23 Nisan 2024 Salı
İstanbul 20°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

New York Times ve Frankfurter Allgemeine’nin şaşı bakışları

Doğu Perinçek

Doğu Perinçek

Gazete Yazarı

A+ A-

New York Times gazetesinde, 5 Temmuz 2016 günü ABD’nin Türkiye’ye bakışını yansıtan bir yazı yayımlandı. Hemen bir gün sonra bu kez Frankfurter Allgemeine Zeitung’ta Alman bakışıyla karşılaştık. Alman mı, yoksa Almanya içindeki ABD mi, bu soru da geçerli. Çünkü bakışlar aynı.
Aslında her iki gazete de Türkiye’nin girdiği süreci doğru okuyorlar. Burada şaşılık yok, ama düşmanca bakışlar var. ABD ve Alman devletleri, Türkiye’nin 24 Temmuz 2015’te Bölücü Teröre karşı başlattığı harekâtı kaygı, hattâ korkuyla izliyorlar. Korkuları, Türkiye’nin Vatan Savunmasında kararlı bir mücadeleye girmesi. Bu yolu, “Atatürk’ün izinde” diye niteleyen de onlar.

TAYYİP ERDOĞAN’IN YENİ MEVZİSİ
ABD ve Alman hakim sınıflarının iki önemli gazetesi, Tayyip Erdoğan’ın yeni bir yola ve yeni bir mevziye girdiğini saptıyorlar.
New York Times, Türkiye Cumhurbaşkanının Türkiye vatanseverleriyle ve Türk Ordusuyla işbirliği yapmasından yakınıyor. Dahası Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’in saptamasına gönderme yaparak, “Tayyip Erdoğan’ın vatanseverler tarafından teslim alındığını” belirtiyor.
Tayyip Erdoğan’ın yeni mevzisi, yalnız ülke içinde değil, uluslararası boyutta da belirlenmiş. New York Times, Türkiye yönetiminin Rusya ile işbirliğine yönelmesine dikkat çekiyor ve Batı Asya’nın diğer ülkeleri ile işbirliğinin yolda olduğunu yazıyor. Türkiye, Atlantik ülkelerine sırt çevirirken yeni dostlar arayışına girmiştir.

ESKİ DOSTLAR EFKÂRLI
Tayyip Erdoğan’ın yeni mevzilenmesi, New York Times’ın deyişiyle “Eski dostları üzmüş.” Bu “Eski dostların” içinde yalnız Fethullah Cemaati ve PKK/HDP bulunmuyor, onların ötesinde ABD ve Almanya da var. İçerdeki ve dışardaki eski dostlar cümleten efkârlı.
Kısacası Atlantik sisteminin hâkim güçleri Türkiye’nin yönelişi karşısındaki tavırlarını kesin ve keskin bir dille açıklıyorlar. New York Times, biraz daha umutlu olmak istiyor. Alman sermayesinin büyük gazetesi ise, Tayyip Erdoğan’a öfkesini çok daha ağır ifadelerle açığa vuruyor.

STRATEJİK İTİRAF
Tayyip Erdoğan’ın “yeni mevzisi” elbette “yeni bir yol” olarak yorumlanıyor. Yalnız o iki gazete değil, diğer ABD ve Alman gazeteleri de, “Tayyip Erdoğan’ın yönetimindeki Türkiye’nin İslamcılığa değil Milliyetçiliğe yöneldiğini” son zamanlarda sık sık vurguluyorlar. Frankfurter Allgemeine, yeni çizgiyi, kendine göre “Erdoğan Atatürk’ün izinde ilerliyor” diye tanımlıyor.
Batılı emperyalistler, Türkiye’de vatan bütünlüğü için mücadelenin hangi tarihsel köklerden güç aldığını elbette çok iyi biliyorlar. Esas korkularının Kemalist Devrim olduğunu belirtmekten çekinmiyorlar. Tayyip Erdoğan’a Kemalist Devrimi yıkma görevi vermişlerdi, oysa Tayyip Erdoğan Kemalizme teslim oldu. Dizginleri ellerinden kaçırmışlardır. Bu saptama, Batı açısından stratejik yenilginin itirafıdır.

