25 Nisan 2024 Perşembe
İstanbul 16°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Partinizi tanımak ‘bildirgenizi kollamak’, işte bütün mesele…

Filiz Gümüş

Filiz Gümüş

Eski Yazar

A+ A-

Bu, önceki 2 yazımızın 3. bölümü… Araya önce seçim yasakları, sonra seçim girdi; malum, bugün “Garp cephesinde değişen bir şey yok” … Çoğunuz bu filmi bilir, 88 yıl kadar önce, Türkçeye bu kelimelerle çevrildiğinden beri, bu cümlenin sonundaki yüklemi hatırlatan her durumda, sözcük çekimi gibi dilden dökülür. (Erich Maria Remarque’nin 1929 basımlı “All Quiet on the Western Front” adlı ses getiren kitabından, 1930 yılında sinemaya uyarlanmış. Siyah-beyaz klasikler arasında hatırı sayılan filmin adındaki “All Quiet” ise aslında “tamamen sessiz” anlamına geliyor. Tamamen sessiz ! Belki de bu seçim sonrası haleti ruhiyeyi anlatmaya daha bile uygun…)

Bir önceki yazımızda, ‘sanatın politikası’nin, kıymetiharbiyesinden dem vurmaya çalışıp Seçim bildirgelerindeki tercihlerinize göre, hangi partilisiniz?gibi bir ‘magazin testi’ hazırlamıştık. Bazılarınız testleri yaptı; kiminiz partisini kolayca seçebildi fakat hala cevapları bekleyenler de vardı (son bölümde görebilirsiniz…)

Şimdi seçim sonrası, artık hangi deveyi atlatsak da sizde hala böyle bir konuya “alakadar” olma hevesi yaratsak diye kıvranıp duracaktık ama mevzu kendiliğinden ilintisini buldu…

Geçen hafta, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Devlet Konservatuarı’na, 32 yıldır eğitimini sürdürdüğü Dolmabahçe Sarayı müştemilatındaki binasını “boşaltma” kararı tebliğ edildi; hatta bunun için verilen tarihin son gün de bugün yani “seçimin ertesindeki ilk mesai günü” ! … Türkiye’nin en köklü konservatuarından birine, dedikleri gibi, yer bile gösterilmeden böyle bir karar reva görüldüğündeki “infial”, bu hevesi şimdilik erteletmiş görünüyor…

Basına yansıdığı gibi, verilen sürenin dolması sonrasında, okul idaresinin binayı boşaltmaları için “polis zoru”! uygulanacağının tebliğ edilmesi, “tarihe geçecek” bir icraat olarak hafızalarda yer edecek türdendi. Yüreği yanan üniversite yönetiminin; böyle bir yarayı uzun süredir almamış sanat camiasının, konservatuar öğrencileri ya da mezunlarının, yakınlarının ve hayatının bir bölümüne değsin-değmesin kültür ve sanata ilgi duyan, değer veren herkesin, geçen haftadan beri basında ve sosyal medyada yayılan tepki seli dolayısıyla etkili olduğu görünmekte…

****

Demek ki istenildiği kadar, bir seçim bildirgesinde kültür-sanatla ilgili en“profesyonel” vaatler, çiçekler böcekler olsun… Mesela bir partinin ilk icraatı, böyle bir “konseratuar boşaltma” olursa; vaatlerindeki alamet-i farikalarına kim niçin ilgi göstersin?…

Oysa seçimden önce iktidarda olan ve hala iktidarda bulunan AKP’nin, seçim bildirgesinde “Kültür Sanat” başlığı altındaki bölümünün giriş cümlelerinde, aşağıdaki ifadeler yazıyor. İsterseniz, yine bir ‘bulmaca’ gibi çözün… “Soru: Bahsi geçen icraatı, şu cümlenin içinde nereye sığdırabilirsiniz ?”

“Kültür ve sanat alanında hedefimiz; derin bir tarih şuuru perspektifinde oluşan değerlerini muhafaza eden, yeni­den üreten ve gelecek nesillere aktaran, kültürel farklılıkları zenginlik olarak gören, herkesin kültür ve sanat faaliyetlerine katkıda bulunduğu ve erişebildiği, estetik duygusu güçlü bir toplum oluşturmaktır.”

