29 Mart 2024 Cuma
İstanbul 21°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Kutulamacı Müdürün 'ücreti-i vekaletini' kim ödüyor?

Ufuk Söylemez

Ufuk Söylemez

Eski Yazar

"Ekonomi skandalları tarihine" özgün bir deyim kazandıran, Halkbank'ın Genel Müdürü'nün avukatlık ücretlerini kim ödüyor?

Bu soru hem medyada, hem de değerli CHP Gaziantep Milletvekili Sn. Dr. Mehmet Şeker'in TBMM'ye sunduğu soru önergesinde soruldu.

Hatırlanacağı üzere, Halkbankası'nın, Genel Müdürü'nün evinde, içinden 4.5 milyon dolar çıkan ayakkabı kutusu ile alakası olmadığı açıklanmıştı. Biz de memnun olmuştuk. Çünkü koca misyon bankası, esnaf, sanatkar ve KOBİ'lerin ana finansman kuruluşunun bu tür bir ekonomik skandalla anılmasını hiç birimiz arzu etmeyiz. Ancak gelin görün ki, bu şahsın avukatlık ücretinin Banka tarafından ödendiğine dair iddialar, eğer doğruysa çok vahim. Bu bankanın itibarına da yapılan büyük bir haksızlık olacaktır. Çünkü, HalkBankası, 2002 seçimlerinden sonra, ekonomik kriz sürecinde, sıkıntıya düşerek, takibe intikal eden kredilere ilişkin, iktidar destekli davalar açarak, önceki Genel Müdür ve Yönetim Kurulu üyelerini mahkemeye vermişti. Tamamına yakını hakkında daha önce verilmiş takipsizlik kararları AKP'li Adalet Bakanı tarafından "yazılı emirle" bozduruldu ve devri sabık yaratmak amacıyla davalar açtırıldı.

Açtırılan söz konusu 53 ayrı dava, farklı tarihlerde "beraatle" sonuçlanmasına rağmen, Yargıtay'dan eşi görülmemiş bir karar çıkarıldı. Hepsi tek bir gerekçe yazısı ile bozuldu. Yine gazetelere yansıyan haber ve iddialara göre Adalet Bakanlığı eski Müsteşarı Ahmet Kahraman emekli olunca Halkbankası yönetimine atanmış ve bu davaları eski yöneticilerin aleyhine takip etmiş. Elbette bu iddia da başlı başına bir incelemeyi gerektirecek türden.

Halkbankası'nda, AKP öncesindeki Genel Müdür ve Yönetim Kurulu üyelerinin mal varlıklarına ayrıca Banka tarafından tedbir konulmuş.

Bu durumda şimdi, kutulamacı Genel Müdürün avukatlık ücretini bankanın ödemesi kabul edilemez. Önceki Genel Müdürlere hukuken adeta zulmeden banka yönetimi, adı kutulamacı müdüre çıkan, Genel Müdürüne arka çıkıp, vekalet ücretini ödeyemez, ödememeli.

Aksi takdirde, kurumsal olarak bu skandalın ve rezaletin tarafı olmak zorunda kalır ki, bu da Banka'nın itibarına yakışmaz.

Tez elden, makul ve mantıklı bir açıklama bekliyoruz. Yoksa bu adamına göre yapılan çifte standartlı muamelelerin hem hukuken, hem ahlaken izahı mümkün olamaz.

'Tarzan' zor durumda

Aynı zamanda, T. Erdoğan'ın imam hatipli okuldaşları da olan kamusal banka Genel Müdürlerinin maceraları gündemi daha çok işgal edeceğe benziyor.

Baksanıza "havuza" salma bulma işinde de, bu "becerikli" müdürlerin bayağı aktif olduğuna dair tapeler gazetelerde yayınlanıyor, sosyal medyada paylaşılıyor.

Ziraat Bankası'nın başına getirilen önceki HalkBankası Genel Müdürünün (Sabah - ATV kredisini verdikten sonra) geçtiği Ziraat Bankasında da sabah - Atv'ye olan yakın ilgisinin sürdüğü yolundaki bu iddialar daha çok tartışılacak gibi görünüyor.

Ve son olarak ABD Hazine Bakanlığının, İran'a yönelik ABD ambargosunu delen ve teröre destek veren kişi ve kuruluşları açıkladığı resmi raporunda Türkiye'nin de adının geçtiği açıklandı.

İşin, silah temini ve teröristlerin sınırlardan geçmesi hususları dışında, finansman ayağı da araştırmaya muhtaç halde.

AKP iktidarı, Bakanlarıyla, mahdumlarıyla, bacanaklarıyla ve de imam hatipli Genel Müdürleriyle, köşeye iyice sıkışmış görünüyor.

Kısacası "Tarzan" zor durumda vesselam.....