19 Nisan 2024 Cuma
İstanbul 12°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Mahzuni özlemi

Rıza Zelyut

Rıza Zelyut

Eski Yazar

A+ A-

13 yıl önce aramızdan ayrılan Mahzuni Şerif’in farkına 1965 yılında varmıştım. Okul yıllarımda plaklarını aldım, devrimci gazetelerde çıkan şiirlerini topladım. Bunlardan bir kısmını 1982’de yayımlanan Halk Şiirinde Gerçekçilik adlı kitabımda verdim. 

Mahzuni Şerif; Türk halk edebiyatının halk ozanları kolundan gelen büyük sanatçılarımızdan birisi oldu. O; aslında eski Türk din adamları şamanların modern bir temsilcisiydi. Tıpkı Neşat Ertaş gibi... 

Onda Alevi-Bektaşi edebiyatının duyarlılığı vardı ve bu yüzden kendisine Mahzuni Baba derdim. Bu inançsal duyarlılığı o, kısa sürede 1960’larda hızla yayılan devrimci düşüncenin bir sesine çevirdi. 

Mahzuni; geleneksel duyarlılığı, devrimci bir ozan duyarlılığıyla buluşturmada çok başa- rılı oldu. Türkülerini, fazla sloganlaştırmadan insanın yüreğine inecek biçimde verdi. Kimi zaman da sertleşip “Yuh Yuh!” çektirdi.  

ATATÜRK’ÜN YOLUNDA 

Mahzuni Şerif, devrimci halk ozanları içinde halkımızın acılarını, sıkıntılarını dile getirirken; çözüm olarak da Atatürk’ün yolunu işaret etmekteydi.  

Diğer büyük Alevi ozanları gibi o da Cumhuriyet değerlerine ve Atatürk devrimlerine bütün kalbiyle bağlıydı. Özellikle 1980 darbesinden sonra Türkiye’de ortaya çıkan gerici gelişmeyi görünce, büyük Atatürk’ün önemini daha bir kavramıştı. Bunu, her karşılaşmamızda dile getirmiş, hele hele Hakk’a yürüyüşünden iki sene önce Ankara’da evinde beni konuk ettiği gün uzun uzun anlatmıştı. 

O; devrimciliğini gerçekçi bir tabana oturtmak gereğini hissetmiş; halkımıza çıkış kapısı olarak da Atatürk devrimlerini göstermiştir. Atatürk’e bağlılığı o kadar ileriydi ki bunu ünlü “Sarı saçlım mavi gözlüm” destanıyla taçlandırmıştır.  

“Sana hasret sana vurgun gönlümüz 

Neredesin mavi gözlüm  

Nerde, nerde, nerdesin doost? 

Bu gemi bu Karadeniz  

Sarı saçlım mavi gözlüm 

Nerde, nerde, nerdesin doost? 

 

Ararım izini Dolmabahçe’den 

Bir daha dönmez mi bu yola giden 

Nerde, nerde, nerdesin dost? 

İçimde sen, gözümde sen 

Sarı saçlım mavi gözlüm 

Nerde, nerde, nerdesin doost? 

Bulutlar terinden, dağlar kokundan 

Sarhoştur sevdiğim, Mahzuni bundan 

Bir daha gel, gel Samsun’dan 

Sarı saçlım mavi gözlüm 

Nerde, nerde, nerdesin doost? 

ALEVİLERE VASİYETİ 

Mahzuni Baba, bu destanıyla Alevilere ölümsüz bir mesaj da bırakmıştır. Onlara; “Atatürk’ü benim gibi derinden sevin ve onun yolundan asla ayrılmayın!” mesajı vermiştir. İnanmayan yukarıdaki deyişi yeniden okusun da onun Atatürk’e ne denli bağlı olduğunu anlasın. 

Önümüzdeki seçimde gerçek Ale-vilere düşen görev de Mahzuni Baba’nın öğüdüne ve vasiyetine göre davranmaktır. Yani; hangi parti Atatürk’ün vasiyetine sahip çıkıyorsa, Alevilere düşen de o partiye sahip çıkmaktır.  

Atatürk’ten hesap soracağını söyleyen İslamdışıcı sahte Alevilere, Atatürk’ü düşman ilan eden bölücülere, Atatürk düşmanı türbancı- imam hatipçileri yanına danışman alan sahte sosyal demokratlara Aleviler oy verirler ise, Mahzuni Şerif’in kemiklerini sızlatırlar... 

*** 

Nasıl da özledim alçakgönüllülük anıtı Mahzuni Baba’yı... 

Ve onun “sarı saçlı mavi gözlü”sünü...