Mossad ile Cemaat, Gökçek’ten ne istedi?

Son 10 yıldır görüşmesek bile Melih Gökçek’le çeyrek asırdan fazla bir zamandır Ankara gazetecisi olarak tanışırız ki onun bazı özellik ve hassasiyetlerini iyi bilenlerdenim.

Mesela Gökçek, Tayyip Erdoğan’dan ziyade Abdullah Gül’e benzer ve sinsi yol alır. Siyaset felsefesi çıkara ve korkuya prim vermeye dayalıdır. Keza yakından bilirim Tayyip Erdoğan’la sadece siyaseten beraberdirler ve zerre sevişmezler.

İlaveten Melih Gökçek konjonktür siyasetçisidir ve yerel-küresel bütün dengeleri gözetir ki mesela İsrail ile Musevi lobisini çok önemserdi.

Dikkatimi çeken husus, Gökçek’in kısa bir süre önce yaptığı “MOSSAD beni öldürecek” açıklamasıydı ki çok yakın çevresinden dinlediklerim tüyler ürpertiyor.

İspatlı olmadığı için dinlediklerimi yazmayacağım lâkin şu soruları sorma zamanıdır:

1) MOSSAD Türkiye’de yerel bir politikacıyı niye öldürmek ister? Gökçek Türkiye’yi değil, Ankara’yı yönetiyor. MOSSAD böyle biri ile niye uğraşır? Bu işin perde arkası nedir?

2) MOSSAD ile F tipi örgütün Melih Gökçek’e, “Tayyip Erdoğan’a karşı beraber hareket edelim, yoksa bazı belgeleri servise koyarız” dediği doğru mudur?

3) Gökçek’in iki hafta önce Pensilvanya’ya aracılar gönderdiği iddiasının gerçekliği var mı?

Cevap gelirse yayınlayacağız...

NOT: Dün eleştirdiğimiz Aylin Nazlıaka aradı ve kadın hakları adına yaptığı dansın Tayyip Erdoğan tarafından saptırılmasının kendisini kahrettiği zira Özgecanlar için siyasette var olduğunu söyledi...

ÇALIK İLE FİDAN!

İki isme dikkat edin.

Biri Ahmet Çalık ki Tayyip Erdoğan’a en yakın işadamıydı.

Talep edildiği için birileri adına Sabah Gazetesi ile ATV’yi satın almak gibi büyük bir riske girmişti.

Dahası, bizzat Aydın Doğan’ın televizyona yansıyan beyanı ile Tayyip Erdoğan’ın “O ihaleyi bizim Çalık’a söz verdim” dediği adamdı...

Farkında mısınız; Ahmet Çalık bir yıldan fazladır Tayyip Erdoğan’dan uzaklaşmaya çalışıyor ki medyadaki havuz oluşumu onun ayrılması sonucudur.

Kamuoyunun sorgulamadığı bu ayrılık niye acaba?

Ahmet Çalık deneyimlidir. Türkmenistan’da Niyazov’un en yakını iken onun ölümü sonrasında hedef olup o ülkeden kovulmuştur.

Düşünüyorum da Ahmet Çalık’ın Tayyip’i terk etmesi acaba onun ama ABD ve İsrail tarafından ama sağlık sorunları sebebiyle siyaseten yok olacağını düşünmesinden mi?

Aynı şey, pek çok sırra vakıf MİT eski Müsteşarı Hakan Fidan için de geçerlidir.

Sahi Fidan, Erdoğan’ın gideceğini gördü de, kendini korumaya mı aldı. Ne dersiniz?

VATAN ADINA ÇAĞRI!

Madde bir:

Parası ve korkusu olan hiç kimse Tayyip Erdoğan’a meydan okuyamaz ve siyaset yapamaz.

Madde iki:

Medyası, entellektüeli ve yurt sathında yerleşik teşkilatları olmayan hiçbir siyasi oluşum başarılı olamaz.

Madde üç:

Büyük bir gençlik örgütü olamayan hiçbir parti sandıkta hakkını koruyamaz.

İşte örnek, Sadettin Tantan ve Abdüllatif Şener başarılı olabildi mi?

Buradan hareketle Emine Ülker Tarhan derhal Vatan Partisi’ne katılmalı aksi takdirde Kılıçdaroğlu’na dolaylı destek vermiş olur. Vatan’a katılması büyük bir sinerji yaratır.

Aynı şekilde dostlarım Ufuk Söylemez ile Metin Öney son 5 yıllık net mücadeleleri çerçevesinde durumlarını değerlendirmeli.

Bitmedi, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu ile İstanbul Barolar Birliği Başkanı Ümit Kocasakal, AKP ve Cemaat faşizmine karşı verdikleri mücadeleleri taçlandırmalı.

Dahası, şahıs partisi ile sonuç alınamayacağını geçmişte yaşayarak gören Bedrettin Dalan yurda döner dönmez hemen bu yapıya dahil olmalı.

Keza Prof. Emin Gürses ve milliyetçi akademisyenler Vatan demeli zira başka milli ve sağlıklı bir alternatif görünmüyor...

ÖRGÜT BANKASI ÇÜNKÜ!..

Bank Asya’ya örgüt bankası diyenler var ki mesela Bank Asya’dan kredi aldığı ileri sürülen yandaş gazeteci Nagehan Alçı bile televizyonda, “Ha PKK bankası, ha Bank Asya” mealinde şeyler söylemiştir.

Peki yapılan bu yakıştırma haksız mı sorgulayalım:

Önceki gün açıklandı; Bank Asya’nın 2014 zararı eski para ile 942 trilyon ki bu tablo bütün bankalar büyük kârlar ederken ortaya çıkmıştır.

Sorarım size durum bu ise hangi normal mudi böyle bir bankada para tutmaya devam eder?

Cumhurbaşkanının ekranlardan bizzat battı dediği bir bankaya eğer ısrarla para yatırılıyor ise o banka normal bir finans kurumu değil, izaha muhtaç yapıdır ve örgüt bankası yakıştırması bu çerçevede değerlendirilmelidir.