19 Nisan 2024 Cuma
İstanbul 14°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

NATO kaş yaparken göz çıkardı

Kemal Ateş

Kemal Ateş

Gazete Yazarı

A+ A-

Ordumuzun bin bir derdi içinde bu yazıyı çok da içimden gelerek yazmıyorum…

Ama yazmalıyım… Yazmazsam her 17 Nisanlarda içimden bir şey beni rahatsız edecek.

Genel Kurmay’ın 11 Aralık 2015 tarihli kararıyla Şirinyer’deki NATO Karargâhı içindeki spor salonuna Kızılçullu Köy Enstitüsünden yetişen olimpiyat şampiyonu Ahmet Bilek’in adı verildi… Verildi ve hemen de değiştirildi. Ya da anlaşılmaz bir şeyler oldu, karar uygulandı mı, uygulanmadı mı onu da anlayamadık… Yakın zamanda Ahmet Bilek adı yerine bir şehidimizin adı verilmiş aynı yere. Bir olimpiyat şampiyonuyla şehidimizin adı anlaşılmaz bir nedenle karşı karşıya getirildi.

Ahmet Bilek’in Şirinyer’deki NATO Karargâhı ile ilgisi ne diyeceksiniz? Önce buradan başlayalım.

Ahmet Bilek’in romanlara konu olacak bir yaşamı var. Bu sessiz, beyefendi şampiyonumuzu güreş yaptığım yıllarda yakından tanıdım, onunla aynı mindere ter döktüm. Sekiz yıl süren bir araştırmadan sonra romanını yazmak da bize nasip oldu. Minderlerin gelmiş geçmiş bu en beyefendi güreşçisinin romanına da Sessiz Şampiyon (H2O Yay.) dedim.

Onun hayatını yazarken, bir şey daha yapmak istedim…

Ahmet Bilek, köy enstitülerinden yetişen ilk ve tek olimpiyat şampiyonu, minderlerin ilk şampiyon öğretmeni... Güreşi Kızılçullu Köy Enstitüsünde öğrendi. Kızılçullu o zamanki iktidarın hışmına uğrayan ilk köy enstitüsüdür, 1952 yılında gözyaşları içinde apar topar boşaltılıp burası NATO’ya devredildi. Bina 1911 yılında Amerikalılarca yapılmış tarihi bir yapı. Bir dilekçe yazdım NATO’ya. Bu gün spor yaptıkları salonda vaktiyle bir olimpiyat şampiyonunun yetiştiğini, salona onun adının verilmesinin uygun olacağını belirttim. Her şey ordudan beklediğim ciddiyete uygun yürüyordu. Karar 11 Aralık 2015’te Genel Kurmay’dan olumlu çıktı, tören için benden şampiyonun özgeçmişini, fotoğrafını, davet edileceklerin listesine kadar istediler. Bana verilen bilgiye göre, 2016 yılının şubat ya da mart ayında tören yapılacaktı, ama bir türlü yapılmadı.

Önce NATO’ya sonra genel Kurmay’a birer yazı yazdım, sonucun tarafıma bildirilmesini istedim. İşte Genel Kurmay’dan aldığım 19 Ekim 2019 tarihli son yazı:

“1. Gnkur. NATO Kara Komutanlığı Kışlası içerisinde bulunan ve Kızılçullu Köy Enstitüsü olarak faaliyet gösterdiği dönemde de spor salonu olarak kullanılan binaya milli güreşçi Ahmet Bilek’in isminin verilmesi hususundaki dilekçeniz ilgi (a) ile alınmıştır.

“2. İlgi (b) yönerge kapsamında, NATO Kara K.lığı Türk Kıdemli Subaylığınca Kışla içerisinde bulunan spor salonuna isim verilmesi maksadıyla 15 Ekim 2015 tarihinde Gnkur. Bşk.lığının 11 Aralık 2015 tarihli İsim Verme Kurulu kararı ile söz konusu salona Ahmet Bilek ismi verilmiştir.”

Olanlar buraya kadar iyi görünüyor, ancak yazının 3. maddesinde şöyle deniliyor: “Askeri kışlaların içerisinde bulunan bina ve tesislere terörle mücadelede şehit olan personel isimlerinin verilmesi uygulaması kapsamında Şehit (…)’nın adı verilmiştir.” Yani Ahmet Bilek’in adı yerine başka bir ad veriliyor aynı salona. Bütün askeri tesislerdeki isimler şehit adlarıyla değiştirildi mi, yalnız Ahmet Bilek’e mi yapıldı, bilemiyorum? Bir şehidimizle bir olimpiyat şampiyonunun adını karşı karşıya getirmek, kaş yaparken göz çıkarmak değil mi? Ahmet Bilek adı okuduğu o bina içinde bir yere verilmeli. Ölümünden 50 yıl sonra minderlerin ilk şampiyon öğretmenine bu kadarcık bir vefa çok görülmemeli.

MİLLİ EĞİTİME VE GÜREŞ FEDERASYONUNA DÜŞEN…

Her şeye rağmen NATO’daki subaylarımıza teşekkür ediyorum, sağ olsunlar kahvelerini içtim, izin verdiler tarihi Kızılçullu binasını gezip gördüm. Amerikan Koleji kurucusu misyoner papaz Ralp Harlow’a Kızılçullu’da bir köşe ayrılmışken, “neden şampiyon Ahmet Bilek adı güreşi öğrendiği okulunda bir yere yazılmadı?” sorusunu sordum kendi kendime. Rahip R. Harlow’un torunu Kızılçullu’da dedesine bir köşe düzenlemeyi başarmış, hem de dedesinin yanına kendi adını da yazdırarak. İmrendim mi, kıskandım mı demeliyim bilemiyorum. Biz olimpiyat şampiyonumuzun adını okuduğu okulda bir yere yazdıramadık.

Burada Milli Eğitim Bakanlığına, Güreş Federasyonuna bizce bir görev düşüyor.