****

Artık içinde “seçim” olan bir konuda eğlence yaratmak pek zor anlıyoruz. Fakat yine de olur a! Bugünün iktidarı ya da “gelecekteki iktidarlar”ları için notlar alan çalışkan öğrencilerimiz, tuttuğu partisinin; kültür sanat politikalarını geliştirmek için not ediyorlardır… (İki-üçdür, “parti tutmak” diyoruz. Çünkü Türkiye’de kim söyleyebilir bu işin aslının, gerçekten insanın oturup kendi kendine özgür iradesiyle, “ödevini yapar” gibi araştırarak; “sınav yaparak”;liyakat”a uyarak; vicdanlarda karşılık bulabildiğini? … Bu sınıfta!, günahıyla sevabıyla, futbol takımı tutar gibi, babamız-dedemiz hangi partiliyse bizimki de o değil; diyebilen kaç kişi?...

Üstelik geçen testte başarısız olup da (genelde 4 doğru iki yanlış çıktı yaptığımız anketlerde…) bir ikinci şansı hak eden “taraftarlar” da olabilir…

Bu defa, sanatta “emekten yana” neler vaat etmiş olabilirler; partilerimize buradan pay biçelim. Sanatı ortaya çıkaran üretim süreci, başka hiçbir işte olmadığı kadar, doğrudan ve kişisel olarak sanatçı ile ilgili madem… Sözümüzü tam da bugün, biricik konservatuarlarıyla ilgili böyle bir “yara” içindelerken, onlara atfen söylenmiş şu sözleri bir kez daha hatırlayarak tamamlayalım:

“Efendiler, hepiniz mebus olabilirsiniz, vekil olabilirsiniz, hatta reisicumhur olabilirsiniz… Fakat sanatkar olamazsınız. Hayatlarını büyük bir sanata vakfeden, bu çocukları sevelim”…

Mustafa Kemal Atatürk…

Şimdi test sizin; sınav sizin, sınav politikacıların…

TEST 2:

Aşağıda, isimleri gizlenerek, sadece birer numara verilmiş partilerin (daha önceki kuradakiler ile aynı numaralar…) seçim bildirgelerinde, “sanatçı özlük hakları ve sosyo-ekonomik güvenceleri” politikalarına göre, hangi parti sizin partiniz-di? ‘hatırlayınız’

1 No’lu parti:

  1. Sanat emekçilerinin ve kültür endüstrisi emekçilerinin başta telif ve sendikal haklar olmak üzere tüm sosyal haklarını yasal güvence altına alacağız. Sanatçıların sendikal örgütlenmesini teşvik edeceğiz.
  2. Gerekli durumlarda sanat emekçilerinin, sigorta primlerinin Kültür Bakanlığı tarafından ödenmesini sağlayacağız.
  3. Devlet bünyesinde çalışan tüm sanatçılarımızın özlük haklarını ve çalışma koşullarını iyileştireceğiz.
  4. Sanatçıların eserlerinden doğan mali haklarının hakkaniyetsiz biçimde tümden devredilebilmesinin önüne geçeceğiz.
  5. Patent ve fikri mülkiyetle ilgili mevzuatı çağdaş bir yapıya kavuşturacağız. Telif Haklarını koruyacak, korsan ürünlerle etkin şekilde mücadele edeceğiz.

2 No’lu parti: (Özel olarak kültü- sanat alanında çalışanlara ilişkin bir metin bulunmuyor. Bununla birlikte, kamu çalışanları için aşağıdaki düzenlemeler yer alıyor: )

