Ne olacak bu ‘Tayyip’in hali!
Seçime 2 kaldı.
Gazetecilik haber demek. Yeni, taze bilgi demek.
Farklı çevrelere uğruyorum. Sıkça da İslamcılara.
Ağırlıklı gündemimiz: Elbette seçim.
Fakat: Biraz fazla şahsileştirilmiş bir gündem.
Partilerin karnesiyle meşgul değil kimse.
Adaylar da gündemimizi pek delemiyor.
“Tayyip” üzerinden konuşuluyor her şey.
Soruların özeti: “Kalıyor mu, gidiyor mu?”
***
İslamcıların seçim tahminlerine geçelim.
Önce Erdoğan’a hâlâ sadık kalanlar.
İki farklı grup dikkati çekiyor.
İlki: Resmi görüşçüler.
Temenni makamından konuşuyorlar.
Söyledikleri: 2011 seçiminin tıpkı basımı (%).
AKP 50, CHP 25, MHP 12, BDP 6, Diğer 3.
Hata payı: Yukarıda 2, aşağıda 1 puan.
Gerçek düşünceleri böyle mi: Sanmıyorum.
***
İkincisi: Söz, sorumluluktur diyenler.
Karşılıksız çek kesmek istemeyenler.
Kıyasladıkları yıl: 2009.
Yani: AKP’nin % 38.8’i.
Bir miktar düşme öngörüyorlar.
Ağırlıklı tahmin: “En fazla 2-3 puan düşer.”
İlginç olan şu:
Bu tahminde iki farklı duruş birleşiyor.
“Erdoğan bitti” diyenler de var.
Eleştirse bile savunanlar da.
***
“Şahsi” birkaç nakil.
Bir AKP kurucusu: % 38-42.
Galiba, “Erdoğan faktörü” diyenlerden.
Bir başkası.
AKP’nin akçeli işlerini içeriden biliyor.
Yüzde 27’yi bile telaffuz etti.
Fakat: Tahminden çok temenniydi.
***
Diğer partilere bakışları?
CHP: Kabız. %30’u aşamaz
MHP: Küskünler için ilk adres. Artıracak.
BDP: “Kendi oyunu alır. Bir miktar yükselir de.”
Fakat: CHP ve MHP’de “iktidar” yeteneği görmüyorlar.
***
Bunu düşünelim.
Meclis’teki 4 partinin 2009 oy toplamı yüzde 84.
SP, DSP, BBP ve DP’nin toplamı 14 puan.
Bunlar oylarını koruyabilecek mi? Kuşkulu.
Görünen: AKP oy kaybetmese bile Meclistekilerin oyu artıyor.
***
Şimdi asıl konuya girelim.
Seçimler Erdoğan’ın siyasi ömrünü nasıl etkileyecek?
İslamcılığın “karar vericileri” ikiye ayrılmış.
İki kesim de sandıktan işaret bekliyor.
Erdoğancılar: Halktan güçlü destek geleceğinden eminler.
Hem de, “komplocuların oyununu bozacak” kadar.
“Erdoğan’sız AKP”ciler: İlginçtir, sandıktan fazla umutlu değiller.
Çünkü: Bütün propaganda mekanizması Erdoğan’ın elinde diyorlar.
Temennileri: Hiç olmazsa, yüksek oy çıkmasın.
Neden: Erdoğan Türkiye’yi fazla yormasın.
***
İkinci grup aslında çoktandır bu pozisyonda.
Onlara göre: Erdoğan’ın miadı çoktan doldu.
Gezi direnişi, Erdoğan’ın yönetemeyeceğini gösterdi.
17 Aralık da bunu “teyid” etti.
Yeni bir durum yaratmadı.
***
30 Mart seçiminden beklentileri de net.
Bir: Erdoğan bitti. Artık yönetemez. Zaten yönetemiyor da.
İki: Sonuçlar, Erdoğan’ın gidip gitmeyeceğinin ölçüsü olmayacak.
Sandık, gidiş yöntemini ve zamanlamasını etkileyecek.
Üç: Şimdi sorun, ortada iktidar adayı görünmemesi.
Dört: Böyle devam ederse Türkiye’ye kaosa girer. Her ihtimale kapı aralanır.
***
Tek bir çevreden söz etmiyorum.
Modern İslamcılar da var.
Tasavvuf İslamına yakın isimler de.
Birbirleriyle bağlantılı mı: Bilmiyorum.
Ne kadar yaygın ve güçlüler: Bilmiyorum.
Fakat: Giderek daha vurgulu konuşuyorlar.
***
Kayıtsız-şartsız “Erdoğancı”lardan da bir not:
Seçim sonrası için “fırtına” tarif ediyorlar.
Soruyorum: AKP-Cemaat kavgasında kim kazanıyor?
“Daha başlamadı ki. Asıl seçim sonrasında gör.”
Genel tavır: Erdoğan hep böyle “sert” mi takılacak?
“Hayır, gerilimi düşürecek.”
Bugün? “Bilerek yapıyor. Seçim politikası bu.”
***
Meraklısına not:
Kıyaslama için son iki seçimin özeti:
2009 yerel (%):
AKP 38.8, CHP 23.1, MHP 16.1, DTP, 5.7, SP 5.2, DP 3.7, DSP, 2.8, BBP 2.2.
2011 milletvekili (%):
AKP 49.9, CHP 25.9, MHP 13, DTP 6.5, SP 1.3