29 Mart 2024 Cuma
İstanbul 21°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Devrim tarihi çarpıtılıyor

Milli Eğitim Bakanlığının müfredat taslağında Cumhuriyet’in kuruluşu bir devrim değil de evrimsel bir süreç gibi gösteriliyor. Padişahın işgaldeki sorumluluğu gizlenirken, Cumhuriyet’e darbecilik suçlaması yöneltiliyor

Devrim tarihi çarpıtılıyor

CUMHURİYET YIKICISI EĞİTİM MÜFREDATI - 1

Mustafa Solak

Millî Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz hazırlanan 53 dersin taslak programları için öğretmenlerin, üniversitelerin, kamu kurum ve kuruluşları, sivil toplum kuruluşları ve velilerin de görüşünün alınacağını söyleyerek buna da “eğitimde demokratikleşme” diyor. Cemaat ve tarikat vakıflarının “sivil toplum kuruluşları” adı altında etkili olmaya çalışacağı açık.

Yazımız kapsamında T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük ile Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi derslerini inceleyeceğiz.

Süreklilik aldatmacası

Programı incelediğimizdeİnkılap Tarihi ve Atatürkçülük dersiyle ilgilien önemli göze çarpan nokta Osmanlı Devleti ile Türkiye Cumhuriyeti arasında süreklilik olduğu savunusudur. Süreklilik vurgusu şu cümleyle ortaya konmuştur:

“Türkiye Cumhuriyeti İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük Dersi, yıkılmaya yüz tutmuş bir devletin küllerinden nasıl yeni bir devletin kurulduğunu, Türk milletinin Mustafa Kemal’in rehberliğinde muasır medeniyetler seviyesine ulaşma çabasını, devletimizin dünya devletleri arasında saygın yerini yeniden alması sürecini özetlemektedir.”[1]

Süreklilik padişahlıktan Cumhuriyet’e geçiş doğal sürecinde olan bir durummuş gibi yansıtılarak da vurgulanıyor.[2]

PADİŞAHIN İŞBİRLİKÇİLİĞİ GİZLENİYOR

Böylece taslak Meşrutiyetler ile padişahın yanında Meclis’in de yer alması örneği üzerinden Cumhuriyet’in kurulmasını evrimsel bir sürece indirgiyor. “Savaş Anadolu’sunda” ifadesiyle savaşın doğallığında gelişen bir durum olduğu, bunda padişahın olumsuz rolünün etkisinin olmadığı zihinlere yerleştirilmek isteniyor.[3]

“Sevr Antlaşması’na karşı İstanbul Hükümeti’nin, Mustafa Kemal’in ve Türk milletinin tutumu üzerinde durulur” ifadesiyle de sorumluluk sadece İstanbul Hükümetlerine yüklenerek padişahın emperyalizm işbirlikçiliği, olumsuz rolü gizleniyor.[4]

Taslakta dersle ilgili “Farklı grup ve kültürlerin değerlerini tanıtmada da önemli bir yer tutmaktadır” diye yazmaktadır. Ders genel bir Türk tarihi dersi olmadığına göre amaçlanan Türk kültürü içindeki farklı grup ve kültürlerin değerlerini tanıtma değildir. Cumhuriyet’e ve devrimlere olumsuz yaklaşan kesimlerin de görüşleri taslağa yansıtılmak isteniyor.[5]

DEVRİMLER OLUMSUZLANIYOR

“İstiklal Mahkemeleri’nin kuruluş gerekçeleri, işleyişi ve bu mahkemelere getirilen eleştirilere farklı kaynak ve görüşlerden alıntılar yapılarak yer verilir.”[6]

Çok partili hayata geçiş denemeleriyle ilgili farklı görüşlerin yer aldığı metinlere yer verilmek suretiyle kapatılan Terakkiperver Cumhuriyet ve Serbest Cumhuriyet Fırkalarının laikliğe aykırı yapılara dönüştüğü, Şeyh Sait İsyanı, Mustafa Kemal’e suikast girişimi ve Kubilay Olayı’nın siyasi sebep ve sonuçları ve meydana getirdiği değişim farklı kaynak ve yaklaşımlardan alıntılarla anlatılarak devrim uygulamaları tartışmaya açılmak isteniyor.

“Medeni Kanun’un Türk aile yapısı ve kadının toplumdaki yerinde meydana getirdiği değişimin tartışılması sağlanır” ifadesiyle de bu kanunun kadına getirdiği eşitlikçi yön de sorgulanıyor. Aksi takdirde cümle “kadına verdiği önem, özgürlük, eşitlik” gibi ifadelerle düzenlenirdi.[7]

“1913 tarihli Bâb-ı Âli Baskını’nın, Türkiye Cumhuriyeti’nde de süren bir darbe geleneğinin başlangıcı olarak kabul edildiği vurgulanır” ifadesi Cumhuriyet’in darbeyle kurulduğuna dair bilinaçtı mesaj vermektedir.[8]

1960 müdahalesi darbe olarak nitelendirilmekte, 28 Şubat müdahalesi, 27 Nisan e-muhtırası da 1971 muhtırası, 1980 askerî darbesi ve 15 Temmuz darbe kalkışması ile beraber anılarak aynı kefeye konulmaktadır. [9]

DİN DIŞI’ DAYATMASI

Ortaöğretim Anadolu İmam Hatip Lisesi Meslek DersleriProgramı’nıntaslağında da her ne kadar tartışmacı, eleştirel gözle konuların işleneceği belirtilse de aslında göstereceğimiz gibi kendi doğrusunu dayatan bir anlayış hakimdir.

