19 Nisan 2024 Cuma
İstanbul 15°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Mustafa Koç, ‘Suriye neden bizi istemiyor’

Mehmet Yuva

Mehmet Yuva

Gazete Yazarı

A+ A-

Bugün 24 Ocak günü Merhum Mustafa Koç ebediyete yolcu edilecek. Ailesi ve sevdiklerine sabır ve metanet diliyoruz. Sene 2002. Ecevit, Bahçeli, Yılmaz hükümetinin hüküm sürdüğü yıl. Suriye Yüksek Eğitim Bakanı Hassan Rişe başkanlığında Türkiye’ye yapılacak resmi ziyaret için teşkil edilen 6 kişilik heyetteyim. Suriye parlamentosu Özel üniversiteler kanunu tartışıyor. Türkiye’nin tecrübelerinden yararlanacağız. İstanbul’da ağırlanıyoruz. Koç Üniversitesi rektörü Prof. Aşkar boğaza bakan kampüs konutunda akşam yemeği organize etmiş. Protokol masasında, Bakan, Ankara’dan bu yemeğe özel gelen Suriye Büyükelçisi, Rektör, bendeniz ve merhum Mustafa Koç var. Herkes gibi o da hayatımın Türkiye, Almanya, ABD ve Suriye mecrasına ilgiliydi. Birçok soru sordu. Koyu muhabbetten sonra Mustafa Bey, “Hocam, bakan beyle özel bir hususu konuşmak isterim. Koç holding olarak Suriye’de önemli yatırımlar yapmak istiyoruz. 2001’de Suriye Başbakanı Naci Itri ve çok nüfuzlu birçok kimseyi devreye soktuk. Ama maalesef olumlu cevap alamadık. Başta Bulgaristan birçok kalkınmakta olan ülke yatırımlarımız için rica ederken Suriye neden bizi istemiyor? Bu ülkenin yatırımlara ihtiyacı var. Böyle önemli bir teklif nasıl ret edilir anlamıyorum. Beni bilgilendirir misiniz?” diye sordu.
Bakan bey, bakarız, konuşuruz, inşallah maşallah muhabbeti ile ortamı taltif etmeye çalıştı. Söze girdim, Merhum Mustafa beye hitaben, “Naçizane görüşüm şudur. Suriye halkı, devleti ve anayasası İsrail veya uluslararası Siyonist sermayesi ile işbirliği yapan kuruluşların yatırım yapmasına, ürünlerini satmasına izin vermez. Tek sebebi bu olmalı” dedim. Mustafa Koç, “Yahu hocam hangi çağdayız. Dünya artık iç içe geçmiş durumda. Sermayenin Yahudi’si, Müslümanı mı kaldı? Bunlar bu zihniyeti değiştirmezlerse iflah olmazlar” dedi. Suriye için Koç sermayesi, “ İsrail ve Siyonist sermaye ile haşır neşir olduğu için” zararlıydı. Koç için Suriye, “çağa ayak uydurmaz ise iflah olmaz” bir ülkeydi.
Çıkarlarımız, duygularımız, siyasi-dini terbiyemiz, huyumuz, suyumuz, ailevi yakınlığımız, yanlış anlaşılabilme korkumuz, tehdit edilme ve bir faili meçhule kurban gitme kaygılarımız ile daha nice faktör çok konuda düşündüklerimizi “özgürce” ifade etmemizin önünde engel teşkil eder. Bunlara ilaveten, tahammülsüzlük kültürünü besleyen “ya taraf olursun ya da bertaraf” veyahut “ya bendensin ya toprağın” zihniyeti, fitne ve iftiranın çok etkili kullanılması, internet çağında klavyesi başına oturan herkesin ahkâm kesmesi, durumu daha da vahim hale getirir.
Bir kesim Erdoğan için,” uğruna kefen giyilebilir tarihi bir şahsiyet” derken diğer kesim, “Türkiye’nin başına gelebilecek en büyük felaket” demektedir. Hasan Karakaya birileri için mübarek Medine’de Resul Allah’ın kabrine yakın mesafede hakkın rahmetine kavuşan bir mübarek.” İken, bir başka kesim için, “cehenneme odun taşımakla müjdelenmiş Peygamberin amcası ikinci Abu Leheb” tir.
Gazetemiz Aydınlık, “Türkiye için Büyük Kayıp” başlığını uygun buldu. Yılmaz Özdil, Zenginlik ve Varlıklı Olmanın arasındaki farkı anlatarak merhum Varlıklı Mustafa Koç’u emsal göstermiş. Mustafa Koç, vefat ettiği gün Erdoğan ile Saray’da “özel” bir görüşme yapmış. Erdoğan, derin üzüntülü olduğunu Koç ailesini taziye ederek paylaştı.
Koç birileri için, “Gezi direnişine kayıtsız kalmayan, zengin ve varlıklı insanlara emsal teşkil eden” birisi iken, bir başka kesim için Sorosçuların ve Batı istihbarat örgütlerinin tanzim etmek istedikleri Türkiye’nin altına dinamit koyanlar ile işbirliği yapan” kimsedir. Birileri için, “Havana’da Atatürk büstü önünde korkusuzca poz veren bir Cumhuriyet abidesi, sosyal faaliyetlerle sunduğu imkanlarla, sivil toplum kuruluşlarına verdiği destekle, iyi bir eş, baba, evlat ve dost” iken, başka bir kesim için, “Kissingerlerin başını çektiği Dünyayı yöneten ‘gölge hükümet’ ABD-Dış İlişkiler Konseyi üyesi, Siyonist Bildirberg müdavimi, uluslararası Siyonist çevre ve sermayesi ile aşna fişne olmuş” kimsedir.
Ebediyete intikal eden can için, en azından arkasında bıraktığı sevenlerinin acısını nazar-i dikkate alarak latif sözlerle yad ederiz. Öleni yakinen tanıyan, aşna fişne olmuş, belki de bir yardımına hâsıl çok insan olabilir. Nitekim birileri için kıymeti harbiyesi olan, başkaları için söylem ve eylemi ile nahoş anılar bırakmış olabilir. Birileri bardağın boş kısmını gösterirken diğer kesim sadece dolu olana vurgu yapar. Biz naçizane tarihçiyiz ve medresemiz boş ve dolu olanı göstermeyi elzem kabul eder. Takdir vicdanlarındır.