Mısır Yemen’de patlar mı?

Milyonlarca Bahreyn vatandaşı silaha sarılmadan ve Bahreyn istihbaratı ve polisinin en zalimane uygulamalarına maruz kalmasına rağmen yıllardır barışçıl mitinglerle sesini duyurmaya çalıştı. Bahreyn hanedanlığı halkın gücü karşısında aciz kalınca Suudi ordusunu çağırdı. Suudi ordusu, BM Güvenlik Konseyi kararı olmadan, Bahreyn’i işgal etti. Halkın ezici çoğunluğu size karşı olsa bile başka bir ordunun veya orduların müdahalesi sonucu ülkenin yönetici koltuğunda oturmaya devam edebilirsiniz. Dünyanın ilahları efendiler de bunu gayet makul görebilir. Yemen’de halkın ve ordunun ezici desteğini alan Husi-Zeydi-laik topluluk, Suudi taşeronu Abdrabbu Mansur Hadi saltanatını devirince Suudi ordusu BMGK kararı olmadan, yüzlerce uçak, tank ve top ile Yemen’e saldırdı. Saldırılarda binlerce sivil hayatını kaybetti. Hastaneler, çocuk mültecilerin kaldığı kamplar, su şebekeleri ve sivil yerleşim bölgeleri cins ve mezhep ayrımı yapılmadan hedef alındı. Suudi ölüm makinelerinin kustuğu zehri durdurmak için BMGK toplanmadı. Suudi yönetiminin başta el-Kaide, IŞİD, El-Nusra ve daha nice kan emici cani ve harami şebekeleri beslediği, koruduğu ve koordine ettiği çok net ve belgeliyken BMGK hep umursamaz tavrındaydı. Suudi Vahhabi terör devleti, dolar ve militanla El-Kaide, IŞİD, El-Nusra ve nice cinayet şebekesine kol kanat germişken BMGK hiçbir yaptırım kararı almadı.  

Başta Suudi olmak üzere Körfez hanedanlıklarının talebine binaen Ürdün Krallığı’nın sunduğu tasarının görüşülmesi için BM Güvenlik Konseyi salı günü toplandı. Suudi hanedanlığı ve onun Yemen’deki müttefiki eski hükümeti deviren “Husi-Zeydi” ağırlıklı Yemen ordusuna silah ambargosunu dayatan tasarı kabul edildi. Bu tasarıya binaen “Husilerin” başkent Sana dâhil ele geçirdikleri bölgelerden geri çekilmeleri talep edildi. Veto hakkına sahip olan Rusya, hayır oyu yerine çekimser oy kullandı.  

Ürdün ve Suudi kuyruğunda pislik yiyen sülük haşarat rejimleri bir nebze anlarız da Suudi hanedanlığı için Mısır askerinin kanını gönderen, Yemen’i tehdit eden Mısır’a ne oluyor? Sahi, Sisi çağımızın Abdülnasır’ı değil miydi? Mısır halkının devrimine sahip çıkmamış mıydı? Mursi ve Mısır Münafık Kardeşler Örgütü’ne karşı sokaklara dökülen 35 milyon Mısırlının sesi olmayacak mıydı? Mısır halkı, Mübarek ve Mursi’ye karşı direnerek, Sisi İsrail ile doğal gaz antlaşmaları yapsın diye mi iktidar yaptı? Mısır ateşkes için çalışacağına, istikrar ve barışın tesis edilmesi, uluslararası gözlemcilerin nezdinde yapılacak nezih bir seçimle Yemen halkının kendi kaderini bağımsız tayin hakkı için enerji harcayacağına Yemen ateşine benzin dökmesi nedir? Arap dünyasının medarı iftiharı Mısır, Suudi Kralı’nın verdiği birkaç milyar dolar için Yemen halkına karşı nasıl Suudi askeri olur? Yemen’de, 1962-1968 yılları arasında, Suudi destekli monarşiye karşı, cumhuriyetçi, laik, devrimci kuvvetlerin yanında mücadele eden Mısır’a çağımızın en vahşi ve en gerici Suudi rejiminin yanında yer alması yakışıyor mu? Mısır ve Arap dünyasının bütün onurlu kuvvetlerini Suudi diktatörlüğüne karşı seferber eden Cemal Abdülnasır, Yemen uğruna suikastlara maruz kaldı ama yılmadı, pes etmedi, teslim olmadı. “Devrimci” Sisi Suudi’nin kanlı petro-dolarına secde etti.  

Suudi rejimi Yemeni eski tas eski hamam misali Kuzey’de tamamen kendisine tabi, Güney’de tekfiri terör örgütleri ile sürekli kaos ortamı yaşayan bir Yemen hayali içinde... Ancak bütün bu oyun ve tasarılara rağmen Suudi rejimi için artık hiçbir şey eski Yemen’i geri getirmeyecek. Tarihe not düşüyoruz: Yemen, Suudi rejiminin ve domino etkisi misali bölgede ortaya çıkacak derin ayrışmanın sahası olacaktır. “Sisi darbe mi devrim mi yaptı?” tartışmalarının yerini “Sisi’nin Mısır’ı Yemen’de patlar mı patlamaz mı?” tartışmaları alacaktır.