25 Nisan 2024 Perşembe
İstanbul 16°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Kuyruk acısı, yürek acısı

Mehmet Yuva

Mehmet Yuva

Gazete Yazarı

A+ A-

Gazeteci Rafet Ballı, "zeki, renkli ve iğneleyici" Irak Meclis Başkanı Usama Nujeyfi'nin Türkiye ziyaretini yorumlamış. AKP, dış politika icraatında "pişman"mış ve "geri dönüş yapmak istiyor"muş. Ballı diyor ki, " Yeni bir bölge kuruluyor. Bu bölgede üç şey hayat bulamayacak gibi görünüyor: Savaş kışkırtıcılığı, dincilik-mezhepçilik, ayrılıkçılık. AKP de bunun farkında". Bu üç tehlikeli unsurun bizzat sebebi Erdoğan-Davutoğlu rejimidir. Ve maalesef bu unsurları halen besleyen en önemli kaynaktır. Bu zihniyetin kaynağı kurutulmadan "geri dönüş" ve "pişmanlık" muradı nimet etmiyor.

İran, Irak ve CHP, "AKP'ye nasıl yardımcı oluruz" diye dertlenmişler. Bu rejim ve zihniyet tarih olmadan yarattığı tahribatların telafi edilmesi mümkün müdür? Arkadaş olan Koca Yılan ile Avcı'nın hikâyesi bilinir: Avcı'nın oğlu yılanı kuyruğundan vurmuş. Yılan öfkeyle oğlanı yutmuş. Avcı, "Gel bu olup bitenleri unutalım. Yeni bir sayfa açalım" demiş. Yılan tebessüm etmiş: "Avcı kardeş, sende bu yürek acısı bende bu kuyruk acısı varken biz artık yeni bir sayfa açamayız" demiş. Suriye'nin AKP ile ilişkisi bu hikâyeden ibarettir. Gerçi ortada böyle bir niyet göstergesi yok, ama AKP söz konusu olan ülkelerle tekrar "samimi" ve "güvenilir" bir ilişki kurmak arzusunda ise, Suriye konusunda "pişman" olmalı ve "geri dönüş" yapmalı. Amma ve lakin bunu yapsa bile Erdoğan ve Davutoğlu'nun Türkiye'si ile Suriye'nin tekrar "eski tas eski hamam olması" reel politika çıkarları ölçülerinde bile imkânsızdır. Suriye ile ilişkilerini düzeltmemiş Türkiye'nin İran, Irak, Lübnan ve Filistin ile normal ilişkiler yaşaması artık mümkün değildir. Bazıları, haklı olarak Fransa, Almanya, İngiltere ve İtalya savaşlarını örnek gösterebilir. Milyonlarca insanın katledildiği bu savaşlara rağmen Avrupa devletlerinin "ulvi maslahatlar" için tekrar "dostluk" ve "işbirliği" yaptıklarını söyleyebilir. Doğrudur, ama bu beraberlik savaşa sebebiyet veren Mussolini ve Hitler'in tarih sahnesinden çekilmeleri sonrasında hasıl olmuştur.

CHP'nin turları

Hüsnü Mahli'nin Akşam gazetesinden kovulduktan sonra Yurt gazetesinde yazmaya başlaması, CHP ile alakasına katkı sağlamış. Mısır ziyareti esnasında CHP heyetine muhakkak ki gazeteci sıfatıyla refakat etmiş olmalı. Olumludur. Ancak yeterli değildir. Görüştüğüm Iraklı ve Mısırlı dostlarım, Ortadoğu sahasında "acemi" olan yeni CHP'nin üstlendiği görevin "muğlak" olduğu görüşünde ısrar ediyorlar. Davutoğlu'nun Esad ile görüşürken bir "Amerikalı Büyükelçi gibi konuşuyor" misaline benzer, CHP heyetinin görevi Erdoğan veya AKP icraatlarını aklamak değildir. Gazeteci Mehmet Ali Gürler'in tabiri ile Fikret Bila'nın Abdullah Gülü cilalaması görevi gibi, CHP Ortadoğu turlarında cilalama görevini bırakmalı. Yoksa "acemi" ve "muğlak" suçlamalarına daim maruz kalır. CHP'li diplomatlar Osman Korutürk ve Faruk Loğoğlu, Ortadoğu'yu Washington ile karıştırmamalı. Hüsnü Mahli inşallah bu hatırlatmayı yapmıştır.

Not: 7 Eylül günü Ulusal Kanal Gönüllüleri Hatay toplantılarına Kamer Genç, Şule Perinçek, Bayram Yurtçiçek ve Teoman Alver ile birlikte katıldım. Bu münasebetle Türkiye'nin Suriye sınırında son noktasını teşkil eden Samandağı'nın Kel Dağı zirvesine inşa edilen, "yerli mi yabancı mı" olduğu bilinmeyen bir askeri üs üzerine sohbet ettik. Her daim toplumsal konularda duyarlı ve vicdanlı davranan milletvekilleri sayın Kamer Genç, sayın Refik Eryılmaz ve sayın Hasan Akgöl, üssün inşa edildiği bölgeye bir ziyarette bulundular. Güvenlik güçleri milli iradenin temsilcilerini üsse sokmadı. Milletvekilleri, yabancı olması halinde, TBMM bilgilendirilmeden ve onayı alınmadan kurulan bu üssün anayasa suçu teşkil edeceğini ifade ederek konuyu Meclise taşıyacaklarını beyan ettiler. Duyarsız ve vicdansız Türkçe matbuata duyurulur.