  1. Kariyer, ünvan ve liyakat dikkate alınarak özlük haklarındaki farklılıklar giderilecektir. Memurlarımızın yıllık izinleri işgünü hesabına göre düzenlenecektir. Böylece daha verimli ve huzurlu çalışmaları sağlanacaktır.
  2. Kurum atamalarında düşüncesi, inancı, partisi ne olursa olsun önceliğimiz işi en iyi yapabilene teslim etmektir. Lisansüstü öğrenim ve kurum mülakatlarında ehliyeti dikkate almayan ve partizanlığı ölçü olarak benimseyen, tabiri caizse partiye üye kaydeder gibi yapılan memur alımları gençlerin 20-25 yıllık emeğinin hiçe sayılmasıdır. Siyasi tutumundan dolayı kimse işinden, kariyerinden mahrum bırakılmayacaktır.
  3. Kamu kurumları herhangi bir siyasi partinin arka bahçesi olarak görülmeyecektir. Kamuda yandaşlığın, akraba ve adam kayırmacılığın kökü kazınacak, adalet ve liyakate dayalı bir atama ve terfi sistemi kurulacaktır.

3 No’lu Parti

  1. Devlet, sanatçısına, kültür emekçisine sırtını dönemez, görmezden gelemez! Devlet sanat kurumlarında çalışan sanatçıların ellerinden alınan haklarını tekrar geri vereceğiz.

  1. Sanatçıların sahne yaşamlarında ve çalışmaları esnasında karşılaştıkları sakatlanmalar, meslek hastalıkları ve yıpranmalar onların yaşamlarını ve meslek hayatlarını olumsuz etkilemektedir. Bu nedenle kıdem tazminatları onların meslek hayatlarında karşılaştıkları risklere karşı bir güvence sağlamaktadır. Ancak bu uygulama tamamen kaldırılmış, sanatçılar meslek hayatlarının riskleri ile mücadelede tek başlarına bırakılmışlardır. Sanatçıların kıdem tazminatları tekrar yürürlüğe sokulacak, yıpranma payları emekliliklerine yansıtılacaktır.

  1. Bu uygulama tüm sanat alanında emek veren sanatçılarımıza yansıtılacak, meslekî riskler göz önüne alınarak değerlendirilecektir.

  1. Sanatçıların çalışma koşullarını iyileştireceğiz, emeklilikteki hak kayıplarına son vereceğiz. Emeklilikte yoksulluk sınırının altında yaşamaya mahkûm edilen sanatçılarımızın ek göstergeleri yükseltilecek, mağduriyetleri giderilecektir.

  1. Sanatçıların kadrosuz ve güvencesiz çalıştırılmasına izin vermeyeceğiz.Devlet sanat kurumlarında sanatçıları köle gibi çalıştıran Süreli Sözleşmeli (günlük ücretli) Takviye-Misafir Sanatçıuygulamasına derhal son vereceğiz: Dünyanın hiçbir yerinde görülmemiş bir sanatçı tanımlaması ile çalıştırılan genç sanatçılarımızın gelecekleri ellerinden alınmakta, hayatları karartılmaktadır. Devlet güvencesinden yoksun, sosyal hakları tamamen ellerinden alınarak çalıştırılan bu sanatçılarımızın, çoklukla kanun dışı uygulamalarla da karşılaştıklarını görmekteyiz. İnsan haklarına ve kanuna aykırı olan, sanat ve sanatçı düşmanı “Süreli Sözleşmeli Sanatçı” uygulamasına derhal SON vereceğiz!

  1. Var olan devlet sanat kurumlarının sanatçı alımı için kadrolar serbest bırakılacak; gerekli kadro tahsisleri yapılacaktır. Ve sanat kurumlarına dayatılan norm kadro uygulamasına son verilecektir.
  1. Görsel sanatların her alanında çalışan (ressam, heykeltraş, fotoğraf, karikatürist vb.)sanatçılarımızla birlikte yazın dünyasında sonsuz emek veren yazar ve şairlerimizin, sinema alanında çalışan oyuncuların ve emekçilerin sosyal haklarına ve devlet güvencesine kavuşmalarını sağlayacak yeni düzenlemeler yapacağız.

  1. Bestecilerimizin, yazar ve sanatçılarımızın telif haklarını titizlikle koruyacak önlemler alacağız. Gerekli yasal ve kurumsal düzenlemeleri yapacağız, mevcut yasada bulunan sakıncalı hususlar yeniden ele alınarak fikir ve sanat eserlerinde yapılan korsanlıklara engel olacağız. Eser sahiplerinin emek ve haklarını koruyacağız.

