25 Nisan 2024 Perşembe
İstanbul 19°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Ortak kimlik için geç değil

Bütün etnik ve kültürel yapıyı Kuzey Kıbrıslılık ortak kimliği altında birleştirmek mümkündür. Öncelikle farklı etnik ve kültürel gruplara KKTC parlamentosunda siyasi temsil hakkı vermekle işe başlanmalı. Daha sonra ortak fikir, çaba ve uygulamalarla hedefe varılabilir

Ortak kimlik için geç değil
A+ A-

43 YIL SONRA KUZEY KIBRIS GERÇEĞİ – 1 *

Dr. Nejat Tarakçı - Jeopolitikçi ve Stratejist
[email protected]

Dünyamız bölgesel ve küresel güç dengelerinin büyük oranda boşluğa düştüğü bir dönemden geçmektedir. Ortadoğu’daki mezhep ve enerji savaşları, Doğu Akdeniz’i dünya jeopolitiğinin yeni Kalpgah’ı (Heartland) haline getirmiştir. Bölgedeki IŞİD tehlikesinden kaynaklanan gerilim taktik nükleer silahların kullanılması olasılığını gündeme getirecek kadar ciddi bir hal almıştır. Bu durum, Kıbrıs Adası ve KKTC’nin varlığını Türkiye açısından son derece önemli bir hale getirmiştir. Bu önem, ekonomi ve güvenlik de dâhil olmak üzere ülkemizin geleceğini belirleyecek kadar hayati bir konuma yükselmiştir. Kıbrıs’ta çözüm adı altında Türklere dayatılan baskılar karşısında Türkiye ve KKTC’nin yeni bir yol haritasına ihtiyacı bulunmaktadır.

DÜNYA MİRASI

Otuz üç yıla rağmen KKTC yeni bir devlet sayılır. Hala birçok sorunu var. Kanaatimce en büyük sorun kimlik sorunu. Bu noktada şu soruyu sormak gerekiyor. Acaba KKTC’li veya başka bir deyişle Kuzey Kıbrıslı olmayı beceremedik mi? Siyasi anlamda olmasa bile KKTC’yi tarihsel ve kültürel miras ile özgün gelenek ve görenekler bağlamında dünya çapında bir kimliğe kavuşturmak mümkündür. KKTC, sahip olduğu tüm tarihi ve kültürel değerleri korumalıdır. Çünkü onlar artık dünya mirasıdır. Türkiye’de de durum aynıdır. Türkiye on binlerce yıllık değişik medeniyet ve kültüre ev sahipliği yapmaktadır. Kuzey Kıbrıslılık kimliği yaratmak için bundan daha da önemlisi, halen o topraklarda yaşayanların bu kimlik etrafında inançla ve kendi istekleri ile doktrine olmalarını sağlamaktır. Bunun için ortak ve özgün bir birleştirici gerekmektedir. Bunu KKTC halkı bulacaktır. ABD, çeşitli etnik ve kültürel kimlikleri Amerikalı olmak paydasında bir araya getirdi. İngiltere eski sömürgelerini Ortak Refah Ülkeleri (Common Wealth Countries) adı altında topladı. Bu nasıl yapılabilir? 33 yıllık KKTC’de Kıbrıslı Türklerin çoğunlukta olduğu çok kültürlü bir sosyolojik yapı var. 1974 sonrası Türkiye’den gelen Türkler var. Bunların çocukları da 40 yaşlarını aştıklarına göre, artık onlar da Kuzey Kıbrıs kültürü içinde yetişmiş kabul edilebilir. Güzelyurt bölgesindeki Kayalar Köyü, Karpaz bölgesinde Ilıca Köyü gibi hala görüntü ve yaşam kültürü gibi yerinde saydığı söylenebilecek köyler de var. Türk köyleri ile Rum veya Marunî köylerindeki mimari, yaşam standart ve kültürü neden çok farklı? O köylerdeki insana huzur ve rahatlık veren atmosferin nedeni nedir? Bunları sorgulamakta fayda var. Çifte vatandaş statüsündeki İngilizlerin toplu yaşadıkları köyleri, siteleri var. Karpaz bölgesinde yaşayan Rumlar var. Koruçam Köyü ve civarında yaşayan Katolik Maronitler (1) var.

Bütün bu etnik ve kültürel yapıyı Kuzey Kıbrıslılık ortak kimliği altında birleştirmek mümkündür. Öncelikle bir elin parmakları kadar da olsa bu gruplara KKTC parlamentosunda siyasi temsil hakkı kontenjanı vermekle işe başlamak uygun olacaktır. Daha sonra ortak fikir, çaba ve uygulamalarla hedefe varılabilir.

NEDEN FARK YARATILAMADI?