GÖRME BOZUKLUĞU
ABD ve Alman gazeteleri, Türkiye’de millî devlet geleneğinin canlanmasından çok rahatsızlar. Kemalist Devrimin Altı Okunu millî devlet kuruculuğunun programı olarak hedef tahtasına koyuyorlar. Küresel düşman olarak gördükleri Milliyetçiliğe, hele Türkiye’de tahammülleri yok. Dışa vurmaktan çekinmiyorlar, stratejik düşmanları Atatürk Devrimidir.
Türkiye’nin PKK’yı hendeklere gömmesi ve Ermeni Soykırımı dayatmasına karşı koyması, başlıca suçlama nedenleri. Dilleri uzun, öfkenin şiddetiyle bağlantılı olarak kimi zaman hakaret boyutlarına varıyor. Milliyetçilik ve ırkçılık suçlamaları yetmiyor, Frankfurter Allgemeine, Atatürk, Hitler ve Tayyip Erdoğan’ı aynı çizgide birleştirecek kadar dengesini kaybetmiş durumdadır. İşte şaşı bakış burada. Millî Devlet düşmanlığı, görme bozukluğuna neden oluyor.
Batıda bir süredir Kemalist Devrimi ve Türkiye’nin bugünkü vatan savaşını Hitler ile birleştiren yeni bir psikolojik savaşın başlatıldığını görüyoruz.
Böylece Tayyip Erdoğan’a karşı ırkçılık ve diktatörlük suçlamaları propagandanın merkezine oturtuluyor. Bu suçlamaların yoğunlaşmasını Atlantik sisteminin yeni iktidar projelerine bağlayan yorumlar var. Ancak Kemalist Devrimi düşman ilan eden Batı’nın iktidar seçeneği yok. Oysa Türkiye’nin millî güçlerinin iktidar seçeneği var.

BATI’NIN KORKUSU
ABD’nin merkezî güçlerinin bakışını yansıtan Stratfor Strateji Kuruluşu, bir süre önce 21. Yüzyılda kendilerine yönelen tehditleri sıralamıştı. Birinci sırada “Yeniden Birleşen Almanya” vardı. İkinci sırada ise, “Yeniden Uyanan Türkiye.”
Peki Alman gazetesinin ABD’nin şaşı bakışını paylaşmasına ne demeli?
Alman Meclisi’nin 2 Haziran 2016 günlü Ermeni Soykırımı kararına da yansımıştı. Almanya’nın içinde ABD için tehdit oluşturmayan Amerikancı bir Almanya da var.
“Türkiye’nin yeniden uyanışı”, Almanya’nın Avrupa’daki etkisini genişletmesinden daha hızlı ilerliyor.
Bütün dünya güçleri gibi ABD emperyalizmi de, Türk Devrimiyle gerçekleşen büyük uyanışı elbette biliyor. Şimdi o uyanışın yinelenmesinden korkmaktadır. Korkuları yerindedir. Türkiye, Silivri Duvarlarının yıkılması, FETÖ’nün üzerine yürünmesi, PKK’nın hendeklere gömülmesi ve Batı Asya’da işbirliği arayışlarıyla yeni bir yola girmiştir.

MENZİLDEKİ HÜKÜMET
Türkiye’nin dinamikleri, Türkiye’yi yönetenleri de önüne katmış götürmektedir. Vatan Bütünlüğü yolundaki bu süreç, kaçınılmaz olarak Cumhuriyet Devrimi Aydınlığına da gebedir.
Bu olayı Atlantik’in Batısı ve Doğusundakiler bile görüyor. Ama Türkiye’nin içindeki şaşkınlar göremiyor.
Onlar görmese de, bu yol bizi Millî Hükümete götürmektedir.

21. YÜZYIL YASASI
Peki Türkiye’nin Atatürk Devrimi rotasına girmesini ABD nasıl karşılar?
Başta Rusya olmak üzere Batı Asya ve başta Çin olmak üzere Avrasya ülkeleriyle işbirliğine giren bir Türkiye karşısında, ABD’nin yeni durumu kabullenmek dışında bir seçeneği gözükmüyor.
Tayyip Erdoğan’ı Kemalist Devrime teslim oldu diye suçlayanlar, yarın Kemalist Devrime teslim olurlarsa şaşırmayalım. Yeter ki biz görevimizi kararlı olarak yerine getirelim.
Kemalist Devrime teslim olmak, bir 21. Yüzyıl yasasıdır. Öğrenmeyenler de öğrenecektir.