25 Nisan 2024 Perşembe
İstanbul 24°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Mansur Yavaş’a dört koldan saldırı

Rıza Zelyut

Rıza Zelyut

Eski Yazar

A+ A-

Belli ki Ankara’da seçimi kaybedeceklerini görmüşler... Ne yapsınlar? Tam 6,5 yıl hapis cezası almış birisini bulmuşlar.
Bu şahsın sicilinde çocuk tacizi de varmış ve yargılanıyormuş. Telefonundan çocuk pornosu bile çıkmış. Şizofren olduğundan dolayı tedavi de görüyormuş.
Kendisini hukuk mezunu gösteren bu şahış, o fakülteye de sahtecilikle girmiş.
Düşünün işte böyle birisini AKP Sözcüsü Ömer Çelik, tanık yaparak Ankara halkını kandırmaya çalışıyor.
Ve bu çok saygın işadamına, Mansur Yavaş’ın sahte senet ile kumpas kurduğunu iddia ediyor.
Halbuki bu şahsın daha önceki şikayetini savcılık, “Kovuşturmaya gerek yok!” diye reddediyor. Aradan iki yıl geçiyor. Mansur Yavaş aday olunca bu iş devreye sokuluyor. Hem de soruşturma savcısı değiştirilmiş ve yeni savcı atanmış. Bu yeni savcı, suç tipini de değiştirerek jet hızıyla bir iddianame düzenlemiş. Bu iddianameyi düzenleyen savcının da KPSS soruşturmasından dolayı sıkıntıları bulunuyormuş... İşin kökü bakın nereye gidiyor?
Mansur Yavaş hakkında ağır cezada dava açılmış...
Yani plan kurulmuş, adamlar bulunmuş, iş kitabına uydurulmuş...
Halkı böylece kandırıp Mansur Yavaş’ı yiyecekler...
Ama Ankara halkı komploculara öyle bir tokat atacak ki sesi ta Kayseri’den duyulacak...

KAYSERİYİ BERBAT ETTİ SIRA ANKARA’DA
Peki Ankara’ya kimi getirdi Tayyip Erdoğan?
Koskoca Ankara’dan belediye başkanlığına uygun birisini bulamadı da Kayseri’den Mehmet Özhaseki’yi...
Mehmet Bey, Kayseri’yi yıllarca yönetti. Nasıl yönetti?
Cevabını ben vermeyeyim de bizzat AKP’li başka bir isim versin...
Hem de ondan önce Kayseri’de belediye başkanlığı yapmış bir isim: Şükrü Karatepe...
Kendisi şu sıralarda Cumhurbaşkanı Yerel Yönetim Politikaları Kurulu üyesi...
Şükrü Bey, yazdığı kitabında Kayseri’de Mehmet Özhaseki dönemine ilişkin olarak şunları söylemiş: “Ne yazık ki 21. yüzyılın başında şehri yönetme sorumluluğunu üstlenenlerin, devraldıkları emanete yeterince saygılı davrandıkları söylenemez. Yöneticiler, modernleşme döneminin en kıymetli birikimine duygusuzca müdahale ederek, şehrin temel imajını oluşturan geniş ve uzun bulvarların tamamını tahrip ettiler.”
Kibarca yazmış Şükrü Karatepe ama Kayseri’nin Mehmet Özhaseki tarafından tahrip edildiğini dile getiriyor.
Şimdi bu şahsı Ankara’nın başına oturtmak istiyorlar ki Ankara’yı da Kayseri’ye çevirsin. Her yere AVM kondurtsun...
Hem bir zamanlar Mehmet Şevki Kulkuloğlu adlı bir Kayseri Milletvekili vardı. Neler söylemişti neler bu Özhaseki hakkında... O dosyalar açılsa ne der acaba Ömer Çelik bey?

BİRAZ DA BİZ SEVELİM ŞU İSTANBUL’U
31 Mart Pazar günü yapılacak belediye seçimleri demokratik ilkelere uygun mu olacak?
Şeklen öyle...
Ama özünde tam tersi...
Çünkü sadece 1 (yazıyla da “bir”) parti var ortalıkta...
Daha doğrusu 1 fotoğraf var...
Bütün seçim o fotoğraf üstünden yönlendiriliyor.
O da Tayyip Erdoğan fotoğrafı...
El kalp üstünde Alevi selamı veriyor.
Gel gör ki Alevilerin mahkemeler tarafından karar altına alınmış haklarını bile yok sayıyor ya, olsun...
İşte o resim, bezlerde, naylonlarda...
İşte o resim duvarlarda, iplere gerili olarak havalarda...
O resim bilbordlarda...
Ve canlı hali 24 saat televizyonlarda, gazetelerde...
Başka bir parti yok...
Şimdi buna da demokrasi yarışı diyorlar.
Hayır efendim; bu cumhuriyet tarihinde bir eşi daha görülmemiş tek adam baskısıdır.
Her yeri kuşatmış, her iletişim organını eline almış, yeri ve göğü kendi imajıyla doldurmuş...
İstanbul aşkı diyor bir de buna...
Biz 25 yıldır o aşk hikâyesinin “para ve mal kazanma aşkı” olduğunu pek açık biçimde gördük.
Aşkım dedikleri İstanbul’u paramparça ederek, ormanlarına bile şehirler kondurtarak... Bizim bildiğimizi, gözü olup da İstanbul’a şöyle bir bakan herkes bilir.
Aşkmış!
Sevsinler bu aşkı...
Hem artık bıraksınlar da biraz da bizler sevelim şu İstanbul’u...

RESSAM BEDRİ BAYKAM’A...
Bedri Bey, iyi bilirsin ki sanatçı, siyasetçinin önünde ceketini iliklemez.
Bunu ancak Yeni Türkiye’nin nevzuhur zanaatçıları yapar...
Sevgiyle...