Aynı adada farklı bir devlet kurmak farklı uygulamalar da gerektirir. Örneğin 43 senedir, İngilizlerin kurduğu aynı trafik düzeni, yani soldan trafik uygulanıyor. Bu trafik düzeni KKTC kurulur kurulmaz sağa alınmalıydı. Efendim ileride yeniden birleşilirse adada trafik sorunu yaşanır şeklinde kolaycı bir yola gidildiğini düşünüyorum. Bizler gibi sağ trafiği olan ülkelerden gelip soldan araba kullanmak zorunda kalanlar fazla bir sorun yaşamıyor. Bu bir mazeret olamaz ve halen yine de değiştirilebilir. Bu aynı zamanda o devletin özgür ve bağımsızlığının da bir göstergesi olarak nitelendirilebilir. Örneğin Maraş hemen yerleşime açılmalıydı. Pekâlâ, sömürge döneminde İngilizlerin mahkeme binası olarak kullandıkları binalar neden aynı maksatla hala kullanılmaya devam ediliyor. KKTC’ye özgü yeni mahkeme binaları yapılmalıdır. Kuzey Kıbrıslılık aynı zamanda yeni imaj ve algılar için yeni marka ve yapıları da gerekli kılar. ABD Hürriyet Heykeli, New York Gökdelenleri, Hollywood film endüstrisi, Caz müziği, Country müziği gibi yeni ve özgün kültürel değerler farklı etnik ve kültürel grupları Amerikalı kılan ögelerdir. KKTC’de 43 yıldan bu yana Türk Lirası kullanılıyor. Bu sayede Güney Kıbrıs’taki ekonomik krizden de korunmak mümkün oldu. Ancak tüm emlakçılardaki ilanlarda, afişlerde, reklamlarda hala İngiliz Poundu kullanılıyor. Eğer KKTC devlet olmak istiyorsa buna bir son vermelidir.

TARİH BİLİNCİ KAZANDIRILMALI

KKTC’nin eğitim programlarını bilmiyorum. Ancak bir devlet üniversitesi olmadığını biliyorum. Rauf Denktaş adı, yeni ve milli bir üniversiteye çok yakışır. Lise ve daha aşağı kademelerdeki eğitim müfredatı neleri içeriyor? Bence, eğitimdeki temel hedef, çağdaş bilimin yanında Kıbrıs Türklerinin mezalim içinde geçen tarihlerinin yeni nesillere kin ve nefret aşılamadan çok iyi öğretilmesi olmalıdır. Yaşadıkları özgür ve demokratik ortamın ne pahasına elde edildiği unutulmamalıdır. Muratağa, Atlılar, Sandallar köylerinde (2) Rumlar tarafından yapılan katliamlar, Kanlı Nœl (3) olarak tarihe geçen 1963 Nœl’i her yıl anılarak hatırlanmalıdır. Güneyde kalan şehitliklere de sahip çıkılmalıdır.

Bugün AB pasaportu ile özgürleşeceklerini ve daha iyi yaşam şartlarına kavuşacaklarını ümit eden gençlere, KKTC’deki yaşam koşullarını aramak zorunda kalabileceklerini hatırlatmak isterim. Kıbrıs sorunu siyasi bir sorun değildir. Kültürel ve jeopolitik bir sorundur. O nedenle KKTC’de özgün Kıbrıslı Türk kültürü egemen kılınmalıdır. Batıdaki bugünkü Türk ve Müslüman imajının, 16 ve 17 yüzyıllardaki Türk ve Müslüman imajından hiçbir farkı yoktur. Gençlere bunun iyi öğretilmesi gerekir. Geçenlerde Kıbrıslı bir Türk, televizyon programında 1974 öncesi daha güçlü bir birlik ve beraberliğimiz vardı dedi. Doğrudur. 1974’de doğanlar bugün 42 yaşında, 1983’te doğanlar 33 yaşında. Onlar birçok zorluğu yaşamadılar. Hayatta kalma içgüdüsü insanları birleştiren en güçlü duygudur. Ancak aradan geçen 43 yılda daha birleştirici ve daha kucaklayıcı bir Kuzey Kıbrıslı kimliğinin yaratılamadığı da bir gerçektir. Devletlerin ömürlerinde 43 yıl çok kısa bir zamandır. Önemli olan, geleceğimizi emanet edeceğimiz gençlerimizi evrensel şartlara uygun, ancak milli kimlik ve kültürüne bağlı kişiler olarak yetiştirmektir.

Dipnotlar

* Bu makale 2014 Nisan ayında yazılan makalenin güncelleştirilmiş ve kısaltılmış halidir.

1. Maronitlerin (Marunîlerin) ana dilleri Arapçadır. Ancak Rumca ve Türkçe de bilmektedirler. Marunî kaynaklarına göre, Marunîler, Haçlı Seferleri sırasında Lübnan bölgesinden Kıbrıs’a esir olarak getirilmişlerdi ve nüfusları 60 bin kadardı. Adanın kuzeyinde altmış köyleri vardı. Lüzinyanlar onlara mal vermiş ve ayrıcalıklar tanımıştı.

2. Bu üç köyde 1974 yılının Ağustos ayında 126 Türk Rumlar tarafından katledildi. Toplu mezarlara gömüldü.

3. Kanlı Nœl olarak tarihe geçen 1963 katliamında 369 Türk öldürüldü. 8.667 Türk oturdukları 103 köyü terk etmek zorunda kaldı.

Son Dakika Haberleri