29 Mart 2024 Cuma
İstanbul 17°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

O yanık ozanın son isteği

Yaşar Atan

Yaşar Atan

Eski Yazar

SANDOR PETÖFİ


1823-1849 yılları arasında yaşayan ünlü Macar ozanı Sandor Petöfi; hem halkın belleğine kazınan içten şiirleriyle, hem bedenen ,ülkesinin savunma savaşına katılımıyla önemli bir yönlendirici oldu... Ülkesi Macaristan, karısı Julia ve insanlık konusunda duyup dillendirdiği şiirleri, bütün dünyada büyük yankılar yarattı...


Bu önsezili evrensel ozan; bir şiirinde aynen öngördüğü gibi, yirmialtı yaşındayken, vatanının bağımsızlığı için savaşırken son soluğunu verdi.

Aşağıda ondan çevirdğim bir şiiri sunuyorum:


EYLÜL SONU


Solmamış daha vadideki çiçekler

Ve hâlâ yemyeşil dörtyol ağzındaki söğütler...

Oysa kış geldi gelecek, bak ta ötelere:

Çoktan kar basmış bayırları; ağarmış dağlar…

Ama ısıtırken içimi yazdan kalan bir bahar,

Ha çatladı ha çatlayacak,

Sessizce yüreğimde uyuyan o tohumlar!


Ama dolu daneleri ak ak yağarken saçlarıma,

Gümüş dantelli kış çoktan gelip kondu başıma.

Bak kaçıyor yaşam, soluyor çiçekler…

Gel karıcığım otur şöyle yanıma.

Şu başın var ya hani, yaslanmış sol göğsüme:

Yarın mezarıma eğilip bakacak belki de!

N’olur söyle bana, hani öyle ölürsem,

Gözyaşlarınla bedenimi ıslatacak mısın?

Yada bir başka aşk uğruna, ne bileyim,

Benim adım olan adını değiştirecek misin?


Birgün dulluk peçeni artık sıyırıp çıkardığında,

Götür bir bayrak gibi dik onu mezarıma.

Gölgeler Ülkesi’nden çıkıp geleceğim bir gece,

Alıp götürmek için o yas peçeni.

Arada gözyaşlarımı sileceğim onunla,

Yaralarımı örteceğim yüreğimdeki

Ve seni seveceğim delicesine, hep seni…


(Türkçesi :Yaşar ATAN)


Her yazımızda olduğu gibi, gene buraya iki şiirimi ekliyor; sizlere şiir yüklü haftalar ve iyi bayramlar diliyorum...



ÖTÜYOR YÜREĞİM


Görünce çocukluğumun o güzel gecesinde

Akdenizli yaramaz yıldızları hani

Uçuşurlarken ışıl ışıl göklerde

Nasıl da çırpınmıştı yüreğim

Kaptığım gibi onlardan en mavişini

Okşayıp sevmiştim


Sonra da koymuştum o maviş yıldızı

En karanlık köşesine

O çocukluk yüreğimin

İşte o geceden beri

Hep öter yüreğim

Yıldızları görünce

Çocukların horoz şekerleri gibi

Maviş maviş.


(Yaşar Atan)


O GÜLÜŞÜN YÜZÜNDENDİR



Buraya gelip de böyle

Oynuyorsam yıldızlarla her akşam

Ve de bekliyorsam Şafak Hanım’ı

Boyasın diye her sabah dünyamızı

O güzelim renklerle

Mavi yeşil safransarısı


Hani bir gülüşün var ya

O gülüşün yüzünden işte

Dünyayı bunca sevmem

Böylesi bir aşkla.

(Yaşar Atan)