Normandiya Çıkarması ve emperyalist ikiyüzlülük

Normandiya Çıkarması’nın 75. yılında İngiltere ve Fransa’da yapılan törenlerde Atlantik cephesi, Avrasya’ya karşı bir gövde gösterisi yaptı. İkiyüzlülüğü ve gerçekleri saptırmasıyla bilinen Batı medyası her zamanki rolünü oynadı: Amerika Normandiya Çıkarması’yla ‘Avrupa’yı özgürleştirmiş ve Fransa’yı kurtarmıştı’. Yaşamını yitiren ‘kahraman’ Amerikan askerlerine methiyeler dizilirken, Nazi ordularına karşı savaşta yaşamını yitiren asker ve sivil milyonlarca Sovyetler Birliği vatandaşı bu törenlerde buhar olup uçmuştu.

Normandiya Çıkarması 6 Haziran 1944’te gerçekleştirildi. Doğu Cephesi’nde Nazi ordularına ölümcül darbeler vurarak ilerleyen Sovyetler Birliği, ABD ve İngiltere’den, batıdan ikinci bir cephe açmalarını istemiş fakat çıkarma iki yıl geciktirilmişti. Haziran 1944’te çıkarma başladığında Sovyet Orduları Mayıs başında Berlin’e girmiş ve Hitler faşizmine ölümcül darbeyi vurmuştu.

PUTİN DAVET EDİLMEDİ

Başını ABD ve İngiltere’nin çektiği müttefik kuvvetlerin temsilcileri, 75. yıl törenlerinin birinci günü, 5 Haziran’da İngiltere’nin Portsmouth kentinde bir araya geldiler.
Törene, Kraliçe Elizabeth ve Başbakan Theresa May’in ev sahipliğinde ABD Başkanı Donald Trump, Almanya Başbakanı Angela Merkel, Kanada Başbakanı Justin Trudeau ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un da aralarında bulunduğu çok sayıda devlet ve hükümet başkanı katıldı.

Törenler ikinci gün, Fransa’da Normandiya’da bulunan Amerikan mezarlığında, ABD Başkanı Donald Trump ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un katılımıyla devam etti.
İkinci Dünya Savaşı’nda Hitler faşizmine en ağır darbeyi vuran ve Alman ordularını yerle bir eden Sovyetler Birliği bu törenlerde yok sayıldı. Rusya Devlet Başkanı Viladimir Putin törenlere davet edilmedi.
Davet edilmemesi Putin’in umrunda değildi elbet. Aynı gün Çin Devlet Başkanı Xi Jinping ve Putin, Moskova’da bir araya geldiler. Yaptıkları ortak açıklamada ‘Rus-Çin ilişkilerinin eşi benzeri görülmemiş bir düzeyde olduğu’ belirtildi. Aynı zamanda ‘ABD’nin yıkıcı politikalarına karşı ortak hareket ettikleri’ ifade edildi.
Fransız Parlamentosu Onursal Üyesi ve Gaulizm Akedemisi Başkanı de Gaulle’cü Jacques Myard yaptığı açıklamada “Putin’in davet edilmemesi tarihi gerçeklerin ve yaşamını yitiren 27 milyon Rus halkın fedakarlığının inkar edilmesidir. Fransa açısından diplomatik ve jeostratejik bir hatadır” dedi.

DE GAULLE ABD’YE GÜVENMİYORDU

General de Gaulle, ABD ve İngiltere’nin kendi çıkarları için hesaplar yaptığı düşüncesindeydi; hedefleri Fransa’yı kurtarmak değil Hitlerin ordularını yenen Sovyetler’in önünü kesmek, Almanya ve Fransa’yı tahakküm altına almak ve bir İngiliz-Amerikan askeri yönetimi kurmaktı. Çıkarmayı haber alan de Gaulle, 3 Haziran 1944’te Cezayir’de ‘Fransa Cumhuriyeti Geçici Hükümeti’ni kurdu ve başına geçti. Müttefik ülkelerine ‘biz buradayız’ mesajını verdi.
Komünistler Nazilere karşı direnişin bel kemiğini oluşturuyordu. Diğer taraftan de Gaulle’ciler ‘Özgür Fransa Ulusal Komitesi’ni kurmuşlardı. Amaçları direniş örgütlerini birleştirmekti. Stalin, de Gaulle’nin ‘Özgür Fransa’ oluşumunu tanıdığını açıklamıştı. Fransız Komünist Partisi’nin (FKP) illegal olarak yayımlanan Les Cahiers du Bolchevisme adlı teorik dergisinin Temmuz 1941 tarihli sayısında “Fransa’nın özgürlüğü için komünistler, de Gaulle’ciler, işçiler, köylüler, aydınlar, Hitler’in işgaline karşı birleşmenin gerekliliğini anlıyor… Komünist militanlar Fransa’nın bağımsızlığı için işe koyulmalı ve Ulusal Cephe komiteleri kurmalıdır” açıklamasında bulunurlar. Direnen ve de Gaulle’ye sahip çıkan Fransız halkı ABD’nin oyununu bozar.

Fransa, ülkesi üzerinde tahakküm kurma planı yapan ABD ve İngiltere’ye fırsat vermez. De Gaulle savaş sonrası da ABD’ye ve onun gladyo örgütlenmesi NATO’ya karşı bağımsızlıkçı bir tutum alır. NATO üslerini ve Amerikan askerlerini Fransa’dan söküp atar.