28 Mart 2024 Perşembe
İstanbul 19°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Kuzey Kore ve jeopolitik!

Soner Polat

Soner Polat

Eski Yazar

Önce bir harita çıkararak Kuzey Kore olarak bilinen Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti’nin (KDHC) bulunduğu coğrafyaya dikkatlice bakalım! İlk göze çarpan şudur: “KDHC, ABD ve müttefikleri ile başta Çin Halk Cumhuriyeti (ÇHC) olmak üzere Avrasya güçleri arasında yer alan tampon bir devlettir!” KDHC’nin Batı karşıtlığı ÇHC, Rusya Federasyonu (RF) ve Avrasya güçleri için önemli bir avantajdır. Çünkü askeri olarak mağlup edilmedikçe, topraklarını Batı güçlerine açması mümkün değildir. Unutulmamalıdır ki birleşen bir Kore ABD denetiminde olacağından, Avrasya jeopolitiğine doğudan saplanan bir hançer olacaktır. Böyle bir durumda, hareketlenen jeopolitik fay hatları ilk önce ÇHC’yi şiddetle sarsacaktır. Çünkü bir sabah uyandığında, ABD’yi doğu komşusu olarak karşısında bulacaktır.

MESELENİN ÖZÜ NEDİR?

Karşımızda duran, sanıldığı gibi nükleer bir anlaşmazlık değil, Uzak Asya dengelerini derinden etkileyecek jeopolitik bir kavgadır. Önümüzdeki dönemlerde dünyadaki önemli gelişmelerin seyrini Uzak Asya belirleyecektir. Bu bölgede ekonomi hızla, askeri güç ise ağır ama emin adımlarla büyümektedir. ABD bu nedenle Uzak Asya’yı birinci derece öncelikli, “pivot bölge” ilan etmiştir. Jeopolitik ile nefes alan ABD derin devletinin KDHC’den vazgeçeceğini düşünenler büyük bir hata yapar. KDHC, bütün nükleer sistemini ve fırlatma vasıtalarını imha etse bile ABD’nin hedefi olmaktan kurtulamaz! KHDC Devlet Başkanı Kim Jong Un, Batı’nın pompaladığı gibi “deli ya da çılgın” değil, bölge jeopolitiğinin dinamiklerini iyi kavrayan genç bir önderdir. Nükleer silah Kim Jong Un’a iç dengeler açısından da gereklidir. Çünkü kapalı bir sisteme dayanan ve ekonomik sıkıntılar yaşayan bir ülkede, rejim ancak güçlü bir görüntü verilerek sürdürülebilir. Genç lider işte bu gücü, nükleer silahtan almaktadır.

ÇHC NEREDE DURUYOR?

Çin Komünist Partisi’nin yayın organı Global Times’da yayımlanan şu görüş resmi tamamlamaktadır: “Eğer ilk saldırıyı KDHC yaparsa, tarafsız kalırız. Eğer ilk saldırı ABD ve Güney Kore (Kore Cumhuriyeti) tarafından yapılırsa, rejimi yıkmayı, yeni bir siyasi model dayatmayı hedef alırsa, KDHC’nin yanında oluruz! Sağduyunun (!) galip gelmesini isteyen RF Dışişleri Bakanı Lavrov, ÇHC ile ortak bir öneri hazırladıklarını bildirdi: “KDHC füze testlerini dondursun; ABD ile Güney Kore ortak tatbikatlara son versin!” Ateş düştüğü yeri yakar! Dengeleri ve jeopolitiği ÇHC ve RF’den çok daha iyi kavrayan Kim Jong Un’un ilk taarruzu başlatacağını beklemek fazla gerçekçi olmaz. Genç lider bir satranç oyuncusu. Kritik durumlarda ÇHC ve RF’nin ortadan kaybolduğunu çok iyi biliyor... Sesini yükseltecek ama saldırı amaçlı hiçbir adım atmayacaktır. Ama KDHC, hem nükleer tabanını genişletme hem de fırlatma menzilini uzatma çalışmalarına inişli çıkışlı olarak devam edecektir. Çünkü rejim ve devletin yaşaması için en azından görünür gelecekte başka bir yol yoktur!

SINIRLI SAVAŞ, TOPYEKÛN HARP, KONVANSİYONEL, NÜKLEER...

Kore Savaşı 25 Haziran 1950’de başladı. Askerler dışında Kuzey’den 600 bin, Güney’den bir milyon sivil öldü. Nükleer savaş zaten felaket olur ama konvansiyonel bir çatışmada bile rekor düzeyde kayıplar yaşanır. Güney’de nüfus yoğunluğunun çok yüksek olduğu alanlar var. Kuzey füzeleri buraya rahatlıkla ulaşıyor. KDHC zaten harabeye döner. Yapılan simülasyonlarda ilk üç dakikada 3 bin, ilk gün 64 bin kişinin hayatını kaybedeceği öngörülüyor. Mülteciler kısa zamanda milyonları aşıyor. 38 milyonluk Tokyo da nasibini alabilir. Eski CIA Başkanı Michael Hayden, “KDHC’deki silah mevkilerini tespit edemediklerini” söylemişti. Ve ilave etmişti: “KDHC istihbarat açısından dünyadaki en zor ülkedir. (toughest intelligence target on the planet)” Bu durum ise KDHC üzerindeki sorti sayısını ve tahribatı daha da artırır.

JEOPOLİTİK GERİ DÖNÜYOR...

Herkes aklını başına almalı! Suriye’deki gibi tek taraflı olmaz. KDHC, mutlaka cevap verir. ÇHC, istese de yangından kaçamaz. Lavrov artık klasikleşen tangolarını, gizli toplantılarını sürdüremez. Dünyadaki bütün dengeler alt üst olur. Küresel bir ekonomik kriz gezegeni sarar. ÇHC ve RF meselelere jeopolitik gözlükle bakamazsa, ABD gündeminin figüranı olurlar.