29 Mart 2024 Cuma
İstanbul 16°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

En güler yüzlü kampanya #Hayır

Ali Taş yazdı

En güler yüzlü kampanya #Hayır

Geçen yazıda, bir kampanyada konumlanmanın öneminden bahsetmiş, “hayır” ve “evet” diyen kesimlerin durumlarını masaya yatırmıştım.

Geçen süre içerisinde süreç daha da belirginleşmeye ve üç aşağı beş yukarı söylemler belli olmaya başladı.

Herşeyden önce şu tespiti yapalım. Bir yarılma, bütün uyarılara rağmen, başladı. Artık “hayır”cı ve “evet”çi olarak bölünmüş durumdayız. Ama bunun bir de referandumdan sonrası var. Referandumdan sonra da burada olacağız, aynı insanlarla, aynı otobüse binecek, aynı kahvede okey oynayacağız. Birbirimizin yüzüne bakabilecek halde kalmamız gerekiyor.

Peki, kampanyayı kurgulayanlar bunu ne kadar sorguluyor. Başka bir değişle referandumdan sonraki pazartesi sabahı kaybeden taraf için “yenilmişlik” duygusunu ne kadar önemsiyorlar.

Mevcut olgulara bakarak, ortaya çıkan dillere ve iletişim biçimlerine bakalım.

“Hayır” cephesi, ironik bir şekilde “hayır” sözcüğünün taşıdığı bütün olumsuz anlamlara rağmen, olumlu bir dil üzerinde uzlaşı sağladı. Ne CHP, ne Vatan Partisi, ne de diğer partiler ve bileşenler söylemlerinde olumsuz bir kullanıyorlar. Tam aksine, birbirinden bağımsız olarak “birlik” kavramı ve bu kavramın olumlu etkilerine vurgu yapıyorlar. Bütün söylemlerinde temel mesaj “ülke olarak bölünmeyelim” ana omurgayı oluşturuyor.

Bir diğer güçlü nokta, belki de en önemlisi, “hayır” sözcüğü ile “hayırlı” sözcüğü arasındaki sesteşlik durumunun hemen fark edilmesi ve “hayırlı işler” “hayırlı cumalar” gibi AKP cephesinin söyleminin “evet”çilerin ana malzemesine dönüşmesi ile hızlıca # (hashtag) işareti konarak sosyal medyada kullanıma sokulmasıdır.

Tabii olarak bu durum, daha güleryüzlü bir kampanya sürecini de beraberinde getiriyor. Denilebilir ki, tüm zamanların en güleryüzlü “hayır” kampanyalarından birisini izleyeceğiz.

“Evet” cephesinde ise durum bir hayli sıkıntılı. Kampanyanın amiral gemisi AKP, belli ki 15 Temmuz’da hayatını kaybeden Erol Olçok’un yokluğunu çok hissedecek. Önce Rıdvan’ın “evet” videosu, ardından Nilhan Osmanoğlu’nun “bizim canımıza yetti parlamenter sistem artık” kazalarını yaşadılar. Çok açık ki bu kazalar “hayır” cephesine artı olarak geldi. Ancak görünen o ki, AKP kurmayları bu hataları görmemek için ellerinden geleni yapıyorlar.

Daha önce Adalet Bakanı Bekir Bozdağ söyledi. “Bakın, hayırcıların safına…” Ardından da Başbakan Binali Yıldırım devamını getirdi. “Hayırcılara bakın, ona göre karar verin…” Her ikisi de konuşmasını aynı şekilde sürdürdü. “PKK, FETÖ ve HDP” PKK ve FETÖ terör örgütüdür. HDP de PKK’nın meclisteki uzantısı. Burada sorun yok. Zaten esas mesaj da burası değil. Öncesinde kurulan cümlelerde esas mesaj gizli. “Bakın hayırcıların safına…”, “Hayırcılara bakın, ona göre karar verin…” Halkın anlayacağı alt metin, “Hayır diyenler terörist, vatan hainleridir.” Bu durumda, CHP, Vatan Partisi, Saadet Partisi, BBP, DSP ve bütün hayır diyenleri terör örgütü potasına atıyor. Böylece “hayır” oylarını engelleyeceğini düşünüyor.

MHP, büyük ihtimalle, neden “evet” dediğini açıklayamayacağı için referandum ve kampanya hazırlıklarını uzattıkça uzatıyor.

“Evet” cephesinde ortalık ciddi anlamda toz duman. Cumhurbaşkanı ile Başbakan’ın plansız olarak 4,5 saat görüşmeleri bile bu cepheye olumsuz olarak yansıyor.

Kısacası, “hayır”cılar, zaten psikolojik olarak üstün başladıkları bu süreçte, “evet”çilerin akla hayale sığmaz iletişim kazaları nedeni ile her geçen gün üstünlüğü ele geçiriyorlar. Üstelik bunu yaparken, bir yandan da eğleniyorlar. İşte bu yüzden kazanmaya daha yakın duruyorlar.

Son Dakika Haberleri