Kelam Dersinin “Dinin Anlaşılmasında Farklı Yorumlar”ünitesi işlenirken “din ile dinin yorumunun farklı” olduğundan bahsedilmektedir. [10] İlk bakışta farklı din yorumu üzerinden insanların ötekileştirilemeyeceği, dindışı görülemeyeceğine ilişkin insancıl bir bakış varsa da bu ifade “Bizim yorumumuz dindir, bunun dışındaki farklı mezhep ve anlayışların yorumları din içi görülemez” algısına da neden olabilir. Ortaokul ve lise imam hatip müfredatına baktığımızda bu görülebilir. Dahası din aslında yorum üzerinden anlaşılır.

Bunlara yanıt vermeyen bir din algısı muğlak olacaktır. Örneğin “Akaid ve Kelam 12” derskitabında “Aşırı Şii” olarak değerlendirilen kesim “İslam dışı” bulunmaktadır:

“Şîa içerisinde İslâm’ın en temel inanışı olan tevhid inanışının aksine Hz. Ali’yi ilah kabul eden bir grup dahi vardır. Müslüman olduklarını söyledikleri için kategorik açıdan İslâm mezhebi kabul edilse de inanç açısından Gulât-ı Şîa (aşırı Şiîler) adı verilen bu grubu İslâm dairesi içinde görmek mümkün değildir.” [11]

HOŞGÖRÜ ANLAYIŞI KALDIRILIYOR

Fıkıh dersi taslak öğretim programının “İçtihad” ünitesinin 5. kazanımı işlenirken “Zamanın değişmesiyle haramların helalleştirilemeyeceğine ancak sosyal hayatın değişken yapısı nedeniyle içtihadların mekân, zaman ve şartlara göre farklılık arz edebileceğine vurgu yapılacaktır. Ayrıca içtihadların kitap ve sünnetin açık hükümlerine aykırı olamayacağı ve nass varken içtihad yapılamayacağı vurgulanacaktır” ifadesi geçmektedir.[12]

Haramı belirleyen nedir?

Dolayısıyla haramla helalin nasıl ayrılacağı da belli değildir.

“İçtihadların kitap ve sünnetin açık hükümlerine aykırı olamayacağı” deniliyor ama kitap ve sünnetin açık hükümleri nelerdir?

Açık hükümleri belirten, herkesin üzerinde anlaştığı bir fikir yoktur. Burada aslında açıklıktan kasıt egemen din yorumunun dayatmasıdır.

“Nass varken içtihad yapılamayacağı” ifadesi de tartışmaya açıktır. Nass Kuran’da yapılması kesin olarak belirtilen hükümlerdir, tartışılamaz. Ama gerçek bu değildir. Kuran’ın bir çok ayeti farklı algılanmaktadır ve herkesin üzerinde anlaştığı nass hükümleri yoktur. Nass ile belirtilen hükümlerin neler olduğuna egemen din yorumuna göre imam hatip kitaplarından örnek verelim:

“Bazı suçlarda kınamanın ötesine geçen ve bizzat nassla (kesin hükümle) belirlenen cezaî müeyyideler de vardır. Zina eden bekarlara 100 sopa (celde) vurulması, iffetli bir kadına zina iftirasında bulunan kişiye seksen sopa vurulması ve ayrıca şahitliğinin kabul edilmemesi, hırsızın elinin kesilmesi, silahlı gasp, yol kesme ve eşkıyalık gibi suçları işleyenlerin öldürülmesi, asılması, el ve ayaklarının çapraz kesilmesi veya sürgün edilmesi gibi.”[13]

Bu cezalandırmanın hukuk düzenimizde yeri yoktur.Bu ayeti dönemin koşullarıyla yorumlayan, başka anlamlar çıkaran din adamları da vardır ama din olarak okullarda öğretilen de budur. Farklı görüşe yer verilmemekte, dolayısıyla egemen din yorumu kendini dayatmaktadır.

Dipnotlar:

[1] Ortaöğretim T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük Dersi Öğretim Programıtaslağı s.4. Taslağa http://mufredat.meb.gov.tradresinden de ulaşılabilir.

[2] s.17, [3] s.18, [4] s.20, [5]s.10-1, [6]s.19, [7] s.23, [8] s.17, [9] s.28.

[10] Kelam dersi taslak programı s.103.

[11] Kılavuz, Morgül, Karataş, Yaşaroğlu, Ed. Kılavuz, Anadolu İmam Hatip Liseleri Akaid ve Kelam 12, s.47.

[12] Fıkıh dersi taslak programı s. 43.

[13] U. Murat Kılavuz, Nihat Morgül, Veli Karataş, Eba Müslim Yaşaroğlu, Ed. Ahmet Saim Kılavuz, Anadolu İmam Hatip Liseleri Akaid ve Kelam 12, T.C. MEB Yayınları, Ankara, 2015, s.98.

Son Dakika Haberleri