20 Nisan 2024 Cumartesi
İstanbul 12°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Macron’un Büyük Avrupa hayali

Ali Rıza Taşdelen

Ali Rıza Taşdelen

Gazete Yazarı

A+ A-

14 Temmuz Bağımsızlık Günü kutlamalarında Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Avrupalı liderlerle birlikte bir askeri gövde gösterisi yaptı.

Bu yılki kutlamaların ana teması geçen yıl olduğu gibi Avrupa güvenliği ve askeri işbirliğiydi.

Her yıl, Paris’in ünlü Champs-Elysees bulvarında yapılan askeri tören ve kutlamalarda Almanya Başbakanı Angela Merkel bu yıl da Macron’u yalnız bırakmadı.

Almanya’nın dışında, Fransa’nın önderliğinde oluşturulan ve NATO dışı operasyonlarda kullanılmak üzere 10 AB ülkesinden oluşan “Avrupa Müdahale İnisiyatifi” üyesi Belçika, İngiltere, Danimarka, Estonya, Hollanda, İspanya, Finlandiya ve Portekiz’i temsilen başbakan ve bakanlar düzeyinde katılım oldu.

Törenlere NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ve Avrupa Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker de katıldı.

MACRON’DAN TRUMP’A MESAJ

Bu yılki törenleri diğerlerinde farklı kılan “Avrupa Müdahale İnisiyatifi” üyesi ülke yöneticilerinin yanında bu ülkelerinin askerleri, helikopterleri ve uçaklarının da katılması.

4 bin 300 Fransız, Alman, İspanyol, Portekiz ve Finlandiyalı asker yan yana yürüdü, 196 askeri araç ve 237 atlı süvari törende yerini aldı, havada bu ülkelere ait 67 uçak ve 40 helikopter gösteri yaptı. Macron’un sık sık dile getirdiği ve Trump’ın karşı çıktığı Avrupa Ordusu’nun bir tören provası gibiydi. Fransız Courrier İnternational bu gövde gösterisiyle Macron’un Trump’a karşı bir mücadele mesajı verdiğini ve gerçek bir Avrupa Ordusu için önemli bir adım atıldığını yazdı. Alman Frankfurter Allgemeine Zeitung “Paris’te askeri tören sırasında bu kadar Avrupa ülkesinin bayrağının dalgalanması bir ilk” diye yazdı.

İspanyol El Pais’te “Savunma alanında Avrupa işbirliği için büyük tören” değerlendirmesi yapıldı.

YENİ DÜNYADA YERİNİ ARAYAN MACRON

Macron, Mayıs 2017’de seçildiğinde, içerde ve dışarda itibarı yerlerde sürünen bir Fransa buldu. Muhafazakâr Nicolas Sarkozy ve Sosyal Demokrat François Hollande dönemleri Fransa’yı ABD’nin Batı Asya ve Afrika’da tetikçisi durumuna getirmişti. İzledikleri küreselleşmeci neoliberal politikalar ülke ekonomisini felç etmiş, sanayi üretimi düşmüş ve işsizlik alıp başını gitmişti.

Fransa bir sosyal patlamanın eşiğine gelmişti ki, iki yıl dolmadan Sarı Yelekliler Halk Hareketi patlamıştı. Sağlı sollu bu iki kampın partileri iflas etmiş, kitleler küreselleşme karşıtı sağ ve sol uç partilere yönelmişti.

Böyle bir ortamda Atlantik’in kanatları altındaki Fransız Derin Devleti Macron’u iktidara getirmişti. Dünya eski dünya değildi! Küreselleşmeci neoliberalizm iflas etmiş, ABD, askeri olarak ardı ardına yenilgiler yaşıyordu.

Diğer taraftan Çin ve Rusya’nın başını çektiği Avrasya kampı büyüyen, güçlenen ve üreten bir çekim merkezi olmuştu. Macron’un önderliğinde Fransa böyle bir dünyada kendine yer arıyordu.

BÜYÜK AVRUPA VE ORTAK ORDU

Macron’un kendisi Atlantikçi-neoliberal bir programa sahipti.

Bu Fransız burjuvazisinin bir çıkmazıydı elbette. Fakat aynı zamanda Fransa yeniden eski günlerde olduğu gibi “büyükler kulübünde” yer almak istiyordu.

Seçilmesinden bir ay sonra, Haziran 2017’de Rusya Devlet Başkanı Putin’i sonra aynı yıl 14 Temmuz Bağımsızlık Günü’nde ABD Başkanı Trump’ı Paris’te ağırladı.

6 ay sonra Ocak 2018’de de Çin’in yolunu tuttu ve Xi Jinping ile görüştü. Macron şunun farkındaydı; yeni saflaşmaların yaşandığı bir dünyada tek başına olmazdı.

Brexit ile İngiltere, zayıflayan Merkel ile Almanya, Macron’a bir fırsat sunuyordu. Avrupa Birliği’nin başına geçmeli, birleşmiş ve askeri olarak güçlü bir Avrupa yaratmalı.

Yani; ABD ve Avrasya karşısında kendini askeri olarak koruyan ve savunan bağımsız bir Avrupa projesini hayata geçirmek! Daha bir yılını doldurmadan dünya liderleriyle görüşmüş, ‘ben de varım’ demişti.

Eylül 2018’de Sorbonne Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi öğrencilerine hitaben yaptığı konuşmada, “Büyük Avrupa” projesinin ayrıntılarını açıkladı.

Euro Bölgesi Bütçesinden sınır güvenliğine, göçmen politikasından Avrupa asgari ücretine... En önemlisi ve dünyada yankı uyandıran Ortak Avrupa Ordusu önerisiydi.

ATLANTİK’TEN UZAKLAŞIYOR AMA...

Evet, Macron birçok konuda ABD ile karşı karşıya geldi; son olarak İran nükleer anlaşması ve İran’a uygulanan yaptırımlar konusunda. Sadece Fransa değil İngiltere ve Almanya da ABD’ye kafa tutmaya başlamıştı. Ama diğer taraftan, Suriye’de PKK/PYD’ye verdiği destek ile ve Doğu Akdeniz’de Türkiye karşıtı planlar içinde İsrail ve ABD ile birlikte hareket ediyor.

Libya’da General Halife Hafter’e verdiği destekle ABD’nin yanında konumlanıyor.

Avrupa Ordusu diyor ama NATO’dan bağımsız değil onu tamamlayan bir ordu diyor.

Ekonomik alanda da bir çıkmazda. Fransa’yı krize sürükleyen neoliberal politikalarda ısrar etmek, işekmek diye 9 aydır mücadele eden Sarı Yeleklileri devlet gücüyle bastırmak ve sindirmeye çalışmak...

Ve bunun sonucu olarak yüzde 22 oy oranıyla Fransa’yı yönetmek ve yeni dünyada büyükler arasında yer almak!