4 No’lu parti:

  1. Daha etkin bir telif hakları sisteminin kurulması için hazırladığımız mevzuat değişikliği ile uluslararası standartları yakalayacak ve kültür endüstrisinin gelişimine katkıda bulunacağız.
  2. Fikir ve Sanat Eserleri Kanununu gözden geçireceğiz. Bu çerçevede; dijital hak ihlalleri ile mücadele, kullanıcıların lisanslanması ve toplu hak yönetim sistemi, toplumun eserlerden faydalanma imkânlarının arttırılması, farklı meslek gruplarındaki sanatçılarımızın telif haklarına yönelik düzenlemeler gerçekleştireceğiz.

5 No’lu parti:

  1. Devlet Tiyatroları ve Devlet Opera ve Bale Genel Müdürlüklerini güçlendireceğiz, sanatçı ve diğer personelin özlük haklarını iyileştireceğiz. Devlet Tiyatroları ve Devlet Opera ve Bale Genel Müdürlüklerini mali, idari ve personel özlük hakları bakımından güçlendireceğiz, burada görev yapan sanatçılar ve diğer destek personeline ilişkin kadro ve meslek tanımlarını içeren gereken yasal düzenleme yapacağız.
  2. Kültür sanat alanında çalışan kişilerin sosyal güvenlik sorunları çözeceğiz. Kültür sanat alanındaki her tür eser ve sanatçı, uluslararası telif standartları ile güvence altına alacağız.
  3. Sanat ve Sanatçıyı güvencemiz altına alacağız. Kültür sanat alanında çalışan kişilerin sosyal güvenlik sorunları çözeceğiz. Kültür sanat alanındaki her tür eser ve sanatçı, uluslararası telif standartları ile güvence altına alacağız. Kültür sanat alanına yatırım yapanlara, devlet teşviki sağlayacağız.
  4. Fikir ve Sanat Eserlerine ilişkin hakları en iyi şekilde koruyacağız. Sinema, kısa film ve belgesel üremi için, yılda üç defa Kültür ve Turizm Bakanlığı desteği sağlayacağız. Bu desteği, bağımsız ve tarafsız bir heyet tarafından kontrol edeceğiz. Sinema, kısa film ve belgesel dalındaki eserleri, çağın gerdiği en iyi teknoloji standartları ile devlet arşivinde korumaya alacağız.
  5. Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'nu, sayısal haklar yönetimine ilişkin hususlar da dikkate alınarak gözden geçireceğiz, sayısal sanatlar ve haklara ilişkin kurumsal yapılanma oluşturacağız. Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'nu, sayısal haklar yönetimine ilişkin hususlar da dikkate alınarak gözden geçireceğiz, Avrupa Birliği müktesebatına uygun olarak fikrî mülkiyet haklarını tam güvence altına alacağız. Eser sahiplerinin kendi meslek birlikleriyle ortaklaşa yaptıkları istişareler dikkate alarak emeklerinin sömürülmesine izin vermeyeceğiz. Sayısal haklar ve sayısal sanatlara münhasır gerekli kurumsal yapılanma oluşturacağız, teknolojik mecralarda kültür-sanat üremi ve estetiğini destekleyeceğiz.

6 No’lu parti:

  1. Kültür ve sanat eserlerinin üretim süreçleri insanileştirilecek. (Tam metin tekrarı “Sinema” bölümünde)
  2. Sanatçıların hak örgütlenmeleri desteklenecek.
  3. Kültür ve sanat insanlarıyla, örgütlü temsilcileriyle, inisiyatiflerle dayanışma içinde olunacak.
  4. Özellikle sinema ve televizyon sektöründe rastlanan sömürü ve insanlık dışı çalışma koşulları gözlenecek, kültür ve sanat eserlerinin üretim süreçleri insanileştirilecek.
  5. Kültür ve sanat alanında Devlet Sanatçılığı kurumu kaldıracak.

CEVAPLAR

  1. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP)
  2. Saadet Partisi (SP)
  3. Vatan Partisi (VP)
  4. Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP)
  5. İyi Parti (İP)
  6. Halkların Demokratik Partisi (HDP)