Milliyet’i bitirdi, sıra Hürriyet’te mi?

Fikret Bila Miliyet’ten ayrıldı.
Fısıltılara göre, Hürriyet’e Genel Yayın Müdürü yapılacakmış!
Dilerim bu haber yalandır zira eğer öyle olursa Hürriyet çok sürmez, Milliyet gibi olur yani itibarının yanısıra tırajı da 30 binlere geriler.
Peki Hürriyet dedikodusunun kaynağı mı?
Aydın Doğan’ın iktidar tarafından yargı ile korkutulması.
Sedat Ergin’in yerine AKP iktidarı ile beraber Tayyip Erdoğan’ın kayığına binen Fikret Bila getirilirse güya bu davadan kurtarılacakmış.
Benzer bir spekülasyon Fatih Çekirge için yapılıyor... Çekirge için havuzcu müteahhit Nihat Özdemir’in aracı olduğu dillerde.
Peki Aydın Doğan’ın kararı ne mi olur?
Bir dönem benim de patronum olan Aydın Bey, Çekirge’yi değil ama Fikret Bila’yı sever ve geçirdiği trafik kazasından kendini sorumlu tutar. Malum o kazanın olduğu dış seyahate Fikret’i Aydın Bey tatilden alıp zorla göndermişti... Ancak iyi bir işadamı ve gazete patronu olan Doğan, böyle bir değişikliğin Hürriyet’in geleceğini tehdit edeceğini bilir...
ÖNEMLİ NOT: Daha önce de yazdım, Facebook ve Twitter’da yokum ama birileri benim adıma hesap açtırıp ahkam kesiyor...

500 şehitten sorumlu komutan!
On ya da yüz kilo değil, binlerce, onbinlerce kiloluk bomba stokundan söz ediyoruz.
Peki bu bomba yığınağı yapılırken devleti yönetenler neredeydi?
AKP güruhu gün gelecek bunun hesabını mutlaka verecek zira bir yılda verilen 500 küsür şehitte onların direkt sorumluluğu var.
Sadece AKP’liler değil, yığınak yapılırken seyreden Genelkurmay eski Başkanı Necdet Özel de sorumlular listesindedir.
Diyeceksiniz TSK operasyon yapmak istedi ama izin alamamış ve bunun yazılı belgeleri var.
Bu doğrudur ancak TSK, ülkede bomba yığınakları ile iç savaş hazırlığı yapılırken siyasi iradeyi bahane edip saklanamaz... Saklanırsa bu dolaylı işbirlikçilik olur ki Necdet Özel bunu yapmışıtır... Özel, en azından bu bomba yığanağını millete duyurup istifa etseydi bugün tablo bu kadar vahim olmazdı.

Gülizabeth’in suçu!
Gülizabeth ifadesi bana değil, Tayyipçi bir yazara aittir ve bu benzetme Abdullah Gül’ün İngiliz kraliçesine olan bağlılığını ifade ediyormuş!
Midyat’ta şehit olan iki kadın polisten biri işte bu Gülizabeth’in eski korumasıymış!
Kusura bakmasın ama bu şehadette Abdullah Gül’ün de sorumluluğu var zira “İyi şeyler olacak” deyip o malum açılım ya da ihanet sürecinin birinci mimarı Gülizabeth idi.
Abdullah Gül eğer emperyallerin talebi üzerine bu işlere kalkışmasa yani PKK ile mücadele yerine müzakere demeseydi emin olun o koruma bugün yaşıyor olacaktı...

Ne İsa’ya ne Musa’ya!
Kemal Kılıçdaroğlu’nun PKK bağlamında düştüğü durum “Ne İsa’ya ne Musa’ya” halk deyişini hatırlatıyor.
Dokunulmazlıklar konusunda HDP ile karşı karşıya gelen Kılıçdaroğlu öte yandan şehit cenazelerinin hedef adamı.
Kuşkusuz işin içinde provokasyon var ama Kemal Bey’in kafa karıştıran muğlaklığı bütün bunlara zemin hazırlıyor.
Ben PKK ile DHKP-C’lileri de ziyaret ettim der, Tayyip gibi Dersim’de soykırım olduğunu söyler ve PKK’yı bir kere olsun ismini zikrederek alçak ve katil olduğunu söylemezseniz bütün bu olanlara zemin hazırlarsanız.