19 Nisan 2024 Cuma
İstanbul 16°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Metin Feyzioğlu: Söz konusu vatansa gerisi teferruattır, biz o yüzden buradayız!

Türkiye'nin merakla beklediği 2019-2020 Adli Yıl Açılış Töreni, Cumhurbaşkanlığı Kongre ve Kültür Merkezi'nde yapıldı. Törene Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu da katıldı.

Metin Feyzioğlu: Söz konusu vatansa gerisi teferruattır, biz o yüzden buradayız!
A+ A-

Törene katılan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan önemli mesajlar verdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen 2019-2020 Adli Yıl Açılış Töreni'ndeki konuşmasına, yeni adli yılın yargı camiası başta olmak üzere ülke ve millet için hayırlara vesile olmasını dileyerek başladı.

Metin Feyzioğlu: Söz konusu vatansa gerisi teferruattır, biz o yüzden buradayız! - Resim : 1

2019-2020 Adli Yılı'nda hakimlere, savcılara, avukatlara ve adalet teşkilatının tamamına başarılar dileyen Erdoğan, şunları kaydetti:

"Bu vesileyle, vazifeleri başında son nefeslerini veren hakimlerimiz ve savcılarımız başta olmak üzere, ülkemize ve milletimize hizmet ederken hayatlarını kaybeden tüm şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum. Adaletin tecellisi için fedakarca çalışan yargı mensuplarımıza ülkem ve milletim adına teşekkür ediyorum. Zaferler ayı Ağustos'ta bin yıldır süren başarılarını tazimle yad ettiğimiz kahraman ordumuza halen icra ettiği kritik görevlerinde Rabbim'den muvaffakiyetler niyaz ediyorum."

Bu yıl beşinci ve son kez Adli Yıl Açılışı'nı yapan Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit'e hizmetleri ve yapıcı desteği için şükranlarını sunan Erdoğan, şöyle konuştu:

"Bilindiği gibi, Arapçadaki 'adl', Türkçedeki 'törü' kelimeleri, adalet kavramının köklerini oluşturur. Adalet, tarihin her döneminde üzerinde kafa yorulan, tartışılan, uygulama biçimleriyle gündemde olan bir konudur. Biz de her fırsatta, gerek bu çatı altında gerek diğer platformlarda adalet kavramı üzerinde uzun uzun durmaya çalışıyoruz. Görevimiz gereği üstlendiğimiz sorumlulukların yanı sıra ferdi hayatımızda maruz kaldığımız çok sayıdaki hadise sebebiyle de bu kavram üzerinde sık sık durmak, konuşmak, tartışmak zorunda kaldık."

'ZULÜM VE HAKSIZLIK İLE ADALETSİZLİK EŞ ANLAMLIDIR'

Yeni adli yılın açılışı vesilesiyle adalet kavramına ve ülkedeki işleyişine dair görüşlerini paylaşan Erdoğan, "İnancımıza göre insanın hayrı ve şerri, doğruyu ve yanlışı, iyiyi ve kötüyü seçme iradesine sahip bir varlık sıfatıyla diğer canlılardan ayrılması, adaletin de esasını oluşturur. Çünkü, zulüm ve haksızlık ile adaletsizlik eş anlamlıdır. Şayet insan adalet yerine zulüm yolunu seçiyorsa, bunu kendi iradesiyle yapıyor demektir. Dolayısıyla, bu iradeyi kontrol altında tutacak zihni ve fiili bir düzene ihtiyaç vardır" dedi.

Toplumsal ilişkiler ve devlet uygulamalarıyla ilgili tartışmaların temelinde de hep adalet kavramının yattığının görüldüğünü vurgulayan Erdoğan, Eflatun'dan Kant'a, Farabi'den Gazali'ye kadar batının ve doğunun tüm önemli mütefekkirlerinin tartışmalarını bu kavram etrafında yürüttüklerine dikkati çekti.

