25 Nisan 2024 Perşembe
İstanbul 23°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Onlarda 'Nobellik' hocalar, Bizde 'hurafeci-yobazlar'!

Ufuk Söylemez

Ufuk Söylemez

Eski Yazar

A+ A-

Geçen gün, 2016 yılı Nobel Tıp Ödülü “Otofaji-hücre yapısıyla” ilgili çalışmalarından ötürü Japon bilim insanı Prof. Dr. Yoshinori Ohsumi’ye (74) verildi. Geçen yılki Nobel Tıp Ödülü ise Çinli bilim insanı YouYou Tu’ya sıtma hastalığına karşı geliştirdiği ilaç nedeniyle verilmişti.

Hemen ertesi gün 2016 Nobel Fizik ödülü ise, “Topolojik evre değişimlerinin ve maddenin topolojik evrelerinin kuramsal keşfine” yaptıkları katkılar nedeniyle İngiliz ve İskoç bilim insanları David J. Thouless (82), Duncan Haldane (65) ve Micheal Kosterlitz’e (74) verildi.

Dün de 2016 Nobel Kimya ödüllerini alanlar açıklandı. Fransız Jean-Pierre Sauvage (72), İskoç Sir J. Fraser Stoddort (74) ve Hollandalı Ben Feringa (65) “Molekül makinelerin tasarımı ve sentezi” konusundaki çalışmalarından bu ödüle layık bulundular.

Yaşları 65-82 arasında olan bu bilim insanlarının, tıp fizik ve kimya alanında bilime ve insanlığa yaptıkları katkıları düşünürken, bir anda TV ekranında zuhur eden “cüppeli” bir hurafeci-palavracı abuk-sabuk kanuşmaya başladı. Sanki öbür dünyaya gitmiş de gelmiş gibi anlatıyor.

Haşa Allah ona din vekaleti vermiş gibi ahkam kesiyor.

Anlattıkça coşuyor, attıkça atıyordu.

Canım sıkıldı, TV’yi kapatıp İnternete bakmak istedim. İstemez olaydım.

Orada da dekolte giysili-şuh genç hanımlarla birlikte bir yandan göbek atarken, öte yandan din ve ahlak vaazları veren, kerameti kendinden menkul bir “hoca”ya daha rastladım.

Japonu, İngilizi, vb. gelişmiş ve uygar dünyaya tıptan-fiziğe, bilimden-sanata büyük katkılar yapıyor, eserler ve çalışmalar üretiyorken, bizdeki “Hoca” “şeyh” vb. kılığındaki tipler, sözde din adına, Allah ile aldatan, hurafelerle dolu, deli saçması, yobaz ve sapkın din anlayışları ile cirit atıyor ve toplumu gerçeklerden, bilimden, sanattan, uygarlıktan uzaklaştıracak laflar edip, şovlar yapıyorlar.

Bunların kimi cüppeli-kimi cüppesiz, kimi sakallı-kimi sakalsız. İslam’da yeri olmayan, tarikat-cemaat türü örgütlenmeleri yaparak, Nobel ödülü yerine, himmetler toplayarak yollarını buluyorlar.

Yakın geçmişte yitirdiğimiz İlahiyatçı Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk’ün “Muaviye Sünniciliği” olarak tanımladığı “mezhepçilik” ve “Allah ile aldatmakla” suçladığı bu zihniyet, modern Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı karanlık bir gerici tsunami gibi sürüyor. Alayı laik Cumhuriyet ve Atatürk düşmanı.

Bunların yurtdışındaki ağababaları ise, -IŞİD’cisi, Boko Haramcısı, El Kaidesi vs.- yine “Din” ve “İslam” adına adam kesiyor, intihar bombacılarını patlatıyor, Allahu ekber diyerek yine Müslümanların boğazını kesiyor.

Bu suretle dünyada İslam’ın terörle anılmasına, insanların da din ve diyanetlerinden soğutulmaları fesadına hizmet ediyorlar maalesef.

Siyasal İslamcılık, insanlığın da gerçek İslam’ın da en büyük belası ve düşmanı olmuş vaziyette.

“Eller aya biz yaya” lafı işte bu kafalar ve siyasal İslamcı tarikat ve cemaatlerin sözde hurafeci-palavracı-yobaz şeyhlerin ve hocalarının yaptıkları yüzünden gerçek oluyor.

Herkesin “imam hatipli” olması yerine, fenle, teknolojiyle, sanatla, kültürle donanımlı olarak yetiştirilmesi gereken nesiller, yobazlığın ve karanlığın tuzağına sürüklenmek isteniyor.

Ne acı ki, uygar dünyanın bilim insanları ve hocaları Nobel alacak çalışmalar ve eserler üretiyor, keşif ve icatlar yapıyorlar.

Bizdeki sahte mehdiler, palavracı hocalar, hurafeci şeyhler ise toplumu “Ortaçağ” zihniyetinin karanlığına sürüklemek istiyorlar. Yazık, çok yazık...

Not: 2015 Nobel Kimya Ödülüne layık görülen, hepimiz için gurur ve mutluluk kaynağı olan Prof. Dr. Aziz Sancar. Laik Atatürk Cumhuriyetinin verdiği çağdaş ve bilimsel bir eğitim süreci sayesinde bu muhteşem başarıya ulaştığını bizzat kendisi ifade etmişti.

Yeni Aziz Sancarlar, bu günkü gerici zihniyetin egemen olduğu koşullarda artık kolay kolay çıkmaz ve çıkamayacak gibi görünüyor ne yazık ki.