Türkmenler için kalıcı çözüm şart

MİLLİ HÜKÜMET PROGRAMINI DERİNLEŞTİRİYORUZ - 9

Ahmet Muratlı - Irak Türkmen Cephesi Türkiye Eski Temsilcisi

Sykes-Picot ve Lozan antlaşmalarının üzerinden yaklaşık 100 yıl geçmiştir ve BOP projesi ile yaşanan süreçte, aslında bu antlaşmalar üzerindeki yaşanan tartışmalar hâlâ devam ediyor. BOP’un sonucunda ülkelerin sınırlarının değişmesi amaçlanıyordu. Türkiye’nin güneyinde yayınlanan haritalara baktığımızda yeni oluşumlar olduğu görülüyor. Güvenli bölge denen bu alanın, Irak’ın kuzeyinden, Fırat’ın batısına kadar Suriye’nin kuzeyini kaplayan bir bölge olduğu görülüyor. Bu güvenli bölge, dağıtılan haritalarda ABD’nin himayesinde kaldığı iddia ediliyor. Bu durum, bize Çekiç Güç harekâtını hatırlatıyor.

TÜRKİYE ARAP DÜNYASINDAN KOPARILIYOR

Orada da Irak’ın kuzeyinden geçen 36. paralel vardı. 36. paralele baktığınız zaman ve paralelle ilgili olmayan, tamamıyla Kürt bölgeleri himaye ediliyordu. Şimdi de Suriye’de aynı buna benzer bir bölge himaye ediliyor. Bu haritalarda en ilginç olan kısım ise, Türkiye’nin Arap ülkeleri ile kara bağlantısının olmaması. Bu ne demektir? Eskiden, Türkiye’nin büyük bir TIR filosu vardı. BuTIR filosu Arap dünyasına Suriye ve Irak üzerinden olmak üzere iki kanaldan direk bağlantılıydı. İkisi de birbirine bir alternatifti. Ama bugün bunu göremiyoruz. Artık sadece çok dar bir alanda ve sadece Erbil’e kadar gidilebilen bir tır filomuz kalacağa benziyor.

Bu tıkanıklık nedeniyle, Türkiye’nin en çok ihracat yaptığı ülkelerden olan Irak ve Suriye’ye ve Arap dünyasına açılamadığını görüyoruz. Bu da Türkiye’nin ihracatını çok olumsuz etkiliyor. Bunlara alternatif olabilir mi diye İran’la bazı TIR filosu ilişkilerine girildi ama, İran’ın coğrafyasını düşündüğünüzde Arap dünyasına çok uzak ve uzun bir yoldur. Bu haritalarla beraber “Türkiye acaba dar bir alana mı sıkıştırılmak isteniyor” diye düşünmemek elde değildir.

TÜRKİYE SEYRETTİ

Türkiye için üç tane jeopolitik öneme sahip alan var. Batı Trakya, Kıbrıs ve Kerkük. Bugün Kıbrıs’ın durumu ortadadır. Benim kanaatime göre hiç iç açıcı bir durumda gözükmüyor. Kerkük’te gelinen durum ortada maalesef.

Yirmi senede Türkiye’nin yapabildiği tek şey, bizim Kerkük ve çevresinde azınlık durumuna gelmemizi seyretmesi oldu. Batı Trakya da şimdilik konuşulmuyor. Tüm bunların yanı sıra maalesef Suriye’de gelinen durum itibari ile dış politikamızın ne kadar başarısız olduğunu görüyoruz. Fırat Kalkanı Harekâtı ise çok dar bir alanda yapılmakta ve geçici bir tatminden öteye kalıcı bir çözüme gitmeyecek gibi duruyor. Çünkü burada da aynı bize yapılan gibi uzun vade de bir oluşum gerçekleştirilmek isteniyor. O bölgeden birçok etnik grupları temizlediler maalesef. Türkiye artık o coğrafyada bazı tavizler vermek mecburiyetinde kalacaktır diye düşünüyorum.

TÜRKMENLERİN DURUMU İYİ DEĞİL

Iraklı Türkmenler olarak da durumumuzun hiç iyi olmadığını görüyoruz. Yaklaşık 8 ay sonra Irak’ta genel seçimler ve mahalli seçimler var. Kerkük’te de bugün % 30-40 kadar il meclisinde bir hâkimiyetimiz varsa, bu seçimlerden sonra % 10 civarına düşecek gibi görünüyor. Burada demografik yapılar değiştirildi. Atalarımızdan bize kalan, Türkiye’ye sadece 65 km uzaklıkta bulunan, % 99,9’u Türk olan Telafer’i, maalesef yanlış politikalar sonucu kaybediyoruz. Şu anda Türkiye’de 50 binin üzerinde Telaferli mültecimiz vardır.

Kıbrıs meselesinde aynı Osmanlıya yaptıkları gibi çok cephe açıp, Türkiye’yi çok fazla cephede savaştırıp güçsüz kılma peşindeler. Bakalım Türkiye daha ne tavizler verecek diye de korku ile bekliyoruz. Biz kendi açımızdan bakıyoruz ve neredeyse Türkmenler olarak bizler bu coğrafyadan silinip gidiyoruz. Bu coğrafyalar Türk tarihinde Serhat illeri denen bir konumdaydı ama maalesef bugünkü durumumuz içler acısıdır. Türkiye’nin dış politikasının Türkmenler açısından hiç iyi yönetilmediğini düşünüyorum. Türkmenlere sahip çıkılması ve güçlendirilmesi Türkiye’nin bölgedeki kaygılarını azaltacaktır.

ÇÖZÜM

| Fırat Kalkanı Projesi’nin alanı genişlemelidir ve geçici değil kalıcı bir çözüme gidilmelidir.

| Türkiye artık o coğrafyada biz Türkmenlere sahip çıkmalıdır.

| Bölgemizin demografik yapısının değiştirilmesine Türkiye sessiz kalmamalıdır.

| Türkmen köyleri geri alınmalıdır ve Türkiye’ye giden mülteci kardeşlerimiz köylerine geri getirilmelidir.

| Türkmenlere sahip çıkılması ve güçlendirilmesi, Türkiye’nin bölgedeki kaygılarını kalıcı olarak azaltacaktır.