'HAZRETİ ÖMER DEYİNCE AKLIMIZA HEMEN 'ADALET' GELİYOR'

Kur'an-ı Kerim ve Hadis-i Şeriflerde düzen, denge, denklik, eşitlik gibi pek çok anlamlarıyla adalet kavramına sıkça atıfta bulunulduğunu anımsatan Erdoğan, şöyle devam etti:

"Tarihte hep hayırla yad edilen, tüm insanlığa örnek gösterilen şahsiyetler, Peygamberler başta olmak üzere, adalet konusuna büyük hassasiyet göstermiştir. Günümüzde dahi Hazreti Ömer deyince aklımıza hemen 'adalet' geliyorsa, onun adaletle ilgili sözünü tüm adliyelerimizin ve mahkemelerimizin duvarlarına kazımışsak, sebebi işte budur. Kadim dönemlerden beri insan hayatının ve toplumsal düzenin temeli olarak gösterilen adalet kavramı üzerinde, daha çok düşünmemiz gereken bir dönemden geçtiğimize inanıyorum. Sıkça ifade edildiği gibi kanun başkadır, hukuk başkadır, adalet başkadır. Biz kendimiz ve tüm insanlık için daima adaletin peşinde koşmalıyız. Çünkü bugün, yakın coğrafyamız başta olmak üzere, dünyanın pek çok yerinden zulüm altında inleyen insanların feryatları adeta arşı inletiyor."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünya sisteminin, refah ve lüks içinde yaşayan ve bu hayat tarzını korumayı her şeyin üzerinde tutan bir kesimin cenderesi altında olduğunu ifade ederek, şunları söyledi:

"Karşımızda, kendi konforu için dünyanın kalanının ekonomik kaynaklarını sömüren, zenginliklerini iç eden, kendi özgürlüğünü koruma adına dünyanın kalanını gözyaşına ve ateşe boğmaktan çekinmeyen bir anlayış bulunuyor. Üstelik bu zalimliklerin, demokrasi, insan hakları, terörle mücadele, hukuk, kanun ve hatta adalet adına yapılıyor olması, zulmün ağırlığını daha da artırıyor. Refahlarına ve özgürlüklerine yönelik her saldırıyı terör olarak niteleyen ama diğer toplumların en temel insani taleplerine karşı duyarsız kalan çarpık anlayış, bize göre dünyanın şu andaki en büyük sorunudur."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezinde düzenlenen 2019-2020 Adli Yıl Açılış Töreni'ndeki konuşmasında, yargının Anayasa'yı ve kanunları yapan yasama organından aldığı yetkiyle görevini yürüttüğüne işaret etti.

Kuvvetler ayrılığı sistemindeki yargı bağımsızlığının, bu erkin kendisine yargı yetkisi veren hukuk kurallarını eksiksiz bir şekilde uygulaması sorumluluğu ve gücünden kaynaklandığını anlatan Erdoğan, Hakimler Savcılar Kurulu üyelerinin Meclis ve yürütme tarafından seçilmesinin de aynı mantığa dayandığına dikkati çekti.

Erdoğan, şöyle konuştu:

"Türkiye'nin örnek aldığı Batı demokrasilerinde yargı organlarının kararlarını kanun adına vermesi de yine bu anlayışın sonucudur. Ülkemizdeki tartışmalarda, kuvvetler ayrılığına yönelik ithamların daha ziyade yürütme-yargı gerilimi üzerine bina edilmesinin sebebi, bu önemli gerçeği örtmeye yöneliktir. Yeni yönetim sistemimizde yürütmenin de temsilcisi olan Cumhurbaşkanı'na kuvvetler ayrılığı konusunda yöneltilen ithamların çoğu temelsizdir.

