29 Mart 2024 Cuma
İstanbul 21°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Kuşak-Yol Girişimi

Semih Koray

Semih Koray

Gazete Yazarı

Kuşak-Yol Girişimi’nin esin kaynağı, tarihte hem ticaret ve refaha, hem de uygarlıklar arasında kültürel etkileşime önemli katkılarda bulunmuş olan “İpek Yolu”dur. Öte yandan bu girişim, neoliberal uluslararası düzenin işlerliğini yitirmiş olduğu günümüzde, Gelişen Dünya’da karşılıklı yarar temelinde yeni türden bir küresel işbirliğinin esaslarının tasarımlanıp uygulamaya konacağı bir toplumsal-ekonomik deney niteliğini taşımaktadır.
Avrasya tarihi, uzun ömürlü, merkezî ve büyük imparatorlukların tarihidir. Avrasya kültürünün kamucu ve paylaşımcı öğeleri, bu tarihsel geçmişin bugüne olan mirasını yansıtmaktadır. Bugün söz konusu olan, bu ortak mirasın milli devletler eliyle yeniden canlandırılarak çağdaş bir içeriğe kavuşturulmasıdır. Bu açıdan başarının anahtarı, Kuşak-Yol’un milli devletleri esas alan yenilikçi bir girişim olarak kurgulanmasında yatmaktadır.

BARIŞ VE İSTİKRAR İÇİN İŞBİRLİĞİ
Kuşak-Yol, ülkeler arasında ekonomik refaha ve kültürel gönence katkıda bulunduğu ölçüde önemli siyasal sonuçları da beraberinde getirecektir. Barış ve istikrarın pekiştirilmesinin emperyalist sistemin Avrasya coğrafyasına yönelik yıkıcı girişimlerinin önünü kesmeye katkıda bulunacağına kuşku yoktur. Ama Kuşak-Yol’un kendisinin uygulamaya konması da, “kuşağın sardığı”, “yolun birleştirdiği” ülkelerde barış ve istikrarın egemen olmasını gerektirmektedir. Onun için bu girişimin başarısı, yalnızca kara ve demiryollarının, hava ve deniz limanlarının inşasında değil, aynı zamanda emperyalist sistemin her yerde koçbaşı olarak kullandığı terörün, dayatma ve tehditlerin etkisizleştirilerek “barış ve istikrar”ın inşasında da etkin bir işbirliğini gerektirmektedir.
Aslında tek başına bu girişimin gündeme gelmesinden sonra yürütülen istikrarsızlaştırma faaliyetlerinin haritası bile, emperyalist sistemin kendisine alternatif oluşturan böyle bir “uluslararası ilişkiler ağı”nın oluşumuna en baştan engel olma çabalarını yansıtmaktadır. Üstelik Kuşak-Yol’un kendisi “uzağı yakın eyleyeceği” için, ağa dahil olan ülkelerin güvenlikleri arasındaki ilişki daha sıkı bir niteliğe bürünecektir. Özetle, bu girişimde ekonomik ve kültürel işbirliğine güvenlik alanında yürütülecek etkin bir işbirliğinin eşlik etmesi önem taşımaktadır.

FARKLI ÖNCELİKLERİ UYUMLU HALE GETİRMEK
İkinci önemli sorun, girişimin kapsadığı ülkelerin farklı öncelikleri arasında uyum yaratmanın etkin ve sürdürülebilir araçlarının oluşturulmasıdır. Ekonomik ilişkilerin bütünüyle piyasa güçlerinin yönlendirmesine bırakılması, kaçınılmaz olarak “görece geri” olanın “görece ileri” olana tabi hale gelmesine yol açar. Ekonomik kalkınmanın özü, bir ülkenin “üretim gücü”nün hem nitel bileşimi, hem de nicel düzeyi açısından planlı bir biçimde geliştirilmesidir. Kuşak-Yol Girişimi’nin insanlığın ortak geleceğine yapacağı en önemli katkı, her ülkenin bu açıdan belirlediği “kendine özgü yol”da ilerleyebilmesi için uluslararası işbirliğinden yararlanmasını sağlamak olacaktır. Bu amaca ulaşmak için “milli devlet”in planlayıcı ve yönlendirici önderlik işlevine yalnızca her ülkenin kendi içinde değil, ülkeler arasındaki ekonomik ilişkilerin düzenlenmesinde de ihtiyaç vardır. İkili ya da çoklu ilişkilerde bu gereksinimi etkin biçimde karşılayacak kurumsal araçların oluşturulması, Kuşak-Yol’un önünde duran önemli görevlerden biridir.

YENİ BİR DÜNYA YENİ KURALLARLA KURULUR
Bir ülkenin belirli bir alanda “ileri teknolojileri” edinerek onları geliştirebilir hale gelmesi, o alandaki “imalat sanayiinde” kritik bir eşiğin üstünde bir birikime sahip olmasını gerektirir. Bu eşiğe ulaşılana kadar ilgili ülkenin o alanı bir koza içinde koruyarak geliştirmesi doğal hakkıdır. Bir ülkenin gıda güvenliğini sağlamak, bazı özel koruma önlemlerinin devreye sokulmasını kaçınılmaz hale getirir. Genel olarak her ülkenin özel koşulları, ekonomi alanında değişik koruma-özendirme-destek siyasetlerini beraberinde getirir. Onun için Kuşak-Yol çerçevesinde ülkeler arası ilişkilere Dünya Ticaret Örgütü kurallarının egemen olması, istenen amaca ulaşılmasını sağlayamaz. Yeni bir dünyanın kuruluşunda etkin bir işbirliği halinde yeni kuralların oluşturulması gerekir.
Kuşak-Yol Girişimi’yle insanlığın ortak geleceğinin birlikte inşa edilmesine hizmet edecek yeni bir uluslararası ekonomik işbirliği modelinin kurulup hayata geçirilmesi yaşamsal bir öneme sahiptir. Böyle bir modelin yetkinleştirilmesi, girişimin kapsadığı ülkelerin üniversiteleri, düşünce kuruluşları, ekonomi, planlama ve diğer ilgili kurumları arasında bugünden yoğun bir ortak çalışma sürecine girilmesini zorunlu kılmaktadır.