28 Mart 2024 Perşembe
İstanbul 19°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Operasyon Meclis’e uzanacak mı?..

Mehmet Faraç

Mehmet Faraç

Eski Yazar

15 Temmuz sonrasında deşifre olan “mürit”lerle ilgili rakamlar yalnızca darbeciler, gözaltına alınanlar, tutuklananlar, arananlar ve kaçanlar açısından ürkütücü değil ki...
En çok da şu konuşuluyor; AKP halen “artçı sarsıntı”lardan çekindiğine göre, “buzdağının görünmeyen yüzündeki bilanço nasıl?..”
Doğru ya; demokrasi ve laikliği hedef alan darbe girişiminin ardında duran cemaat müritleri gerçekten kaç kişidir ve nerelerde üslenmiştir acaba?..
Ve o müritleri “imam” kisvesiyle yönetenler kimlerdir?.. Amirlerinden düşük mevkide olanlar ve ne tuhaf ki, komutanlarının en alt rütbesindeyken bile emir yağdıranlar!..
Örneğin generalleri bile “paşa” lakabıyla ve sözde “imam” yetkisiyle yöneten “ast”subaylar!!! Evet, yanlış okumadınız astsubaylar... Vah ki vah?..
Söyler misiniz; bir astsubaydan emir alan general, yarın işgalci düşman onbaşısından da emir almaz mı?.. Devletin çivisi tamamen çıkmamış mı sizce?..
Bitti mi ki, peki “imam”lar?.. İlkokul imamları, ortaokul imamları, dershane, yurt, lise ve üniversite imamları, belediye imamları, emniyet imamları, bürokrasiyle TSK imamları nerede acaba?..
Unutmayınız ki, bunlar öyle din işleriyle uğraşan gerçek cami imamları değil... Her biri devasa “sorumlu”luk bölgesinin hükümdarları gibi, devleti kuşatan ahtapotun kolları!..
İşte medyaya dün yansıdı; “200 imam”dan henüz ikisi yakalanabildiğine göre, cemaatin başına “imam” atamadığı kurum yok gibi... Devletin en alt biriminden en kritik kurumuna kadar, bürokrasiyi ya “imam”lar yönetiyormuş ya da onları yönetenler imamlarmış...

Balık baştan kokar!..
Şimdi herkesin merak ettiği asıl soru da şudur?.. “İmam”ların talimatıyla bombalanan TBMM’de kaç cemaat müridi ve “imam” var?..
Meclis’in en büyük partisi, geçmişteki cemaat kankalığı ve ortaklığını unutarak Fethullahçılara karşı taarruz halindeyken arşivlerde duran görüntüler ve belgeler, TBMM-cemaat ilişkileri açısından kocaman bir takiyeyi de gözler önüne sermiyor mu?..
Sosyal medyada “siyaset imamları” ile ilgili soru yağmuru arttığına göre asıl merak şuraya odaklanıyor; “kimlerdir Meclis’teki paralelciler ve parti imamları?..”
Örneğin daha düne kadar cemaatle kol kola olan ve her istediklerini veren AKP’de kaç Fethullahçı vardır ve imamları kimdir?.. Urfa’da valiyken devletin trilyonluk arazisini cemaate veren Ziyaeddin Akbulut olamaz, çünkü o artık AKP milletvekili değil... O halde kim?..
Ve de “Abant toplantıları”nın müdavimi olan parti temsilcileri ne yapıyor mesela?.. Ya da Pensilvanya’dan getirdiği okunmuş tespihleri vekillere dağıtan müritler rahat dolaşabiliyor mu Meclis’te?..
En önemli sorulardan biri de, “Atatürk’ün kurduğu ‘TBMM’nin imamı’ kimdir acaba?..” Meclis’te mi halen bu zat ve de akıbeti ne olacak?..
Evet; TBMM kendi içindeki “çete” uzantılarını görmezse ve deşifre etmezse bugünlerde cemaate yönelik büyük kuşatmanın inandırıcılığı kalır mı sizce?..
Değil mi yani; cemaati kalkındırmak için yasa bile çıkaranlar, cemaat çökerken vekil rozetiyle dolaşabiliyorlarsa asıl darbe nereye vurulmuş olur ki?..

İsa Gök’ün uyarısı...
Şimdi size bir “Meclis” hikayesi ve o hikayenin, cemaate dokununca cezalandırılan kahramanını da anlatalım...
Eski CHP Mersin milletvekili İsa Gök, çocuğunun eğitimi için 2008 yılında ailece ABD gezisine gider... Gök, ABD’ye gelen yüzlerce bürokratın cemaatin misafiri olduğunu çevresinden sıkça duymuş olmalı ki, Ankara’ya döner dönmez TBMM’ye şu soru önergesini verir;
“Birçok vali, belediye başkanı, emniyet müdürü ve bürokratın Fethullah Gülen’in Pensilvanya’daki evini ziyaret ettiklerine dair duyumlar alınmıştır. Atatürk karşıtı faaliyetleri sürdüren Gülen’in siyasi bir proje peşinde olduğu ve CIA koruması altında, cumhuriyet felsefesine aykırı olduğu biliniyorken, Gülen’i ziyarete giden devlet görevlileri kimlerdir, bu ziyaretlerde devlet olanakları kullanılmış mıdır?.. Ve bunlar hakkında açılmış bir tahkikat var mıdır?..”
Gök’ün Meclis Başkanlığı’na verdiği 18.09.2008 tarihli soru önergesine yanıt verilmemiş ama en sert karşılık yine cemaatten gelmiş!.. Çünkü Gök, 24 Mart 2011’de Meclis’te Anayasa ile ilgili konuşurken cemaate “çete” dediği için hemen hedef tahtasına konulmuş...
Olayın en acı tarafı ise Fethullah Gülen’in avukatının Gök’e açtığı dava dilekçesindeki vahamet!.. Çünkü cemaatin avukatı, televizyonlara çıkarak Gök’ü yalanlayan 3 CHP milletvekilinin konuşmalarını da davaya kanıt olarak göstermiş... Gök işte kendi arkadaşlarının ifadeleri yüzünden tazminata çarptırılmış!..
İsa Gök artık milletvekili değil... Avukat olarak yaşamını sürdürüyor... Herhalde 5 yıl önce “çete” diye deşifre ettiği cemaat konusunda ne kadar haklı olduğunu düşünürken en çok da arkadaşlarının yaptıklarına üzülüyordur!!! Kim bunlar peki?.. Üçü de şimdi vekil değil ama adları mahkeme dosyasında duruyor?..