Ülkemizdeki demokratik sistemde Cumhurbaşkanı'na açılan alan, üstünlük bağlamında değil, tüm kurumların ahenk içinde çalışmasını gözetme noktasındadır. Yargı üzerinden, milletten ve hukuktan aldığı yetkiyle görevini yapan yürütme erki ile onun temsilcisi olan Cumhurbaşkanı'na saldırmak, aslında doğrudan siyasal alanı hedef almaktır. Kuvvetler ayrımındaki yerinin ötesinde, tamamen ideolojik ve bağnaz bir tahayyülle yargı bağımsızlığı sözünü gündemde tutanlar, en çok demokrasiye, cumhuriyete, milli iradeye zarar veriyor."

'CUMHURBAŞKANLIĞI KÜLLİYESİ, MİLLETİMİZİN, TÜM KURUMLARIMIZIN EVİDİR'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, son Anayasa değişikliği ile yargı bağımsızlığı kavramının, yargının tarafsızlığı ilkesi ile tahkim edildiğini belirtti.

Buna rağmen, demokrasiyi ve onun kurucu unsuru olarak siyaseti mesnetsiz saldırılarla yaralamaya çalışmanın, en başta yargı kurumuna saygısızlık olduğunu ifade eden Erdoğan, bunun en güzel örneğinin de idare içerisinde kamu kurumu niteliğindeki meslek teşekkülleri olan birtakım baroların Adli Yıl açılışını, sırf mekanından dolayı provoke etmeleri olduğuna değindi.

"Bu mekan şahsıma ait değil, bu mekan her zaman söylediğim gibi milletin evi ve devletin tüm kurumları bu mekanı rahatlıkla kullanma hakkına sahiptir. Üstelik bu meslek teşekküllerinin seçim yöntemlerinin çoğulcu demokrasiyle bağdaşmadığı kabul edilen bir gerçek olduğu halde böyle bir tartışma yaşandı, yaşanıyor." değerlendirmesinde bulunan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Halbuki Cumhurbaşkanlığı Külliyesi, bu gazi mekan, konferans salonu, sergi salonu, camisi, 15 Temmuz anıtı, tamamlanmak üzere olan kütüphanesi ve inşası süren müzesiyle, milletimizin, dolayısıyla da tüm kurumlarımızın evidir. Önümüzdeki dönemde ilk çözmemiz gereken meselelerden birinin, barolar başta olmak üzere tüm meslek teşekküllerinin seçim yöntemlerinin temsili demokrasiye uygun hale getirilmesi olduğuna da inanıyorum. Yargıtay ve Türkiye Barolar Birliği Başkanlarımızı, bu bağnaz ve provokatif dayatmalara karşı gösterdikleri dirayetli ve demokratik duruş sebebiyle şahsım ve milletim adına tebrik ediyorum. Yargı kurumunun nefasetine zarar veren, ülkemizdeki avukatların kahir ekseriyetinin hissiyatını ve tercihini de temsil etmediğine inandığım bu tür yanlışların ileride tekrarlanmayacağına inanıyorum."

'REFORMLARIN AMACI ADALETİN DAHA GÜÇLÜ TESİSİNİ SAĞLAMAK'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 18 yıl önce kurucu genel başkanı olduğu partinin adının başına "adalet" kelimesini getirmelerinin, sıradan bir tercih olmadığını vurguladı.

İktidara geldikleri günden beri hep bu ideal uğrunda mücadele ettiklerini, pek çok reform hayata geçirdiklerini hatırlatan Erdoğan, "Anayasamızda ve kanunlarımızda yaptığımız değişikliklerin tek amacı, adaletin daha güçlü bir şekilde tesisini sağlamaktır. Temel kanunların yenilenmesinden yargı mensuplarının özlük haklarının iyileştirilmesine, adliye binalarının modernleştirilmesinden istinaf mahkemelerinin kuruluşuna, yargıda hedef süreden e-devlet uygulamalarına, adli tıptan bilirkişiliğe, lekelenmeme hakkından arabuluculuk müessesine kadar her alanda adalet sistemini geliştirecek tarihi reformlara imza attık." diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yargı süreçlerini sadeleştirerek, uyuşmazlıklar için alternatif çözüm yolları geliştirerek, önleyici hukuk uygulamalarını sisteme kazandırarak, Yargı Reformu'nu kısa sürede hayata geçirmekte kararlı olduklarını bildirdi.

