20 Nisan 2024 Cumartesi
İstanbul 13°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Merkel ve Macron Brüksel’de anlaşamadı

Ali Rıza Taşdelen

Ali Rıza Taşdelen

Gazete Yazarı

A+ A-

Avrupa Parlamentosu (AP) seçimlerinin ardından, Avrupa Birliği’nin (AB) 5 kurumunun başkanlarını belirlemek üzere Brüksel’de toplanan 27 ülkenin liderleri aralarında bir anlaşma sağlayamadılar. Avrupalı liderler AB Komisyonu, Avrupa Konseyi, Avrupa Parlamentosu, AB Dış İlişkiler Yüksek Komiserliği ve Avrupa Merkez Bankası Başkanı adaylarını belirleyerek Avrupa Parlamentosu’nun oyuna sunacaklar. Adaylar burada sağlayacakları salt çoğunlukla seçilmiş olacaklar.

GELENEKSEL PARTİLER ÇOĞUNLUĞU YİTİRDİ

AB’de bu kilit kurumların başında görev yapacak yöneticilerin seçilmesi hem ülkeler arasında hem de AP’de bulunan siyasi gruplar arasında dengelerin sağlanmasıyla gerçekleşiyor. 1984’ten bu yana AB’yi, AP’de çoğunluğu elinde bulunduran muhafazakâr sağ (PPE) ve sosyal demokratların (S&P) geleneksel ittifakı yönetiyordu. İlk defa bu iki grup güç kaybederek çoğunluğu sağlayamadılar. PPE 182, S&P 153 milletvekili çıkarabildi, bu da toplam 335 milletvekili yapıyor. Salt çoğunluk ise 376.

ANAHTAR MACRON’UN GRUBU

Son AP seçimlerinde parlamentoya ilk defa giren Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un partisi AP içindeki liberal partileri temsil eden ALDE ile birleşerek oluşturdukları Renew Europe (Avrupa’yı Yenile) grubu 3. sıraya yerleşti. Dolayısıyla geleneksel sağ ve sosyal demokrat ittifak liberallerin desteğine muhtaç durumda.

108 sandalyeye sahip liberallerin Renew Europe grubunda 21 milletvekiliyle çoğunluğu elinde bulunduran Macron’un partisi anahtar durumuna geldi ve Macron’un pazarlık gücü arttı. Geleneksel ittifakın birinci partisinin lideri de Almanya Başbakanı Merkel. Böylece AB’de düğümlerin çözümü Merkel ile Macron arasındaki anlaşmaya bağlı.
İşte 20-21 Haziran Brüksel Zirvesi’nde bir sonuç çıkmamasının nedeni Merkel ile Macron’un öncelikle belirlenecek Avrupa Komisyonu başkan adayı üzerinde anlaşamamış olmasıdır.

MERKEL VE MACRON ANLAŞAMADI

AB Konseyi Başkanı Donald Tusk, zirveye 3 isim sundu: Alman Manfred Weber, Hollandalı Frans Timmermans ve Danimarkalı Margrethe Vestager. Almanya Başbakanı Angela Merkel, AP’nin en büyük grubunun adayı Alman Manfred Weber’de diretti ama karşısında Macron’u buldu. Tusk’un açıklamasına göre 3 aday da aranan desteği bulamadı. Üzerinde uzlaşılan adayın/adayların 2 Temmuz’dan önce AP’ye sunulması gerekiyor. Bunun için liderlerin yeniden 30 Haziran’da toplanması bekleniyor.

Alman Manfred Weber’in çoğunluğun desteğini alamaması ve Fransa’nın karşı çıkmasıyla birlikte, Merkel’in Weber’de diretmeyeceği belirtiliyor. 30 Haziran’a kadar pazarlıkların süreceği ve pazarlığın ortaya atılan yeni isimler üzerinden yürütüleceği ifade ediliyor.

Öne çıkan yeni isimler şunlar: Danimarkalı Margrethe Vestager, Fransız Michel Barnier ile Belçika Başbakanı Charles Michel, Merkel’in de sıcak baktığı IMF Başkanı Fransız Christine Lagarde ve Avrupa Merkez Bankası Başkanı İtalyan Mario Draghi.

MİLLİYETÇİ PARTİLER BİRLEŞEMEDİ

AP seçimlerinin kazananı milliyetçi partiler oldu. Ama parlamentoda bir araya gelerek hep birlikte bir grup oluşturamadılar. Toplam 112 sandalyeye sahip bu partiler parlamentoda 2 gruba bölünerek 3. grup olma şansını yitirdiler. Elbette bu partilerin bir araya gelmesi zordu. Aralarında ırkçı ve aşırı sağ partiler olduğu gibi, milliyetçi ve ulusal egemenlikçi partiler de var. Bakalım bu pazarlıklar içinde nerelere savrulacak ve nasıl bir tutum alacaklar?