23 Nisan 2024 Salı
İstanbul 15°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

‘Masaya oturtma’ saldırısı

Rıza Zelyut

Rıza Zelyut

Eski Yazar

A+ A-

Ankara’yı bombalamak için ister PKK’lılar kullanılsın isterse IŞİD militanları... Bu kadar ayrıntılı biçimde planlanan ve en son tekniklerle yapılan bombalama, dağ başında dolaşan kandırılmış çocukların işi değildir. O bombaların düzeneğini kuran güç Amerika’dır. O bombacıları eğiten güçlerden birisi İsrail’dir. Avrupa, bu teröristlere maddi ve siyasi destek vermektedir.
Yani ülkemiz; PKK görüntülü uluslararası bir saldırı ile karşı karşıyadır. Bu ülkeler PKK’yı kullanırken örgüt de onları kullanarak Türkiye’de hedeflediği özerklik ve Kürdistan projesine ulaşmak peşindedir.
Başbakan Davutoğlu PKK’nın arkasındaki odaklardan söz etmektedir ama bu odakların ismini vermekten korkmaktadır. Türkiye bu kadar güçsüz olamaz. İsrail’in, ABD’nin, Avrupa ülkelerinin PKK’ya verdikleri teknik, askeri, siyasi ve malî desteklerin kanıtları hazırlanmalı; bunlar kamuoyuna da açıklanmalıdır.

YENİ ÇÖZÜM SÜRECİ
PKK’ya karşı operasyonların başlatıldığı 24 Temmuz 2015’ten sonra ABD, Avrupa ülkeleri ile Türkiye’deki PKK destekçileri, hükümete, ikide bir “Çözüm Süreci’ni yeniden başlatın!” diye çağrılar yaptı. PKK’nın siyasi kanadı HDP sık sık bunu istedi. Çünkü Çözüm Süreci denilen Türkiye’ye ihanet sürecinde PKK dağdan şehirlere inmiş, sokakları kontrol eden tek silahlı güç haline gelmişti. Bu dönemde bölgedeki asker kışlasına hapsedilmiş; yetkileri kaymakamlara ve valilere aktarılarak birlik komutanlarının eli kolu bağlanmıştı. Polis karakollara tıkılmış, korucular PKK’nın insafına terk edilmişti. Bu yurtsever insanlardan birçoğunu terör örgütü katletmişti ama hükümet Barış Süreci adına bunları soruşturmaya izin bile vermemişti.
***
Cumhurbaşkanı Erdoğan; altından sandalyesinin çekilmek istendiğini anlayınca saf değiştirdi. PKK ile oturduğu masadan kalktı, Türk ordusunun yanına geldi. Böylece Güneydoğu’daki PKK egemenliğini kıracak operasyonlar başlatıldı. Güvenlik güçlerinin başarılı mücadelesi PKK’lıları ve yandaşlarını panikletti. PKK’lıların kazdıkları hendeklere gömüldüğünü gören bölge insanı da bunların göründüğü gibi güçlü olmadıklarını anladı ve desteklerini çekmeye başladı.
PKK bu çözülüşü önlemek için son aylarda, “Ben ölmedim, ayaktayım. İstediğim yeri bombalarım!” saldırıları başlattı. Yani Ankara bombalarının birinci nedeni, silahlı PKK propagandasıdır... Yandaşlara moral vermek, halkı da korkutarak pasifleştirmek ve hatta kendi yanında tutmak...
Bombaların diğer sebebi AKP hükümetini yeniden Çözüm Masası’na oturtmaktır. Ortalığı karıştırarak, halkı paniğe sürükleyerek 24 Temmuz’da başlatılan süreci bitirmeye çabalıyor PKK. Ve hükümete, “Bizimle, eskiden olduğu gibi pazarlık masasına oturmazsan, böyle bombalarla sizi perişan ederiz” demeye çalışıyor.

SERMAYE TELEVİZYONLARI İSTİYOR
Bomba tek başına yetmez. Bunun öncesinde ve sonrasında propagandasının da yapılması gerekir. İşte ülkemizdeki holding medyasının görevi budur. Aydın Doğan’ın CNN Türk’ü güya tarafsızlık adına PKK sempatizanlarını konuşturmasıyla meşhur değil miydi? NTV; Batı’yı üzecek konuşma yapan Atatürkçüleri ebedi boykotla dışlamadı mı? Haber Türk’te yurtseverlerin, Atatürkçülerin adını anmak büyük günah sayılmıyor mu? Bu kanallar bir biçimde PKK’nın silahlı propaganda yönteminin sesi oldular...
Holding televizyonları, bu kanlı saldırıların tartışmasını bile PKK’nın işine yarayacak biçimde yaptılar; bunu da ülkeye hizmet ediyormuş gibi pazarladılar.

GÜVENLİKÇİ ÖNLEMMİŞ
Türkiye’de PKK’nın ne olduğunu bilmeyen sözde uzmanların durmadan konuşturulduğu o programlarda PKK yandaşları veya sempatizanları yıllardır şunu dedi: Kürt sorunu güvenlikçi önlemlerle çözülemez.
Bu “güvenlikçi önlemle çözülmez!” iddiası Türk devletini PKK karşısında pasifleştirme ve Türkiye’ye diz çöktürme yöntemidir. Ne yazık ki bu ihanet yöntemini AKP de kabul etti ve terör örgütü ile barış planları yapmaya kalkıştı. Bu yanlış yönteme direneceğini bildiği yurtseverleri, aydınları, subayları birçok komplo davalar yaratarak içeri alıp susturdu. Ama bu politika duvara tosladı. Çünkü, terör örgütleri ile mücadelede güvenlikçi önlemi dışlarsanız, boşalttığınız alanı örgüt doldurur. O alanlarda istediği gibi bombalar patlatır. İktidarı tehdit eder...
Öyleyse: Terörle mücadelenin ilk adımı “güvenlik önlemini Amerika’da olduğu gibi ödünsüz uygulamaktır.”
Bu yöntemin olumlu sonuçlarını aldık, alıyoruz. Öyleyse asla umutsuz olmayalım.
Yine; PKK’ya bakarak Kürt kökenli yurttaşlarımıza karşı asla olumsuz davranmayalım...
Terör örgütü, Türk-Kürt düşmanlığı yaratarak iki kesimi çarpıştırmak ve aradan sıyrılmak peşindedir. Kürt kökenli yurttaşlarımızla eskiden olduğu gibi kardeşlik ve yurttaşlık ilişkimizi samimiyetle sürdürmeliyiz.