Erdoğan, 2019-2020 Adli Yıl Açılışı dolayısıyla Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen törende yaptığı konuşmada, "Merdivenlerin altından adliye kurumlarını çıkardık. hepsinden öte dedik ki 'Adalet saraylarıyla biz, adliye mekanizmalarına ayrı bir güç kazandıralım.' Bunu yaptık" dedi.

Demokrasiyi güçlendirmek, vatandaşların adalet beklentisine en yüksek cevabı vermek, uluslararası alanda Türkiye'nin hukuk devleti niteliğini güçlendirmek amacıyla yeni reform hazırlıkları içinde olduklarını belirten Erdoğan, yaklaşık 3 ay önce, aynı salonda Yargı Reformu Strateji Belgesi'ni, hukukçular ve milletle paylaştıklarını anımsattı.

Erdoğan, "Tutukluluktan ifade özgürlüğüne, savunma hakkından adalete erişime kadar birçok alandaki reform vizyonumuzu, bu belgeyle ortaya koyduk. 'Güven veren ve erişilebilir bir adalet' anlayışıyla oluşturduğumuz Yargı Reformu Strateji belgemizin, hukuk camiasında ve kamuoyunda memnuniyetle karşılandığını görüyoruz" ifadelerini kullandı.

Reform Belgesi'ndeki hedefleri hayata geçirmek için mevzuat değişikliği ile idari düzenlemeler konusundaki hazırlıkların son aşamaya geldiğini aktaran Erdoğan, asıl önemli olanın uygulamalar olduğunu dile getirdi.

Türkiye'de kağıt üzerinde mükemmel duran birçok düzenlemenin, uygulamadaki çarpıklıklar sebebiyle sıkıntılara ve adaletsizliklere yol açtığına dikkati çeken Erdoğan, "Bunun için mevzuat değişiklikleri ve idari düzenlemeler kadar zihniyet değişimine de önem veriyoruz. Vatandaşlarımızın adalet sistemine duydukları güveni ancak bu şekilde arzu ettiğimiz seviyeye getirebileceğimize inanıyoruz. Avrupa Birliği organları her ne kadar ülkemize karşı açıkça ayrımcı bir tutum içindeyse de, biz bu reform belgesiyle aynı zamanda tam üyelik yükümlülüklerimize olan bağlılığımızı da göstermiş oluyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

Gelecek dönemde devam ettirecekleri dinamik reform süreciyle, demokrasiyi güçlendirerek, milli iradenin üstünlüğünü daha da pekiştireceklerini ifade eden Erdoğan, "Yargı süreçlerini sadeleştirerek, uyuşmazlıklar için alternatif çözüm yolları geliştirerek, önleyici hukuk uygulamalarını sistemimize kazandırarak, bu reformu kısa sürede hayata geçirmekte kararlıyız." diye konuştu.

'YARGI REFORMU STRATEJİMİZİN EN ÖNEMLİ UNSURLARINDAN BİRİDİR'

Erdoğan, hak ve özgürlüklerin korunması, geliştirilmesi, güvence altına alınması için kapsamlı bir İnsan Hakları Eylem Planı hazırladıklarını vurgulayarak şunları söyledi:

"Yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığının güçlendirilmesini, hukukun üstünlüğünün, bununla birlikte bireylerin hak ve özgürlüklerinin güvence altına alınmasının temel şartı olarak görüyoruz. Kaliteli insan kaynağı, her alan gibi, adalet sisteminin iyi bir şekilde işleyişinin de temel şartıdır. Hukuk eğitiminin niteliğinin yükseltilmesi, Yargı Reformu stratejimizin en önemli unsurlarından biridir. Hakim ve savcı yardımcılıklarının ihdası, bu bakımdan gerçekten çığır açıcı bir yenilik olacaktır. Meslek öncesi ve meslek içi eğitimi de daha etkin hale getireceğiz. Bilirkişilik, yazı işleri hizmetleri, bilişim sistemi, tebligat, uzmanlaşma gibi yargı faaliyetlerinin destek unsurlarıyla ilgili reformları da ihmal etmiyoruz."

