Macron’dan Siyonizm’e prim

Fransa’daki Yahudi Kurumları Konseyi’nin (CRIF) yıllık yemeğine katılan Macron, “Antisiyonizm’i Antisemitizm’in modern zamanlardaki şekli olarak tanımlamak” için ilave adımlar atacağını söyledi. Yani Siyonizm’e karşı çıkanlar Yahudi düşmanı olarak değerlendirilecek. Sayın Macron’un açıklamasına göre Antisiyonizm eşittir Antisemitizm.
Siyonizm; dünyadaki Yahudileri Tanrının kendilerine vaat ettiklerine inandıkları Filistin topraklarında bir araya getirmeyi amaçlayan dini, siyasi ve ideolojik bir harekettir. Antisemitizm ise ırkçı ve Yahudi düşmanı bir harekettir.
İsrail ve ABD’den sonra en çok Yahudi nüfusuna sahip olan ülke Fransa. Yahudiler konusunda Fransa çok hassas bir politika izler. Hangi cumhurbaşkanı olursa olsun CRIF’in baş konuğudur.
SİYONİZME VE YAHUDİ DÜŞMANLIĞINA KARŞI OLMAK
Ama hiçbir Fransa Cumhurbaşkanı Siyonizm’e açık çek veren böyle bir açıklama yapmamıştır. Siyonizm’e karşı olma siyasi bir düşüncedir. Fikir özgürlüğü temelinde değerlendirilir. Yahudi düşmanlığı (Antisemitizm) ise Fransa ve Avrupa’da suçtur ve cezalandırılır.
Aslında Macron aynı açıklamayı geçen yıl Mayıs 2017’de 1942 yılında Paris’in Kış Hipodramı’nda (Velodrome d’Hiver) 13 bin Yahudi’yi toplayan Nazilerin, daha sonra toplama kamplarına gönderilmelerinin 75. yıldönümünde yapmıştı. Macron “Antisiyonizme hiçbir şekilde izin vermeyeceğiz, zira bu antisemitizmin yeniden icad edilmiş bir formatıdır” demişti. Macron’un bu açıklamaları o gün bugünkü kadar tepki görmemiş ve kamuoyunun gündemine oturmamıştı.
SARI YELEKLİLERE VURMANIN YENİ BAHANESİ
Bugün de aynı şeyi tekrar etti ama yer yerinden oynadı! Bunun nedeni olayın Sarı Yeleklilerle ilişkisinin olmasıydı.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve iktidarı, en başından bu yana Sarı Yelekliler eylemini “aşırı sağcıların” ve “ırkçıların” eylemi olarak görmüşlerdi.
Eylemi orantısız polis baskısıyla bastırmanın yanında, bu süreç içerisinde yaşanan bazı olayları fırsata çevirerek Sarı Yelekliler Hareketini gözden düşürmeye çalıştılar.
Örneğin Strazburg’da yaşanan terör saldırısı bahane edilerek, “Eylemleri bırakın; ülkemiz bir terör saldırısı altındadır” denmiş eylem kırılmaya ve halkın desteği azaltılmaya çalışılmıştı.
Elbette eylemin 14. haftasında, 16 Şubat Cumartesi günü, Paris’te gerçekleşen eylemde bir Sarı Yeleklinin Yahudi asıllı akademisyen Alain Finkielkraut’a sözlü saldırısı da Macron ve iktidarına, Sarı Yelekliler Hareketinin tümüne saldırma fırsatı verdi.
HÜKÜMET VE SİSTEM PARTİLERİ EL ELE
Adı hâlâ açıklanmayan bir Sarı Yelekli eylemci Finkielkraut’a “Pis Siyonist”, “Pis ırk”, “Fransa bizimdir” gibi sloganlar atarak sözlü tacizde bulunmuş. Fiziki bir saldırı yok. Bu eylemci hakkında ırkçı davranıştan dolayı dava açıldı. Irkçılık kimin tarafından yapılırsa yapılsın cezasız kalmamalıdır. Ama hiç kimse ve hiçbir yasa kimseyi İsrail’in Siyonist politikalarını savunmaya zorlayamaz. Ve Siyonizm’e karşı çıkanları da cezalandıramaz.
Fransa’da bir grup milletvekili Siyonizm karşıtlığının “Yahudi düşmanlığı” gibi suç sayılması için bir kanun teklifi sunmaya hazırlarken Sosyalist Parti’nin çağırısıyla içinde Macron’un Cumhuriyet Yürüyüşü, Sarkozy’nin Cumhuriyetçiler Partisi, Yeşiller ve Fransız Komünist Partisi’nin katıldığı 14 parti Antisemitizme karşı yürüyüş düzenlendi. Yürüyüşe Son cumhurbaşkanlığı seçiminde toplam yüzde 40’ın üzerinde oy alan Marine Le Pen’in sağ milliyetçi Ulusal Bütünleşme Partisi ve Melanchon’un sol Boyun Eğmeyen Fransa Hareketi çağırılmadı.
Le Pen ve Melanchon, Antisemitizmi mahkûm ettiklerini hükümetin ve sistem partilerinin olayı Sarı Yeleklilere karşı bir araç olarak kullanmalarını da protesto ettiklerini açıkladılar.
Her türden ırkçılık kimin tarafından ve kime karşı yapılırsa yapılsın mahkûm edilmelidir. Aynı şekilde bölgemizi kana bulayan ABD ve onun baş destekçisi, elinde mazlum Filistin halkının kanı bulunan İsrail Siyonizmi’ni savunan anlayışlar da mahkûm edilmelidir.