Oyları bölmeyelim Türkiye’yi mi bölelim!

Son günlerde ortalıkta, “Oylar bölünmesin” sözleri duyulmaya başladı. Bunu dillendiren birçok vatandaşın iyi niyetinden zerre kadar kuşkum yok. AKP zulmünden kurtulmak için çabalıyorlar. 

Ancak belli merkezlerin de böyle bir kampanya yürüttüğü çok açık. Özellikle Vatan Partisi’ne ilginin artmasıyla devreye girdiler. Halkın Vatan Partisi’ne yönelmesi sonrası harekete geçtiler. “Kontrol edilemeyen” bir partinin güçlenmesinden korktular. Durumu kurtarmak için oyları CHP’ye yöneltme çabasına girdiler.  

Amaç AKP’nin iktidardan indirilmesi değil. Eğer AKP’nin iktidardan gitmesini isteselerdi bugün yaptıklarını yapmazlardı. Hangilerini mi? İlk akla gelenleri sıralayalım: 

‘LAİKLİK TEHLİKEDE DEĞİL’ 

AKP iktidara geldiği günden beri laikliği ortadan kaldırmak için çaba gösterdi. Halkın tepkisi yükselirken Kılıçdaroğlu devreye girdi. “Laiklik tehlikede değil” dedi. Tepkileri durdurdu. AKP’yi akladı. 

‘TÜRBANI BİZ ÇÖZDÜK’ 

Anayasa Mahkemesi, AİHM, üniversitede türban yasağını doğru buldu. AKP umudu kesmişken CHP yönetimi yetişti. Üstelik iş üniversite ile de sınırlı kalmadı. Türban kamuya, hatta ilkokula girdi. Kılıçdaroğlu ve CHP yöneticileri sık sık “Türbanı biz çözdük” diye açıklama yaptı. Kamuda, ilkokulda türbana AKP’ye oy verenler arasında bile olumsuz bakanlar vardı. CHP tepkileri söndürdü. 

‘AÇILIMA TALİBİZ’ 

7 Haziran öncesinde AKP zora düştü. PKK ile seçmeni arasında sıkıştı. PKK/HDP ile Dolmabahçe’de yapılan ortak açıklama bardağı taşırdı. Erdoğan durumu kurtarmak için kürsülerde PKK aleyhine sahte nutuklara başladı. Milletvekilleri, il, ilçe yöneticileri, “Açılımı bitirmezseniz, biz biteceğiz” der oldu. 

AKP’nin imdadına yine CHP yetişti. CHP’nin bir yöneticisi Hatay’dan “Çözüm süreci CHP sayesinde yürüyor” açıklaması yaparken, bir başka yöneticisi AKP’yi “Çözüm sürecini (artık CHP de AKP ve PKK gibi bu ifadeyi kullanıyor) çöpe atmakla” eleştirdi. Hatta işi daha da ileri götürdü. “Bu seçim taktiği değil” diyerek AKP’yi kurtarma çabasına girdi. 

‘BABACAN CHP’Lİ GİBİ’ 

AKP’nin izlediği politikalarla Başbakan Yardımcısı Ali Babacan özdeş. İktidara geldiği günden bu yana ekonomi yönetiminin başında o var. Türkiye’yi mafyalaşmış uluslararası finans çevrelerinin kontrolüne soktular. Sanayiyi ithalata mahkum hale getirdiler. Cumhuriyetin kurduğu bütün fabrikaları sattılar, yağmaladılar. Şimdi deniz bitti. Çıkmaza girdiler.  

Zamlar peş peşe. Halk burnundan soluyor. Bu krizin AKP oylarına da yansıyacağı kesin. Ama yine CHP devrede. CHP’nin Ekonomiden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı, “Etekli Derviş” Selin Sayek Böke, Babacan için, “Sanki CHP’li” ifadesini kullanıyor. 

Devam etmeye gerek var mı? CHP, AKP’yi yıkmak için değil, ayakta tutmak için çalışıyor. Sanki “AKP’yi kurtarma partisi”  

KİMLE BİRLİK? 

“Gölge CIA” olarak bilinen “Stratfor”un “TR 705” kod adı verdiği Sezgin Tanrıkulu. Atatürk’e “kefere” diyen Mehmet Bekaroğlu. Barzani bölgesindeki yasa dışı petrol ilişkilerinde, damatların, yandaş işadamlarının faaliyetlerinde, ABD ve AKP ile Irak’ta ABD adına hükümet kurma çabalarında, açılımda rol alan Murat Özçelik. F tipi örgütle kanka olan Erdoğan Toprak... 

Bunlar sadece birkaçı. Oyları birleştirip bunları mı Meclis’e taşıyacağız! 

“Oylar bölünmesin, Türkiye bölünürse bölünsün” mü diyeceğiz? Bunu kabul mü edeceğiz? 

AKP’Yİ GÖNDERMEK İÇİN... 

AKP’yi iktidardan indirmek için şartlar uygun. Bir parti daha barajı aşıp Meclis’e girerse AKP’nin şansı sıfıra inecek. Hem de bir daha iktidar olmamak üzere...  

Bunun için yükselen parti Vatan Partisi. AKP’nin iktidardan gitmesini isteyen vatandaşlar Vatan Partisi’ne destek vermeli. Barikatlar nasıl yıkıldıysa baraj da yıkılmalı. Herkes birleşmeli, “Altı Ok”ta buluşmalı.