24 Nisan 2024 Çarşamba
İstanbul 18°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Namlunun gölgesinde Suriye seçimi

Mehmet Yuva

Mehmet Yuva

Gazete Yazarı

A+ A-

185 bin 180 kilometrekare büyüklüğünde olan Suriye Arap Cumhuriyeti’nin 2012 itibariyle toplam nüfusu 22, 530, 746. Bu nüfusun yaklaşık 2 milyonu Iraklı, 550 bini Filistinli ve 130 bini Ermeni mültecilerden ibaretti. Suriye hükümeti, BM ve uluslararası gözlemcilerin açıklamaları ve başta Türkiye olmak üzere Suriye’ye komşu ülkelerin verdiği rakamlara binaen kendilerine gelen Suriyeli sayının, kesin bir rakam olmamakla birlikte, 4,5-5 milyon kadar olduğudur.

YÜZDE 58 TEHDİTLERE RAĞMEN SANDIĞA GİTTİ
An itibariyle Suriye’de kalan nüfus 17-18 milyon civarında. Devletin direkt sorumluluğunda yaşamayan, YPG, El-Nusra, IŞİD, İslami Cephe veya El-Fetih Ordusu gibi yapılanmaların kontrol ettiği bölgelerde yaşayan nüfus takriben 1.5-2 milyon civarında. Suriye’de oy kullanabilir kayıtlı resmi seçmen sayısı 8, 834, 994. Seçim sabahı itibariyle sandık başına giden Suriyeli seçmen sayısı 5 milyon 85 bin 444. Oran itibariyle oy kullanabilir sayının %58’i, savaşın tüm tehditlerine rağmen, sandığa gitmiş.
Bu oran Kanada, Japonya, İsviçre, Portekiz, Slovenya, Şili, Lüksemburg, Estonya ve ABD’de yapılan son seçimde sandığa gidenlerin sayısından daha fazla.
Suriye’den çıkan sayı ile ilgili kesin rakamların verilmemesinin iki ana nedeni var. Mülteci konumunda olanlar, konumları netleşinceye veya statüleri kesin bir nihayete erinceye kadar sığındıkları ülkenin veya BM Mülteciler Komiserliğinin ikame ettiği kamplarda yaşar. Hâlbuki Türkiye’de önce dini tanımlamalarla “muhacir” kabul edilen Suriyeliler zamanla mülteci, göçmen ve en nihayet vatandaş statüsüne evirildiler.
Ürdün benzer bir durum arz etmektedir. Nitekim özellikle Suriye’nin Güney coğrafyasının sakinleri ile Ürdün toplumu arasında yakın akrabalık ve aşiret ilişkileri mevcut. Bu sebeple Ürdün’e sığınan binlerce Suriyeli kamplarda yaşarken bir o kadar sayı akrabalarının yanına yerleşti. Bu sebeple kimin hangi statüde olduğunu tespit etmek bir hayli sorunlu. Bazı ülkeler mülteci sayısını yüksek göstererek uluslararası kuruluş ve devletlerden aldıkları para veya gıda desteğini arttırmanın peşinde. Ayrıca devlet kontrolünün olmadığı bazı bölgelerden Suriye dışına giden nüfusu tespit etme imkânı da mevcut değil.

ASKERİ YIĞINAK VE SEÇİM
Bu şartlar altında yapılan 13 Nisan seçimine Suriye devleti askeri, siyasi ve psikolojik üstünlük sağlayarak girdi. Devlet, muhalefetin seçimleri boykot etmesi ve birçok devletin seçimleri tanımayacağını ilan etmesine karşın, anayasanın elzem gördüğü seçimleri yapabilme, zorda olsa kitleleri sandığa taşıma, kurumlarını seçme kabiliyetine sahip olduğunu ibraz edebildiğini göstermesi açısından önemliydi.
Seçimlerden önce Lazkiye vilayetin Türkiye hududuna yakın Kuzey bölgesi silahlı yapılandırmalardan büyük oranda arındırıldı. Seçime birkaç hafta kala Suriye ordusu, Rus hava desteği altında, antik kent Tedmor’u (Palmyra) IŞİD’in işgalinden kurtardı. Seçim öncesinde Halep ve İdlib vilayetlerine önemli askeri yığınak yapıldı. Bu yığınak Suriye devletinin seçim sonrasında, savaşın kaderi ve nihayetini belirleyecek, Halep ve İdlip operasyonlarına ciddi hazırlık yaptığı mesajı vermiş ve toplumun devlete olan güvenini pekiştirmiştir.
Bu şartlar altında yapılan 13 Nisan seçimine Suriye devleti askeri, siyasi ve psikolojik üstünlük sağlayarak girdi. Oy kullanabilme imkânı baz alınarak seçime en yoğun katılım %93 oranıyla Şam, %87 oranla Lazkiye, %80 oranla Humus ve %78 oranla Halep vilayetleri oldu. Suriye’de en çok “şehit veren vilayet” olarak bilinen Tartus vilayetinde katılım sürpriz bir sonuçla %52’de kaldı.

HALK TERCİHİNİ KİMDEN YANA YAPTI?
Seçimden Sorumlu Yasal Meclis (Suriye Yüksek Seçim Kurulu) aday başvurularını teslim alan, sandık başkanları ve üyelerini tayin eden, seçim güvenliğini sağlamakla mükellef, oyların sayımını yapan, seçim sonuçlarını açıklayan ve şikâyetleri kabul veya ret eden yetkili tek mercidir. Seçimden Sorumlu Yasal Meclis üyeleri görevlerinde uzun yıllar çalışmış tecrübeli mahkeme başkanları ve yargıçlardan oluşur.
Suriye anayasasına binaen 250 sandalyeli yasama ve yürütme yetkisi olan Halk Meclisi için her dört yılda bir yapılması elzem olan son seçim 13 Nisan 2016’da gerçekleşti. Kesin olmayan sonuçlara binaen, Seçime Vatan Birliği Listesi ile giren Arap Dirilişi ve Sosyalist Partisi (BAAS), iki ayrı Suriye Komünist Partisi, Sosyalist Birlikçiler, Vatan Ahdi Partisi, Sosyalist Arap Birliği Partisi oyların %80’ini alarak 200 sandalye kazandı. Değişim ve Kurtuluş Listesi ile seçime giren Suriye Sosyal Milli Partisi ve Suriye İradesi Partisi oyların %13’nü ve Bağımsızlar oyların %4’ünü kazanarak kalan 50 sandalyeyi aralarında paylaştı. Halk Meclisine ilk kez biri bayan iki Ermeni vekil seçildi.