19 Nisan 2024 Cuma
İstanbul 16°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Özel sektör borçları

Mustafa Pamukoğlu

Mustafa Pamukoğlu

Eski Yazar

A+ A-

Özel sektörün yurt dışından sağladığı uzun vadeli kredi borcu 166 milyar dolar oldu. 2014 sonunda bu rakam 167.7 milyar dolar düzeyinde idi. Özel sektörün ticari krediler hariç kısa vadeli borçları ise 40 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti. 2014 sonu itibarıyla bu rakam 44.4 milyar dolardı. Mart sonu itibarıyla özel sektörün toplam borcu 206 milyar dolar olarak gerçekleşmiş durumda. Mart sonu itibarıyla kalan vadeye göre 1 yıl içinde ödenecek tutarı ise 69.2 milyar dolar. 

BORÇ KAYGI VERİCİ Mİ? 

Princeton Üniversitesi Ekonomi Profesörü Dani Rodrik Türkiye’nin özel sektör borçlarının ekonomiyi yutacağını öngörmüş. Bakın makalesinde neler diyor: 

- AKP büyüme ile birlikte cari açık artınca bu sorunu çözmek için yapısal reformlara başvurmadı. Popülist yaklaşımla özel sektörün borçlanmasını teşvik etti. 

- Hiçbir ekonomist özel sektörün borcunun kaygı verici olmayacağını söyleyemiyor. 

- Türkiye ekonomisi otoriter bir yönetim anlayışının da etkisi ile yapısal reformları yarım bıraktı. 

- Türkiye kısa vadeli borçlanma ile tüketim pompalanmasına dayan bir büyüme sayesinde iç tasarruftaki düşüklüğe baş edebildi. 

- Ev halkı ve kurumlar tasarruflarını artırmalı, vergi indirimleri uygulanmalı ve kısa vadeli para girişi sınırlandırılmalı 

Yıllardan beri kısa vadeli para girişlerinin ülke ekonomisine fayda getirmeyeceğini söyleyenleri Rodrik teyit etmiş oluyor. 

TEFECİYE DÜŞMÜŞ TÜCCAR 

Özel sektörün borçlarının kaygı verici olduğunu gösteren en önemli hesap Türkiye’nin tefeciye düşmüş tüccar gibi her yıl (cari açık+kısa vadeli borçlar) toplamı kadar borç ödemesi gerekiyor. Bu tutar 200-220 milyar dolar arasında. Eskisi gibi artık dış borç bulmak kolay değil. Para da artık ucuza bulunmuyor. 

AKP DÖNEMİNDE NE DEĞİŞTİ? 

Dr. Mahfi Eğilmez’in ifadesi ile AKP öncesi kamu borcu fazla idi bu nedenle bütçe açığı veriliyordu. AKP döneminde özel sektörün dış borçları arttı. Bu durumda da bütçe açığı yerini cari açığa bıraktı. Cari açıkta azalmalar büyümedeki azalma ve petrol fiyatlarında ki düşmeden kaynaklandığı halde AKP taraflarınca olumlu gelişme sayıldı. Oysa cari açık dış borçların azalmasından düşmüyor... 

YUNANİSTAN’A DİKKAT! 

Borçlu olan bir ülke olarak borçlarını ödeyemeyen komşumuz Yunanistan’ın durumunu yakından izlemeliyiz. Yunanistan Avrupa Merkez Bankası’na yapılacak ödemelerde erteleme istedi. Yunanistan, AMB’nın 2010-2011 yıllarında SMP. Tahvil Piyasaları Programı (Securities Markets Programme) kapsamında aldığı ödeme vadesi Temmuz-Ağustos ayları olan tahviller için 6.7 milyar avro ödeme yapması gerekiyor. Bunun ertelenmesini istedi. Yunanistan’ın SMP kapsamında sattığı 27 milyar avro ülke tahvil borcu bulunuyor. Seçimlerden sonra ülkenin öncelikli sorunlarının büyüme, kısa vadeli borçlar, cari açık, işsizlik olmaya devam edeceği kesin. Bunun için de kısa vadeli para girişleri ile finanse edilen inşaata ve tüketime dayalı büyüme yerine katma değeri yüksek bir büyüme modeline geçmek şart.