Kıbrıs'ta adil çözüm

Milli dava olmaz; milliyetçiliğe küresel çağda gerek yok diyenlerin Türkiye’nin milli çıkarlarını korumak zorunda kaldıkları Rauf Denktaş gibi olmak mecburiyetinde kaldıkları ibretle izlenmektedir.

Kıbrıs, Kıbrıs ve Türkiye Türkleri’nin milli davasıdır. Kıbrıs davası, Türklerin insan hakları, demokrasi, özgürce yaşama ve egemenlik hakkına sahip çıkma mücadelesidir. Geçmişten ders almayanların geleceği kurtarmaları mümkün değildir.

Kıbrıs’ta zorla birleştirme olamaz. Dün yürümeyen hayallere bugün kapılmayalım.

KKTC siyasi ve sosyolojik bir gerçektir. Kıbrıs Türkü artık malının ve mülkünün tapusunun elinden alınma tuzağının farkındadır. Türkler Ada’nın sahibidir ve ne dış göçe, ne de azınlık olmaya zorlanabilir. Tarih ters yüz edilemez.

Günümüzdeki müzakerelerde Annan Planı’ndan bile geriye gidilmek isteniyor. Rumların kuzeyde KKTC’de sürekli yerleşmeleri, mal sahibi olmaları ve çeşitli imtiyazlara kavuşmaları iki kesimliliği dinamitler. KKTC ortadan kalkıyor; iki devlet gerçeği tarihe gömülüyor.

AB ve BM gibi itibar kaybeden kuruluşların garantisine güvenilemeyeceği konusunda Batı Trakya’daki Yunan oyunları, Bosna’daki tarafgir tutumlar ve katliamlar yeter de artar bile…

Kıbrıs Türkü insanlık ayıbı ambargolar ve baskı altında tutulmaktadır.

Çözüm, iki kesimli, Türkiye’nin garantörlüğünün sulandırılmadığı, iki devletli konfederal bir yapıdır. Eğer barış, istikrar ve insan haklarına saygı duyuluyorsa… Artık Kıbrıs’da eski çatışmalar ve cinayetler olmamalıdır.

KKTC yerine Kuzey Kıbrıs yakıştırması yanlış ve maksatlıdır. Bu gaflet ve delaletin içinde olanlar bu kadar bonkör iseler mal ve mülklerini hayır kuruluşlarına derhal bağışlamalıdırlar.

Hayali bir AB tam üyeliği önünde KKTC’yi engel görenler; Türkiye’nin önündeki gerçek engeller ve siyaset soytarılarıdır.

Kıbrıs Adası Türkiye’nin güvenlik çemberi dahilindedir. Ege’deki Türk adaları üzerindeki Yunan işgali; Akdeniz’de de sürdürülemez.

Tarihinden ders almayan ülkelerin coğrafyalarını da başkaları çizer.