'Milletin adamı' mı? 'ABD'nin adamı' mı?

Başbakan Erdoğan cumhurbaşkanlığı seçim kampanyası için Türkiye'nin her yerini donatmış. Sokaklara, "Milletin adamı" afişleri astırmış.

Bir "ABD ürünü" olduğu genel kabul görüyor. CIA'nın önemli elemanlarından Morton Abramowitz onu daha Beyoğlu ilçe başkanı iken keşfediyor. İstanbul belediye Başkanı iken "İstanbul sana dar, Türkiye'ye açılmalısın" diyor

Önündeki taşlar teker teker temizleniyor. ABD'nin çıkardığı 1999-2000-2001 krizleri sonrası, "Derviş darbesi" sonrası 2002'de iktidara oturtuluyor.

Boynunda Yahudilerin "kendilerine hizmet edenlere" verdiği "Cesaret Ödülü" asılı.

Türkiye'nin Genelkurmay Başkanı ile görüşmek için ABD Milli Savunma Bakan Vekili Paul Wolfowitz'e yalvaran mektubu internette dolaşıyor.

CIA ve MOSSAD'ın denetimindeki IŞİD'e terörist bile diyemiyor. IŞİD teröristleri Niğde'de biri jandarma, biri polis, biri de normal vatandaş üç kişiyi öldürüyor. O teröristlerin silahı "sünnet" diye taşıdığını söylüyor.

...

Erdoğan şimdi "Milletin adamı" diye yutturulmaya çalışılıyor.

Ama herkes onun "Milletin adamı mı, Amerikalıların adamı mı" olduğunu biliyor.

ERDOĞAN'IN "YENİ"Sİ ESKİ!

Son yıllarda "yeni" sözcüğünü duydum mu hep telaşlanıyorum. Türkiye'ye yönelik "kumpas"lar hep "yeni" sözcüğünün arkasına saklanarak yapılmaya çalışıldı. "Bölünme anayasası", "Yeni anayasa" diye kamuoyuna yutturulmaya çalışıldı. "Milli Anayasa Forumları" sayesinde engellendi.

Bir zamanlar, "Yeni CHP" söylemi dillerdeydi. CHP'yi 1930'lardaki köklerinden koparmak için piyasaya sürüldü. "Yeni CHP" ile Atatürk'ün "Altı Ok"u kırılmak istendi. Yönetim katında başarılı olunduysa da CHP tabanı dirençli.

ERDOĞAN'IN "YENİ" KAMPANYASI

Şimdi Erdoğan'ın bir "yeni"si ile daha karşı karşıyayız. Başbakan Erdoğan, cumhurbaşkanlığı adaylığı ile birlikte bir "yeni"dir tutturdu. "Yeni Türkiye"yi kuracakmış.

12 yıldır nasıl bir Türkiye kurduğu ortada.

Yargı çökmüş, Türk Ordusu önemli ölçüde dağıtılmış. Emniyet yasa dışı örgütlere teslim edilmiş. Eğitim yerlerde sürünüyor. Bürokrasi ortada... hangi birini sayalım..!

Şimdi kendine bir slogan belirlemiş. Cumhurbaşkanını halk seçecekmiş. Beyefendi anayasa dışı bir şekilde "başkanlığını" ilan edecekmiş. Türkiye, "Yeni Türkiye" olacakmış.

Psikolojik savaşla fiili durum yaratmaya çalışıyor. Erdoğan'ın "yeni" dediği aslında eski. Hem de çok eski!

MEZARLIKTA ISLIK ÇALIYOR

Erdoğan bağırıp çağırarak hem taraftarlarını hem kendini inandırmaya çalışıyor. Cumhurbaşkanı seçilse bile "ortada" kalacağından endişeli. Özellikle halkın sokağa çıkmasından tedirgin.

Muhalefet liderleri, cumhurbaşkanlığı seçiminde partilerini tuzağa düşürüp Erdoğan'ın siyasi ömrünü uzatsa da önümüzdeki dönemde ne olacağı belli. "Haziran direnişi" onun ödünü koparıyor. İki kişi bir araya gelince hemen üstlerine polisi, TOMA'yı salması, biber gazına sarılması da bundan.

Erdoğan'ın ruh halini de anlamak lazım. Kürsülerde gırtlağını yırtarak konuşması da bundan. Halkın deyimiyle, "Korktuğu için mezarlıkta ıslık çalıyor."

VAHDETTİN KÖŞKÜ

Şimdi kendine Vahdettin'in köşkünü hazırlatıyormuş. Orada ikamet edecekmiş. Güvenlik gerekçesiyle köşkün etrafındaki evlere yıkım kararı çıkmış. Herkesi kendine düşman görüyor.

Vahdettin'i çok sevdiği belli. Sarayı yetmez. Bence gemisini de hazırlatmalı. Dolmabahçe önünde hazır bekletmeli. Ama sonuç pek değişmez. İstanbul Boğazı'ndan kurtulsa bile Çanakkale Boğazı'nda yakalanır. Ne de olsa Çanakkale Savaşı, Türkiye Cumhuriyeti'nin taşlarının döşendiği savaştır..!