Savunma hakkı ve bunun en önemli unsuru olan avukatlar konusunun da yargı reformu stratejisinin en önemli başlıklarından biri olduğunu belirten Erdoğan, avukatlık mesleğine girişten stajlara kadar, bu konuda sorun yaşanan birçok uygulamayı değiştireceklerini anlattı.

Sistemi mümkün olduğunca sadeleştirerek, görevsizlik ve yetkisizlik kararlarına yol açan problemleri ortadan kaldırmayı hedeflediklerinin altını çizen Erdoğan, "Soruşturma, kovuşturma ve cezaların infazı aşamalarını kapsayan ceza adaletinde adil, etkin, rasyonel bir işleyişi temin etmek zorundayız." dedi.

Cumhuriyet savcılarının takdir yetkilerinin genişletilmesinden, soruşturma aşamasının etkinleştirilmesine kadar, bu çerçevede pek çok yeniliği hayata geçireceklerini aktaran Erdoğan, özellikle ekonomik hayata doğrudan etkisi olan hukuk yargılamalarında sade ve etkin bir işleyişi temin etmekte kararlı olduklarını vurguladı.

Yargı mensuplarının, mesai mefhumu gözetmeksizin, işlerini layıkıyla yerine getirmek için gösterdikleri gayrete yakından şahit olduğunu kaydeden Erdoğan, "Yeni reformlarla sistemi geliştirerek, güçlendirerek, ileriye taşıyarak, adaletin en etkin ve hızlı şekilde tecellisini sağlamak için sizlerle birlikte çalışmaya devam edeceğiz." diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2019-2020 Adli Yılı'nda, yürüttükleri adaleti sağlama, hukuku tesis etme, yargıyı işler kılma mücadelelerinde tüm hakimlere, savcılara, avukatlara ve yardımcı personele başarılar diledi.

NOTLAR

Törene TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Danıştay Başkanı Zerrin Güngör, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Cahit Turhan, İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Hakimler ve Savcılar Kurulu ve yüksek yargı organı üyeleri ile hakimler ve savcılar katıldı.

Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından Şef Abdullah Alper Kurbani yönetimindeki Ankara Türk Dünyası Müzik Topluluğu konser verdi.

Törende Yargıtay'ın kurumsal tanıtım filmi de gösterildi.


Açılış töreninde konuşan Feyzioğlu'nun açıklamalarından öne çıkan başlıklar ise şu şekilde:

Metin Feyzioğlu: Söz konusu vatansa gerisi teferruattır, biz o yüzden buradayız! - Resim : 2

"Bizim için vatan söz konusu ise gerisi teferruattır, işte biz bugün bunun için buradayız.

Bugün buradayız çünkü vatandaşımızın bizden beklentisi var.

Barolar Birliği siyasi partilerin muhalifi değildir, Barolar Birliği sadece cumhuriyetin tarafındadır.

Hukuk alanında mesleğe giriş sınavı getirilmelidir, bilgiyi ölçen zor bir sınav olmalıdır.

Koruyucu avukatlık hizmetlerini geliştirmeliyiz.

Talep eden işçiye avukat verilmesini teklif ediyoruz.

Yargı Reformu Strateji Belgesi doğru bir belgedir. Meclisten beklenti, yargı reformunu çıkarmasıdır.

Ülkemiz 15 Temmuz darbe girişimi ile iç savaşa sürüklenmek istenmiştir. Milletçe tek yumruk olarak bunu önledik. Bir daha böyle bir felaketle karşılaşmamak için demokratik kurumlarımızı ve hukuk devletinin taşıyıcı sütunlarını güçlendirmek zorundayız.

