19 Nisan 2024 Cuma
İstanbul 15°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Milli orduda 3 örnek: Türkiye, Irak ve Suriye

Rafet Ballı

Rafet Ballı

Gazete Yazarı

A+ A-

Yıl 2014. Haziran başı. Şam’daydım.
Bir kulağım da Irak’ta. Haberler kaygı vereci. IŞİD Musul’a girmek üzere.
Suriyeliler rahat. Onlara göre: Musul’da güçlü bir “ordu” bulunuyordu.
Haksız sayılmazlardı. Kentte 50 bin kadar asker ve polis vardı.
Ya Musul’a yürüyen IŞİD’çi sayısı? İhmal edilecek kadar az. 800 ile 1500 arası bir silahlıdan söz ediliyordu.
***
Türkiye’ye döndüm.
2 gün sonra dünya şaşırdı. IŞİD Musul’u teslim aldı (9-10 Haziran 2014).
Peki: 50 binlik ordu ne yaptı?
Bilançoyu sunayım efendim.
Kürt asıllı askerler: Silahlarını bırakıp kaçtı.
Sünni kökenliler: Kimi IŞİD’e katıldı. Kimi silahını teslim etti.
Asıl kritik tutum Şii kökenlilerden geldi
Onlara göre Musul Sünniydi. Öyle ifade edilmese de, “biz” sayılmazdı.
Sonuç: Şii askerler, Sünnilere ait bir kent için ölmek istemedi.
***
İki hafta sonra İran’a gittim. Görüşmeler yaptım.
Muhataplarımdan birinin kim olduğunu sonradan öğrendim.
General Kasım Süleymanî’nin danışmanıymış.
Süleymani: Kudüs Ordusu Komutanı diye bilinir.
***
Musul olayını da konuştuk.
Cevabını aradığım temel soru basitti.
IŞİD “küçük”. Irak ordusu ise “kocaman”. Fakat IŞİD’e direnemiyor. Niçin?
Muhatabım, iki tespitini aktardı.
Bir: Evet, İran’la Saddam düşmandı. Fakat Saddam’ın ordusu milliydi.
İki: ABD işgalinden sonra Irak’ta bir ordu kuruldu. Fakat henüz milli değil.
Kastettiği: Irak ordusu Irak milli kimliğini temsil edemiyordu.
Etnik ve özellikle mezhep kimliklerinin üstünde değildi.
(Bir ara not düşeyim: Bu tespit, kritik. İran cenahı için dolaylı özeleştiri sayılabilir.)
***
Irak, Haziran 2016’da “ileri” bir adım attı. Felluce’yi IŞİD’in elinden kurtardı.
Anahtar gelişme: Sünniler de mücadeleye ortak edildi.
Fakat Irak’ta “milli ordu” henüz uzakta.
Çünkü: Kafalar “milli”likten henüz kompartımanlı birleşmeyi anlıyor.
Yani: Orduda her kimliğe bir “kontenjan” ayrılmasını.
Bu yüzden Irak’ta bütünleşme bir türlü sağlanamıyor.
Hem de: Bağdat’ta çoğunluk anti-emperyalist Şiilerde olmasına rağmen.
***
Türkiye’de yeni bir süreçteyiz. Herkesin Irak tablosundan çıkaracağı dersler var.
Sonuç: ABD karşıtı olmak yetmiyor. Mezhep ve din kimliğini de aşmak gerekiyor.
***
Suriye örneği daha öğretici.
Ülkeye dışarıdan onbinlerce terörist sevkedildi.
Arkadaki güçler büyük: ABD, NATO, bölge ülkelerinin hemen tamamı.
Hedef: Suriye’yi parsellemek.
Kara propagandayı herkes biliyor: Esad Alevi, ordu Alevi.
***
Fakat: İki konuda başarılı olamadılar.
Bir: Suriye ordusu dağılmadı. Direndi. Çünkü bir mezhebin değil milletin ordusuydu.
Altın kural işledi: Milli ordu vatanını savundu.
İki: Nüfusun çoğunluğunu oluşturan Sünniler ordusuna güvendi. Mülteci olmayı reddedip ülkesinde kaldı.
Suriye’nin dostları baktı. Milli devlet ve milli ordu direniyor ve kalıcı: Esad’ın yardımına koştular.
***
Gelelim Türkiye’ye: 15 Temmuz’la yeni bir dönem açıldı.
Stratejik konu: Silahlı kuvvetler.
Önce bir hatırlatma.
TSK: Halkımızın en çok güvendiği kurum. Hem de açık ara. 1990’lardan itibaren böyle.
Laiklik kamplaşması, terörle mücadele etkilemedi bu sonucu.
Çünkü: Vicdan da, bilinç de farkındaydı. Türk ordusu milliydi. Milletin ordusuydu.
***
Fakat, TSK üst üste iki darbe yedi. İkisi de aynı merkezden. Amerikancı Gladyo FETÖ’den.
İlki: Ergenekon sürecinde. 100’lerce Cumhuriyetçi mensubunu kaybetti. Hem de kara propaganda eşliğinde.
TSK’nın güven notu 10 puan kadar düştü.
***
İkinci darbe 15 Temmuz’da vuruldu. Manzara şu:
Bir: FETÖ, orduda çok fazla mesafa almıştı.
İki: Ordudan halka ateş açılmıştı. Azınlıkbir gruptan da olsa.
Tablo, bilinçleri bulandırdı.
***
AKP’de “TSK’yı yeniden yapılandırma” konuşuluyor.
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş açıkladı: “Esas mesele orduyu millete açmak” (21.7.2016).
Formülü de verdi: İmam Hatip Liseleri (İHL) mezunlarını askeri okullara almak.
Anlayışa bakar mısınız? İmam hatipler = millet.
Fethullahçılıktan ne farkı var bunun?
***
IŞİD Musul’u aldığında AKP medyasını hatırlayın.
“Sünni devrim” diye selamlayanlar nasıl da cesurdu.
TSK’da FETÖ’den sonra bir de IŞİD’çilikle mi uğraşacağız?
(Not: İHL’lerin hepsi IŞİD’çi olur demiyorum. Ama bir zemini var.)
***
AKP’nin “ordu kurma” notuna bakalım.
Suriye için bir ordu kurdular ve desteklediler.
Adına “Özgür Suriye Ordusu” dediler.
Şimdi büyük çoğunluğu ya çeteleşti. Ya da IŞİD ve El Kaide’ye katıldı.