23 Nisan 2024 Salı
İstanbul 23°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Milli birlik mi Topçu Kışlası mı?

Rafet Ballı

Rafet Ballı

Gazete Yazarı

A+ A-

Darbenin üzerinden 5 gün geçti.
Netleşenleri kayda geçirmek gerekiyor.
***
Bir: “Dönemeç”, “kırılma” demek az.
Türkiye’de tarih “yön” değiştiriyor.
Amerikancılıktan, Fethullahçılıktan arınma sürecine girdik.
Sadece devlette değil, toplumda da böyle olacak.
Sonuçlarını görmek için fazla beklemeyeceğiz.
Tarih bütün kurumları, bütün siyasi merkezleri test ediyor.
Partilerde milli damar hareketlenecek, güçlenecek.
Buna HDP de dahildir.
***
İki: “Fethullahçı darbe” sıfatı tek başına biraz sorunlu.
Amerika’nın rolünü kısmen gölgeliyor.
Vurgulamak lazım: Darbenin arkasındaki asıl güç Amerika’dır.
Hem Cemaatçileri kullandı. Hem de laik “NATO-Türkçüler”i.
Hangisi ağır basıyor sorusu bu aşamada anlamsız.
İkisi de Washington güdümlü. Programları müşterek.
Sonuç: Doğru sıfat “Amerikancı darbe”dir.
***
Üç: “Darbe”nin “acil” veya “yakın” programı önemli.
Birbirini tamamlayan üç ayağı var.
İlki: Fethullahçı kadroların TSK’dan tasfiyesini önlemek.
İkincisi: Türkiye’nin bölgeyle barışma hamlesini tersine çevirmek.
Ve: ABD’nin “Kürt koridoru” projesini tamamlamak.
***
Dört: Tayyip Erdoğan’ın en yakın çevresi tabloyu nasıl okuyor?
Konuştum. Denilenler şöyle:
“ABD’nin hedefinde üç ülke var: Türkiye, Rusya ve Fransa.”
“Washington’un Rusya’ya yönelik hamleleri ortada.”
“Fransa-Nice’teki saldırıyla Türkiye’deki darbe aynı merkezin işi.”
“İkisinin de arkasında CIA var.”
***
Beş: “Darbenin patronu Amerika”dır tespiti, kulis fısıltısı değil.
Başbakan Binali Yıldırım da açıkça işaret ediyor. Tayyip Erdoğan da.
Geçen pazar günü Fatih Camii avlusundaydım.
Prof. Nevzat Yalçıntaş ve darbe şehitlerinin cenaze namazındayız.
Bekleneceği gibi Tayyip Erdoğan geldi. Kameraların önünde açıkça ilan etti:
“Üst akıldan aldıkları talimatla devletimizi ele geçirme girişimi silahlı eyleme dönüşmüştür.” (17.7.2016)
Dikkat edilsin. Erdoğan “destek”, “teşvik”, “himaye” demiyor.
Kullandığı kavram açık: “Talimat”.
Not: Üst akıl, AKP lügatında ABD’nin kod adı.
***
Beş: ABD tehdidi, Türkiye’nin ittifak coğrafyasını da çiziyor.
Yani: Şartlar Türkiye, Rusya ve Fransa’yı ittifaka zorluyor.
Erdoğan ve Putin, tarihi mecburiyeti görmüş durumda. “Uçak krizi”ne rağmen barıştılar.
“Darbe”nin Amerikancı karakteri yakınlaşmayı hızlandıracak.
Erdoğan cenahının nabzı ne diyor bu konuda?
Söylenenleri aktarıyorum.
“Bizimki, Çin’deki G 20 öncesinde Putin’le buluşmak için ısrar etti.”
“Fakat Putin hep gönülsüz davrandı. İç kamuoyuna öyle bir görüntü verdi.”
“Fakat şimdi her şey değişti. Telefonla görüştüler. Yakın zamanda buluşacaklar.”
***
“Yakın çevre”nin nabzına dayanarak, iddialı bir tespit yapayım:
Türkiye-Rusya ilişkilerinde stratejik bir sıçrama yaşanacak gibi.
Bunun Suriye sahasına dramatik yansımalarının olacağını söyleyebilirim.
Şam’la ilişkiler ve “koridorun kaderi” konularında.
Not: Türkiye’nin ittifak sistemi, elbette bölge temelli olacak.
***
Altı: Kritik mesele, iç cephedeki saflaşma.
Türkiye bir alt üst oluş yaşıyor. Bütün kartlar birbirine karıştı.
Yeni değil. 24 Temmuz 2015’ten beri.
Yani: Ayrılıkçılığa karşı silahla müdahale kararı verilmesinden itibaren.
İki dünya oluştu.
Bir tarafta: Amerika ve kullandığı araçlar.
Diğer tarafta: Türkiye cephesi. Buraya bütün partilerimizi yazmak istiyorum.
“Darbe”, bu saflaşmayı aşırı sadeleştirdi.
***
Yedi: Erdoğan cenahı içerideki saflaşmayı nasıl okuyor?
Bana söylenenleri özetle kaydetmekte fayda var.
“Türkiye, Amerika’yla hesaplaşma dönemine girdi.”
“Devlette büyük temizlik olacak. Fethullaçılık da, Amerikancılık da tasfiye edilecek.”
Sözler iddialı.
Sordum: Kuşkular, endişeler var. Yerlerine yüzde 100 kendi adamlarınızı getireceksiniz diye.
Cevap daha da iddialı: “Ölçü millilik, yerlilik olacak.”
“Anti-Batı en küçük potansiyeli bile kucaklamak istiyoruz.”
***
Sekiz: Bunlara bakılırsa, Türkiye sanki “siyasi melekler” ülkesi!
Adeta: “Her şey çok güzel olacak”.
Maalesef: Sürecin kolay, düz ilerlemeyeceği anlaşılıyor.
Çünkü: Tayyip Erdoğan, hâlâ ufak hesaplar içinde.
Bakın üç gün önce ne dedi?
“İnşallah Taksim Kışlası da, isteseler de istemeseler de tarihine uygun olarak oraya yapılacak.” (18.7.2016).
Hangi vasatta söylendi bu sözler?
Darbe olayı henüz tam netleşmemiş.
Birlik ihtiyacı en yüksek seviyede.
Milletin bütün eğilimlerinde ortak duygular öne çıkmış.
Cumhurbaşkanı ise “her şey benim olacak” havasında.
Sonuç: Millet beka, Erdoğan siyasi rant derdinde.
***
Bunu da sordum.
“Topçu Kışlası” çıkışının sorunlu olduğunun farkındalar.
İki konuda yatıştırıcı tutum aktarıldı.
“Kışla meselesi, kendi tabanına yönelik. Onları memnun etmek istedi... Fakat adım atılmaz.”
“Başkanlık fiilen gerçekleşti. Yasal düzenleme gerekmiyor. Gündeme getirilmez.”
İnşallah öyledir.
***
Evet: Fırtınalı bir dönemden geçiyoruz.
Fakat: Fazlasıyla umutluyum. Türkiye iyiye gidiyor.
Darlıklar, yetmezlikler, ufak hesaplar bir biçimde aşılacak.