29 Mart 2024 Cuma
İstanbul 16°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

‘Örtülü’ çığırından çıkmış!

Ufuk Söylemez

Ufuk Söylemez

Eski Yazar

Her yıl “örtülü ödenek” harcamaları ile ilgili tespit ve uyarı yazıları yazıyorum. Ama gelin görün ki, her yıl iş biraz daha çığırından çıkmış bir görüntü arz ediyor.
Örtülü ödenek harcamaları istisnai ve çok özel nitelikli harcamalardır.
Her yıl istikrarlı bir artış trendiyle harcama yapılan bir bütçe kalemi değildir.
Doğası gereği öngörülmesi mümkün olmaması nedeniyle “iz bedelle” bütçeye konulur.
Gelin görün ki, AKP iktidarı döneminde örtülü ödenek adeta düzenli ve sürekli artan bir harcama kalemi gibi hızla büyüyor.
1998 yılında 8.8 milyon TL olan örtülü ödenek harcamalarının 17 yıl sonra 2015 yılsonu itibarıyla 1.7 milyar TL’ye fırlaması gerçekten de dikkat çekici.
Örtülü ödenek harcamalarının son 22 yıllık seyri aşağıdaki gibi olmuş;


Gerek 2003-2013 yıllarını kapsayan R. T. Erdoğan’ın Başbakanlığı döneminde, gerekse 2014 yılında bugüne
A. Davutoğlu’nun Başbakanlığında yapılan örtülü ödenek harcamalarının boyutları inanılmaz seviyelere yükselmiş vaziyette. Üstelik yapılan yeni düzenleme ile icra görevi olmayan Cumhurbaşkanına da “örtülü ödenek” harcama yetkisi verildi.
Geçmişte 1995-2002 yılları arasında farklı Başbakanlar tarafından örtülü ödenek harcamaları makul ve kabul edilebilir seviyelerde gerçekleşmişti. Ortalama “yıllık” 50-100 milyon TL’yi geçmiyordu bu harcamalar.
AKP iktidarı ile birlikte bugün “aylık” 150-200 milyon TL’lik örtülü ödenek harcaması yapılır hale gelindi.
2003 yılında yıllık 103 milyon TL olan örtülü ödenek harcaması, her yıl anormal boyutlarda katlanarak arttı ve 2015 yılında toplam 1.7 milyar TL’ye ulaştı.
2016 yılsonu itibari ile 2015 yılındaki 1.7 milyar TL’lik rekor harcamanın da aşılabileceği tahmin ediliyor.
Peki, bugüne kadar yaklaşık olarak günlük 4.6 milyon TL’yi bulan, her ay ortalama 150 milyon TL’yi aşan, “gizli hizmet” adı altında, örtülü ödenekten harcama yapan Başbakan ya da iktidar oldu mu derseniz, cevabı hayır olacaktır.
Örtülü ödenek, kapalı istihbarat ve kapalı savunma hizmetlerinde, devletin milli güvenliğinin ve yüksek menfaati ile itibarının korunmasında, siyasi-sosyo kültürel konular ile olağanüstü hizmetlerde kullanılabiliyor.
Ancak bu para Başbakan’ın şahsi ve ailevi ihtiyaçlarında kullanılamıyor. Ayrıca siyasi partilerin idari, propaganda ve seçim ihtiyaçlarında da kullanılamayacağı yasa gereği.
“Tüyü bitmemiş yetimin” hakkı olan bu paranın harcanmasında bir denetim yok. Başbakanların ahlakına-namusuna tevdi edilmiş.
Elbette “örtülü ödenek” türü harcama kalemleri devletin hayati çıkarları için tahsis edilmelidir.
Biz her şeye rağmen, hiçbir Başbakanın böyle bir emanete ihanet edeceğine, istismar edeceğine ihtimal vermek istemeyiz.
Geçmişte de yazdık, örtülü ödeneğin, oyuncak alımları, yandaş medya ve spor kulüpleriyle ahbap-çavuş ilişkilerine kullanıldığı yönündeki söylentilere de bu nedenle inanmak istemiyoruz. Hele, hele örtülü ödenekten ülkemizdeki muhalefetin yasadışı izleme ve dinlenmesi için teknik cihaz alımı yapıldığı iddialarını ise düşünmek bile istemiyoruz.
Öte yandan, örtülü ödenek harcamalarında son 4 yılda görülen çok anormal artışın “Allahu ekber” diyerek Haçlılar adına Suriye’de Müslümanların boğazını kesen, ciğerlerini söken IŞİD, El-Nusra ve benzeri vahşi - yobaz çetelere aktarıldığına dair iddialar ise hepimizin kanını donduruyor.
Yıllar boyu cari harcamalar veya yatırım ödeneklerinden bile oransal olarak daha fazla harcama yapılması haklı olarak bu konuda çeşitli vahim spekülasyon ve soru işaretlerinin kamuoyunda doğmasına neden oluyor.
Belki de bu konuda “çok özel” bir denetim getirecek yeni düzenlemeler yapılmasında yarar var.
TBMM’de bir komisyon kurularak konunun incelenmesi de düşünülebilir.
Bu harcamalarla ilgili her türlü şaibe ve yolsuzluk iddialarının zihinlerden silinmesi için, TBMM’de, oluşturulacak bir komisyona, Başbakan’ın (kanunen mecbur olmasa dahi) “gizli” bir oturumda bilgi sunması son derecede uygun bir hareket olur diye düşünüyorum.
Ekonomi bu haldeyken, günde 4.6 milyon TL gizli harcama neyin nesidir, herkes merak ediyor doğrusu?