Tartışmaya açmak istediğimiz önerimiz şudur: Hakimler ve Savcılar Kurulu üyelerinin yarısını TBMM’nin örneğin 3/5 gibi nitelikli bir oyla, dolayısıyla yüksek bir uzlaşmayla belirlemesi. Bu durumda uzlaşma kaçınılmaz olarak liyakat temelli olacaktır. Kalan üyelerin de Yargıtay ve Danıştay genel kurullarında yine nitelikli oyla belirlenmesi. Ayrıca Türkiye Barolar Birliği Genel Kurulu’na da aynı şekilde belli sayıda üye seçme yetkisi verilmesi. Elbette önerimizi tüm yönleriyle tartışmaya hazırız. Çünkü Türkiye’nin ortak akla konuşarak ve tartışarak ulaşabileceğini biliyoruz.

HSK'nın yapısı kuvvetler ayrılığını sağlamalı.

Çıkış yolumuz, Anayasamızın 2. maddesinde tanımlanan Cumhuriyetin kuruluş felsefesine sımsıkı sarılmaktır.

Türkiye’nin hukuk devletini ve demokrasiyi eksiksiz inşa edeceğine dair inancımız sonsuzdur."


YARGITAY BAŞKANI CİRİT: AÇILIŞLAR TÜM TARAFLARIN KATILIMIYLA YAPILMALI

Metin Feyzioğlu: Söz konusu vatansa gerisi teferruattır, biz o yüzden buradayız! - Resim : 3

Feyzioğlu'nun konuşmasının ardından konuşan Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit ise, yargıda bağımsızlık vurgusu yaparak şunları söyledi:

"Hukuk ihtiyacı, insanlık tarihi kadar eski olup düzen fikrine dayanır. Bir hukuk düzeni kurmak, en basit ifadeyle güçlülerin zayıfları istismar etmesine mani olmaktır. Hukuk sistemi, hakların normatif düzeyde korunması ile oluşturulur. Bu sebeple en gelişmiş hukuk sistemi, hakları en çok koruyandır.

Hakimlerin coğrafi teminatının olması, yargı bağımsızlığının güçlendirilmesi açısından olumlu bir adımdır.

Adli yıl açılışlarının halkın huzurunda, tüm tarafların katılımıyla şeffaf ve demokratik şekilde yapılması önemlidir.

Cumhurbaşkanlığı sistemine geçilmesiyle birlikte, parlamenter sistemden farklı bir kuvvetler ayrılığı da gündeme gelmiştir. Yargının tarafsızlık özelliği güçlendirilerek, yargının denge ve denetleme görevi kuvvetlendirilmiştir.

Öte yandan küresel olarak, çeşitli güç odakları tarafından Türk yargısına yönelik olumsuz algı oluşturma çabaları sistematik bir şekilde sürdürülmektedir. Dünya Ekonomik Forumunun 2018 yılı Küresel Rekabetçilik Raporunda Türkiye’deki yargı bağımsızlığı 111’inci sırada gösterilmiş, bu konu yazılı ve görsel basında yer almıştı.

Yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı, Anayasanın yargı mensuplarına bir lütfu değil, halkın güvenine layık olunarak kazanılacak bir konumdur. Bu güven, yargı bağımsızlığının ve tarafsızlığın en önemli teminatıdır. Daha açık bir anlatımla, toplumun yargıya güven duymadığı bir hukuk sisteminde, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı sağlanamaz.

2019-2020 Adli Yıl Açılış Töreni, Yargıtay Başkanlığı’nın ev sahipliğinde, Cumhurbaşkanlığı Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleştiriliyor. Törene Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Adalet Bakanı Abdülhamit Gül ile Yüksek Mahkeme Başkanları’nın yanı sıra Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu da katılıyor."

BAROLAR PROTESTO ETMİŞTİ

Yargıtay Başkanlığı’nın Adli Yıl Açılış Töreni’ni Yargıtay binası yerine Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda düzenleyecek olmasına aralarında İstanbul, Ankara ve İzmir’in de bulunduğu bazı barolar tepki göstererek törene katılmayacaklarını açıklamıştı.

Son Dakika Haberleri