yaptığı zamanlar. Gazeteci Hüsnü Mahalli, Şam’ı ziyaret eden gazeteci Nuray Mert ve İbrahim Karagül’ü çalıştığım fakülteye davet etmemizi istedi. Bir panel tertipledik. Oturum başkanı olarak beni önerdiler. Paneli idare etme ve konuşmaları tercüme işi başa düştü. Türkiye-Suriye ilişkilerin önemi, başta Irak işgali bölgesel konular, ABD ve İsrail politikaları üzerine görüş beyan edilecek. Öğrencilerin ilgisi büyüktü. Büyük ders salonu (amfi) ağzına kadar doldu.

Her iki konuşmacı Türkiye-Suriye ilişkilerinin önemini, Esad-Erdoğan birlikteliğinin anlamını övdüler. Esma Esad’ın Türkiye’de ziyaret ettiği mekânlarda sergilediği hoş tavırların toplum üzerindeki olumlu etkisini anlattılar. Irak işgalini, yarattığı tahripkâr neticeleri, İsrail’in işgal ve saldırgan politikalarını, bölgemizde bu politikaları destekleyen taşeronları, Barzani’yi ağır eleştirdiler. Büyük alkış aldılar. Soru-cevap faslına geçildi.

NURAY MERT'İN KÜRT ÇIKIŞI !

Kendisini Qurdi (Kürt) olarak tanıtan bir öğrencimiz, “Güzel konuşuyorsunuz da hiç Kürdistan meselesine değinmediniz. Bu coğrafyanın en mazlum halkı Kürtlere ne zaman özgürlük vereceksiniz?” deyince Trabzonlu Nuray Mert sert çıkıştı. Birazdan Nuray Mert’in not aldığım cevabını paylaşacağım ama yeri gelmişken belirteyim.

İkinci panelist İbrahim Karagül’de Trabzonlu. Ali Ağaoğlu’da Trabzonlu. Özellikle Ak Sulta döneminde Karadeniz lobisi Türkiye’nin tepesine tam yerleşti. Rizeli Erdoğan’ın Rizeli ve yakın Karadenizli hemşerilerini tercih etmesi anlaşılabilir bir durum. “Karadenizliler ve Kürtler Türkiye’nin en etkin lobileri bunun sebebi nedir” sorusuna muhatap kalmıştım. “Mahrumiyetten ve ihtiyaçtandır. İhtiyaç keşiflerin anasıdır. Öküzün altında buzağı aramaya hacet yok” demiştim.

Bizim sevgili Nihat Genç’imiz de Trabzonlu. Almanya’da aynı dil okuluna gittiğimiz, kendine özel yapılmış enfes kavurmasını benimle paylaşan çilli, beyaz tenli kızıl saçlı arkadaşım da Trabzonlu hem de Of’luydu. Ve Karadeniz nice yiğitlerin yurdu. Hakikat buydu. Sağ ve muhafazakâr kesimlerin oy deposuydu. Sulta hele ki Rize oligarşisi hakimse bu gerçeği göz ardı edemezdi. Her bölgenin halay çekeceği, sahada cirit atacağı bir düğünü ve devri vardı. Devir özelde Rize genelde Karadeniz ve Doğu’nundu.

NERDEN NEREYE ?

Buradaki sıkıntı şudur; Kedi nankördür ama Tekir (erkek kedi) daha nankördür. Dişisiyle çiftleşirken acımtırak bir ses çıkartır. Ahali bunu görüp acıklı sesini duyunca: “hem düzüyorsun hem sana acısınlar diye cıyaklıyorsun” der. Bu ifade anlamlı bir atasözüne dönüştü. Nankör olana, zalim ama mazlum takınana, Akdeniz bölgesi Arapları, “osuran Tekir gibisin hem düzer hem ağlarsın” derler. Biz tekrar Nuray Mert’in cevabına gelelim. Notlarımdan harfiyen aktarıyorum:

“Kürdistan’ı nereye kuracaksınız? Biraz tarih öğren. O Kürdistan dediğiniz yerler Süryanilerin, Ermenilerin. Oraları önce Süryanilere, sonra Ermenilere verelim. Ondan sonra siz alır Kürdistanı kurarsınız. Sizi kandırmasınlar. Bu öyle bir saldırı ki, bırak Kürdistan’ı Türkiye, Suriye kalmayacak” demişti. İbrahim Karagül’de Emperyalizm ve Siyonizm’in bölge için tertiplediği etnik ve mezhep bölünmelere dikkat çekti.

Batan “liboş” Radikal gazetesinden “fatoş” Cumhuriyet gazetesine transfer olan Trabzon doğumlu Nuray Mert ‘(Sünni) Türk, (Sünni) Kürt ve Sünni Arap Birliği’ projesinin amansız savunucusu şimdilerde bu projeyi tahripkar emperyalist bir plan olarak (!) sunan Trabzon doğumlu Yeni Şafak gazetesinde yazan İbrahim Karagül . Nereden nereye?

BENCİLLİK VE KİBİR TEKİR EDER

“Türban konusunda, imam-hatipler konusunda, laiklik konusunda, cumhuriyet ve devrimleri konusunda, Ergenekon, Balyoz, Oda TV, Seks ve Casusluk davaları konularında yanılan, Yetmez ama Evetçi olan, önce AKP ve R.T.Erdoğan’a övgüler düzen sonra söven, Kürdistan projesini bir Emperyalist-Siyonist plan olarak değerlendiren, Fethullah Gülen Terör Örgütü ile ilgili ne dediği bilinmeyen, HDP’ye destek isteyen ardından bu iş bunlarla olmaz diyen, ardından “hak, özgürlük, barış borçlu olduğumuz düşüncem değişmedi”, Kürt düşmanları hemen sevinmesin” diyen Feyziye Mektepleri, Işık okulları, Boğaziçi Üniversitesi çıkışlı Nuray Mert bakalım daha neler diyecek.

Araştırmacı yazar ve şair Özdemir İnce, “(Nuray Mert) bunları yaptı, çünkü sandığı kadar yetenekli ve zeki değildi. Çünkü şoför mahallinden inmek istemiyordu ve isterse manken olarak olsun vitrinden inmek istemiyordu.” O bencillik var ya o kibirlilik tamahkâr mahluku son merhalede Tekir ediyor.